Ocak ayında cari açık (ekonominin olağan döviz gelirleri ile giderleri arasındaki fark) küçülmeye devam etti. Küçülen açık, bankaların dışarıdan getirdikleri kredilerin desteği ile kapatıldı. Cari açık ne kadar küçük olursa olsun (sermaye hareketi ile) finansmanı (kapatılması) önemlidir. Cari açık sermaye hareketi ile kapatılamaz ise, döviz rezervlerinden kapatılır.
Açık büyüklüğünde net döviz girişi ekonomide rahatlık yaratır. Açık kadar net döviz girişi olmazsa, piyasada döviz kıtlığı hissedilir. Döviz fiyatları yukarıya çıkar. Daha önceki aylarda nereden geldiği belli olmayan dövizin ekonomiye rahatlık yaratmasına alışmıştık. Ocak ayında nereye gittiği belli olmayan 1 milyar dolar, döviz trafiğini olumsuz etkiledi. Cari açığın “sağlıklı olarak” küçülmesi için, ihracatımızın artması, ithal edilen malların içeride üretimine başlanması gerekir.
Üretim çok önemli
Şimdilerde, ihracat gelirlerimiz artmıyor. İhracat gelirleri azalıyor. Fakat ihracat geliri azalırken ithalat gideri de azalıyor. İthalat giderinin azalmasının nedeni ithal mallarının içeride üretiminin başlaması değil. Ekonominin yavaşlaması. Buna ek olarak enerji faturasının küçülmesi.
Ekonomi yavaşlayınca yatırım
Ayşe Hanım Teyzem heyecanlanmış durumda.
- 2 ayda yüzde 18 kazanç, hem de vergisiz, temiz kazanç, hangi işte var? Hangi yatırımda var?
Ama altını olan kazandı. Altın fiyatları iki aydır tırmanıp duruyor. Yılbaşından bu yana altın fiyatları TL olarak yüzde 18 arttı.
- Yılbaşında altının gramı 99 TL. idi. Şimdilerde 117 TL.
- Yılbaşında çeyrek 161 TL idi. Şimdilerde 188 TL’den alıyorlar, 193 TL’den satıyorlar.
Ne var ki “Altın iki ayda yüzde 18 kazandırmış, hemen altın satın alalım da biz de kazanalım” demeye imkân yok. Çünkü altın bu... Bugün kazandırıyor, yarın kaybettiriyor.
2016 yılının başında ekonominin ne yönde geliştiğini sergileyen öncü göstergeler yayımlanmaya başladı.
- Ocak ayı sanayi üretim endeksi, üretimde beklenenin üzerinde bir gelişmeyi işaret ediyor.
- Ocak ayı perakende satış göstergeleri ise iç talepte duraklamayı gösteriyor.
Türkiye İstatistik Kurumu, sanayi üretimindeki değişimi 3 pencereden izliyor:
- Arındırılmamış sanayi üretim rakamlarına göre, ocak ayında sanayi üretimi geçen yılın üretiminin yüzde 3.6 üzerinde.
- Takvim etkisinden arındırılmış göstergelere göre sanayi üretiminde yıllık artış yüzde 5.6 oranında.
Son yıllarda kadın denilince “şiddet” gündeme gelir oldu. Şiddet, Türk kadınının özelliklerini, gücünü gölgeliyor.
Atatürk Türkiye’sinin verdiği imkânlarla kadınlarımız dünyada seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. Kadınlar milletvekili, hâkim, hoca oldu.
Bugün okullardaki öğrencilerin yarısı erkek, yarısı kadın. Üniversitelerden mezun olanların yarısı erkek, yarısı kadın.
Türkiye’de 2014 yılında kamusal alanda üst düzey kadın yönetici oranı yüzde 9.4 oldu. Kadın hâkim oranı yüzde 36.9, kadın profesörlerin oranı ise 2013 - 2014 öğretim yılı için yüzde 28.7 oldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki kadın milletvekili oranı 1935 yılında yüzde 4 iken, 79 yıl sonra bu oran yüzde 14’e yükseldi.
Erkeklerle yarışıyorlar
Kadınlarımız, büyük Türk ve yabancı şirketlerde tepe yönetiminde başarılarıyla anılıyor. Kadınlarımızın işgücüne katılma oranları düşük. Çünkü bizde özellikle alt gelir grubundaki ve düşük eğitim düzeyli ailelerde kadınların ağır ev sorumlulukları ve çocuk yetiştirme sorumlulukları devam ediyor.
New York
Hadi anladık... Türkiye’de ekonomi yavaşladı. Perakende sektöründe işler iyi değil. Ya dünyada zenginlerin akın ettikleri New York’a ne oluyor?
New York şehrinin içinde 8.2 milyon kişi, eyalette 19 milyon kişi yaşıyor. Geçen yıl New York’a 12 milyonu yabancı, kalanı ABD’nin içinden 56 milyon ziyaretçi geldi. Bu kadar insan yiyor, içiyor, alışveriş yapıyor.
2015 yılında New York’ta perakende ticaretin hacminin 250 milyar dolar olduğu belirtiliyor. New York’ta perakende ticaret yapan işyerlerinin sayıları 77 bin, bu işyerlerinde çalışanların sayısı 925 bin kişi. İyi de acaba işler nasıl?
Berfu Güven ile NTV’de her hafta ‘Sokağın Ekonomisi’ni izliyoruz. Dükkânlara girip, “Hemşehrim işler nasıl?” diye soruyoruz. New York’ta, dükkânlarda soracak kimseyi bulmak imkânsız. O nedenle sayın okuyucularıma gördüklerimi aktaracağım.
Talep az, indirim çok
New York’ta 11 Eylül 2001’de yıkılan Dünya Ticaret Merkezi diye bilinen ikiz kulelerin bulunduğu bölgede bir anıt istasyon binasının ön açılışı yapıldı.
Oculus diye adlandırılan bu anıt projenin içinde, tren ve metro istasyonları ile alışveriş merkezi var. İstasyon binasından çevredeki alanlara ve özellikle liman bölgesine yer altından yaya geçiş yolları bulunuyor.
Oculus’un dış ve iç görünümü etkileyici. Dış görünümü iki kanadını açmış beyaz bir kuş görünümünde. Orijinal projede kanatların hareket etmesi öngörülmüştü. Fakat 2 milyar dolarla başlayan proje 4 milyar dolara çıkınca, kanatları hareket ettirecek hidrolik sistemden vazgeçildi.
11 Eylül 2001’de yıkılan ikiz kulelerin bulunduğu bölge için hazırlanan ana proje kapsamında önce yeni bir kule inşa edildi. Şimdilerde o kulenin yanında ikinci kulenin inşaatı devam ediyor. Oculus ulaşım merkezi bu kuleler arasında yer alıyor.
Ulaşım Merkezi’nin tasarımı 2004 yılında Santiago Calatrava’ya sipariş edildi.
Oculus 2011 yılında tamamlanacaktı. Projenin maliyetinin yükselmesinin ve gecikmesinin mimarın suçu olduğu söyleniyor. Calatrava, projelerindeki maliyet artışı ve gecikmeyle ünlendiği, “Dünyanın en nefret edilen mimarı”
Ayşe Teyzem soruyor:
- Enflasyon açıklandı... Bolca sıfırlı düşüşten söz ediliyor? Gerçek nedir?
- Enflasyon düşüşe geçti... Şubatta ülkede fiyatlar bir önceki aya göre, ocak ayına göre on binde 2 geriledi.
- On binde 2 ne demek?
- Demek ki halkımız ocak ayında 1000 TL’ye aldıklarını şubat ayında 999.80 TL’ye alma imkânına sahip olmuş.
- Fiyatlar bu kadar ince ince nasıl hesaplanıyor? Yüzde biri anladık da on binde biri hangi terazi ölçüyor?
- Ülke genelinde derlenen fiyatların ortalaması alınırken bu tür ince rakamlara ulaşmak mümkün olabiliyor. Ama bu bir ölçüde enflasyonda gerilemeyi değil de aylık fiyat artışında duraklamayı işaret ediyor.
Dünyanın 20 büyük şirketi ne yapar? Bu şirketler hangi ülkenin sermaye gruplarına ait?
Dünya ekonomisindeki değişim ve gelişim hangi şirketleri öne çıkarıyor? Hangileri sahnenin gerisine çekiliyor?
Bunlar ilgi çekici konular ama konuya yabancı olanların izlemesi zor hatta imkânsız konular.
Goldman Sachs kaynaklı bir çalışmada son 11 yıl boyunca, her yıl dünyanın en büyük 20 şirketinin sıralaması veriliyor.
İktisatçı Şant Manukyan ”Tek Tabloda 11 Yıl“ başlığı altında bu çalışmayı yorumlamış.
Goldman Sachs’ın çalışmasından iki özet tablo çıkardım. Birinci tabloda 2005 yılında dünyanın 20 büyük firmasının 2010 ve 2015 yıllarında nerelerde olduğu görülüyor.
İkinci tabloda ise 2015 yılının en büyük 20 firmasının 2010’lardaki durumu sergileniyor.