BU NE ilk, bir “dur” diyen çıkmazsa, belli ki ne de son olacak.
Bekliyoruz...
İzmir Metrosu; Üçyol -Üçkuyular inşaatı bekliyor...
Hatay, İnönü Caddesi’nde esnaf ve yaşayan binlerce kişi çektikleri eziyetin bitmesini bekliyor...
Altı köstebek gibi oyulan ama son beton kaplamaları atılamadığı için her an çökme riski bulunan yüzlerce apartman ve işyeri ne zaman göçeceğini bekliyor(!...)
Kamu İhale Kurumu’nun (KİK), isimsiz bir dilekçeye dayanarak iptal ettiği metro inşaatı ile ilgili gerekçeli kararı bekleniyor...
Bekle babam bekle...
DURDURULAN metro ihalesinin, niçin Kamu İhale Kanunu’nun 21-(b) maddesine göre yapıldığı çok önemli bir ayrıntı.
Büyükşehir Belediyesi, Üçyol -Üçkuyular arasında Bozoğlu tarafından açılan tünellerin üzerindeki yerleşim alanlarının her an bir çökme riskine karşı, betonla kaplanması ve aynı şekilde kazılan İzmirspor ve Hatay istasyonları için ihale yaptı.
Olayın aciliyetinden dolayı da 4734 sayılı kanunun bu maddesine dayanarak, “pazarlık usulu” ile gerçekleştirdi.
Büyükşehir Belediyesi, idarece bu iş için yeterliliği belirlenen yedi firmayı davet etti.
Üçü teklif vererek ihaleye katıldı.
Davet edilenler, Yapı Merkezi, Alarko, Enka, Limak, Öztaş, Astaldi ve Kolin İnşaat’tı.
86.7 milyon’luk ihaleye ilk aşamada, Limak 87.9, Öztaş 84.1, Kolin ise 69.9 milyon lira teklif verdi.
Gâvur dediler; sustuk... Türkiye’nin en büyük köyü dediler; sesimiz çıkmadı, içimize sinmese de kabullendik...
Ve şimdi de olduk faşist!..
Kim bu yakıştırmayı İzmir’e yapan?
Kimin ‘Taraf’ında olduğu belli olan bir yazar ve, DTP’nin genel başkanı ve avenesi!..
Dönüyor, dolaşıyorlar, İzmir’e küfürden daha ağır olan bir yakıştırma ile; “faşist” diye suçluyorlar.
İzmir’in tepkisi, kendisini İzmirli olarak tanıtan bu utanç vesikasına karşı verdiği “okkalı” yanıttır.
İzmir’de DTP konvoyuna yönelik, Hatay Üçyol’da malum tepkiye gelince;
RAHMETLİ Ensari Bulut’un yerine yapılan Çiğli Belediye Başkanlık seçimi, belli ki CHP’nin daha çok ama çooook başını ağrıtacak.
Geriye dönmüyorum.
Kim suçlu, kim suçsuz; kimin ihmali var, krizi ya da seçim sürecini kim ya da kimler iyi yönetemedi, hepsi bugün bir kenara...
Önemli gelişmeler var.
Birincisi, CHP’nin en üst yönetim organı, MYK, Deniz Baykal başkanlığında toplandı ve CHP adayı olmadığı halde, AK Partilililerle işbirliği yaparak başkan seçilen CHP’li Metin Solak’ı, partiden kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevketti.
Bu, Solak’ın, CHP’de “ölüm fermanının“ imzalaması gibi bir şey.
Demek ki Baykal’ın, Solak’ı affetmeye hiç niyeti yok. Kesin kararlı.
TARTIŞMAYA, sorgulamaya ve öküz altında buzağı aramaya gerek yok.
Kamu İhale Kurumu (KİK) bu kez İzmir Metrosu için siyasi yönü ağır, hatta taraflı bir karar aldı.
Bunun adı; “İzmir’in önünü” neye hizmet etmekse, resmen tıkamaktır.
Üçyol-Üçkuyular metro inşaatı ile ilgili görüşlerimi biliyorsunuz.
Aziz Kocaoğlu’nu yerden yere vurmaktan hiç çekinmedim.
Çünkü ilk günden beri atılan adımlar doğru değildi.
Ama bu kez, KİK’in son metro ihalesini iptal eden kararını mahkemeye taşımakla en doğru olanı yapıyor.
YIL 2001... Göztepe’nin Süper Lig’e çıktığı sezon.
Yer Alsancak Stadı.
Diyarbakırspor maçı.
Maç başlamadan İstiklal Marşı okunuyor. Bitince seyirciden beklenmediğimiz bir tepki:
“PKK dışarı... PKK dışarı...”
Ne oluyor demeye kalmadan, öğreniyoruz ki; konuk takım seyircisi ayrılan balkondaki tribünlerde, milli marşımız çalınırken, ayağa kalkmamışlar.
Taraftarın tepkisi de buna...
GAVURDUK, şimdi olduk faşist!..
Peki ne yapacaktık beyler?
Otuzbinden fazla insanın ölümüne doğrudan ya da dolaylı olarak neden olan bir bölücübaşı teröristin posteri İzmir caddelerinde sloganlar atılırak dolaştırılırken ya da kanlı terör örgütünün bayrağını açıp korna çalan araçları alkışlayacak mıydık?
Balkonlara çıkıp protesto için tencere-tava çalmayıp da, “İzmir’e ne iyi ettiniz de geldiniz” diye gül mü atacaktık?
Bazı meslekteşlarım yorum yapıyorlar: Gelene taş atmak, küfür etmek, hangi akla hizmet etmekmiş?
Doğru da ben de onlara soruyorum;
Efendiler, bırakın artık bu “entel -dantel” demokratik havaları...
CHP’de, bağlayıcı gurup kararına rağmen, son anda “Başkan Adayı” olarak ortaya çıkan, rahmetli Ensari Bulut’un yakın arkadaşı CHP’li Başkanvekili avukat Metin Solak, AK Parti’lilerin oylarıyla Çiğli’ye Belediye Başkanı oldu.
Ve AK Parti, Çiğli’de CHP’ye faturası çok ağır ve çok acı bir siyaset dersi verdi.
Ne yaptı biliyor musunuz?
CHP’li Ensari Bulut’tan boşalan Çiğli Belediye Başkanlığı’na, CHP’nin istediği adayı seçtirtmedi.
“Benim dediğim olacak” dedi ve dediğini de yaptı:
CHP’nin grup kararıyla belirlediği Başkan adayı Şeref Bektaş’ı seçtirmemek için önce aday çıkardı, sonra da üçüncü turda adayı Sıddık Soysal’ı yarıştan çekerek blok 11 oyunu CHP’lilerin istemediği CHP’li Metin Solak’a verdi.
CHP’li Metin Solak, AK Partililerin verdiği 11 oyla, 31 üyeli Meclis’te 16 oy alarak yarışta ipi göğüsledi ve Ensari Bulut’un koltuğuna oturdu. CHP’nin adayı Şeref Bektaş ise 14 oyda kaldı, bir oy da boş çıktı.