YAPILMAK istenen şu:
Çizgi filmlerde insan mı, hayvan mı belli olmayan bir “Kurt Adam” vardır ya...
Meyvemizi, sebzemizi, buğdayımızı, mısırımızı da bu “Kurt Adam” a benzetmek istiyorlar.
Ve bunun adına da Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) deniyor.
Kim yapıyor?
Tarım Bakanı...
Yetkisi var mı?
Hem var, hem yok...
Çünkü GDO’lu ürünlerin Türkiye’ye serbestçe ithal edilmesine izin veren, TBMM’de kabul edilmiş bir kanun yok.
Tarım Bakanlığı, olmayan kanun için acil bir yönetmelik yayınlıyor.
Yangından mal kaçırır gibi neden bu acele?
Yoksa, “açılım” gibi, bunun için de mi dünyada GDO’lu tohum piyasasını elinde tutan Amerikalılar’a söz verdik!..
* * *
Ülkemiz, dünyanın çok az yerinde rastlanır bir eko sistem çeşitliliğine ve gıda ile tarım için önemli genetik çeşitliliğe sahiptir.
Avrupa kıtasının tümünde bitki türlerinin sayısı yaklaşık 12 bin iken, sadece Türkiye’ de saptanmış bitki türü sayısı 9 bin’dir.
Bunun da yaklaşık yüzde 33’ü yani 3 bin civarındaki kısmı sadece Türkiye’ye özgü endemik türlerdir. Bu rakam Avrupa Kıtası’nın tümünde 2 bin 500’dür.
Böyle bir durumda, bırakın GDO’lu ürünlere topraklarımızı açmayı, ülkemize has bu zenginliğin korunması, tehlike altına girmemesi veya yok olmaması için, adını bile anmamalıyız.
Kaçak yollarla bu tohumları ya da yetişmiş ürünleri sınırlarımız içine sokmak isteyenleri çok ağır şekilde cezalandırmalıyız.
Anadolumuz, kendi başına ayrı bir kıta değildir ama, sanki ayrı bir kıtaymış gibi, büyük bir kıtanın sahip olabileceği tüm biyolojik çeşitlilik özelliklerine sahiptir.
Dünyada değişik ülkelerde yetiştirilen pek çok bitki ve hayvan türünün orijinal ataları, Anadolu topraklarından dağılmıştır. Bir bakıma Anadolu ekosistemi, doğal bir gen bankası niteliğindedir. Bu nedenle Türkiye, dünyadaki jeo -politik önemine ek olarak, jeo -biyotik önemi de büyük olan bir ülkedir.
* * *
Sayın Mehdi Bey!..
Sayın Tarım Bakanı!..
Bize “hamam böceği” nden bozma mısır mı, fareden bozma domates mi, buğday mı; neresiyle oynandığı, neresinin değiştirildiği belli olmayan ürünleri yedirmeye ve çifçimize bunları ektirmeye hakkınız var mı?
Biz, yerli tohum; mis gibi kokan domatesimizi yemek, kabaktan bozma karpuz yerine, çekirdekli kan kırmızı yerlisini kesmek, Çin ordusu gibi hepsi tornadan çıkmış salatalıklar yerine, eğri büğrü ama yerli tohum salatalık almak istiyoruz.
GDO işgali, bu ülke insanının sağlığını hiçe saymaktır.
Biyolojik çeşitliliğimiz üzerinde tehdit oluşturmaktır.
Çiftçimizin tohum ayırma hakkını elinden almaktır.
Türk tarımını, çok uluslu şirketlerden tohum almaya mahkum kılmaktır.