İthalat artışı, ihracat artışının önünde koşmaya devam ediyor.
İthalat artışı ihracat artışının önünde koşunca, dış ticaret açığımız büyüyor, cari açık büyüyor.
- Mart ayının sonunda TİM Türkiye İhracatçılar Meclisi, mart ayında ihracatta tarihi rekoru açıkladı. Sevindik.
- Nisanda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı mart ayının geçici ihracat ve ithalat rakamlarını açıklayınca, ithalatın rekor kırdığını öğrendik. Üzüldük.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, 2018 yılı mart ayında geçen yılın aynı ayına göre;
- İhracat % 8.01 arttı, 15 milyar 599 milyon dolar oldu,
- İthalat % 12.77 arttı, 21 milyar 421 milyon dolar oldu,
- Dış ticaret açığı % 27.89 arttı, 5 milyar 822 milyon dolar oldu.
Halkımız ve ülkemizi ziyaret eden yabancı turistler 2016 yılında 35.4 milyon litre rakı tüketti. Yıllık rakı tüketimi 2010 yılında 46.3 milyon litre, 2011 yılında 48.8 milyon litre olmuştu.
Nüfus artarken, sadece rakı tüketimi değil, toplam alkollü içki tüketimi geriliyor.
Alkollü içki tüketim rakamlarını değerlendirirken, bu rakamların sadece 80 milyon Türkün tüketimi olmadığını, ülkemizi her yıl ziyaret eden 25-30 milyon yabancı turistin de tüketimi olduğunu dikkate almak gerekir. Özellikle turistik işletmelerde “Herşey dahil” uygulaması, yabancı ziyaretçilerin alkollü içki tüketimindeki paylarının yüksek olmasına yol açıyor.
Alkollü içki tüketimini değerlendirirken, alkollü içeceklerde alkol içeriğinin farklı olduğunu da dikkate almak gerekiyor. Birada alkol oranı % 5 dolayında, şarapta % 12 dolayında, rakıda - votkada % 45 dolayında.
Hepsi azalıyor
Rakı gibi, bira ve şarap tüketiminde de gerileme var.
Bira tüketimi 2010 yılında 921 milyon litre, 2012’de 998 milyon litre iken, 2016 yılında 900 milyon litreye geriledi.
Şarapta iç piyasa talebi 2010 yılında 59 milyon litre idi. 2016 yılında 51 milyon litre oldu.
Geçen hafta, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü nedeniyle tiyatro konusu öne çıktı. Önce sinema, sonra TV rekabetiyle tiyatroya ilgi azalırken, son yıllarda artmaya başladı. Çok sayıda profesyonel tiyatro topluluğu ülke genelinde sahneye çıkıyor. Ve de tiyatro salonları doluyor.
Bu hafta sonu sayın okuyucularıma tiyatrolarımız, oyun ve seyirci sayıları hakkında bilgi vermek, bu arada 90 yaşında hem yazan hem oynayan, Haldun Dormen’in son oyununu anlatmak istiyorum.
2.483 sinema, 721 tiyatro
TÜİK, “Tiyatro ve Sinema İstatistikleri” yayımlıyor. 2016-2017 dönemi istatistikleri henüz yayımlanmadı. Bu nedenle, 2015-2016 istatistiklerine dayalı bilgi vereceğim.
- Ülke genelinde 2.483 sinema salonu, bu salonlarda 307 bin koltuk var. Yıllık sinema izleyici sayısı 55 milyon.
- Tiyatro salonu sayısı ise 721. Bu salonlarda 261 bin koltuk var. Seyirci sayısı 6 milyon.
- Tiyatrolarda yerli oyunlara ilgi var ve çocuk seyirci sayısı giderek artıyor. 6 milyon izleyicinin 4.5 milyonu yerli oyun izledi. 3.5 milyonu yetişkin, 2.5 milyonu çocuk izleyici.
(Hatırlatma: Sinemada koltuklar günde birkaç defa kullanılırken, tiyatroda koltuk kullanım sayısı düşük.)
Türkiye ekonomisi 2017’de yüzde 7.4 büyüdü. Ekonomide iç ve dış sorunların yoğun olduğu bir yılda bu büyüme önemlidir.
Hükümetin Kredi Garanti Fonu (KGF) ile ekonomiye getirdiği hareket ve yoğun teşvik uygulamalarının desteğiyle, son 4 yılın en yüksek büyümesi gerçekleşti.
Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde yüzde 8.4 büyüyen İrlanda’dan sonra en hızlı büyüyen ülke oldu. Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla (enflasyondan arındırılmamış fiyatlarla), (milli gelir), GSYİH, 2016 yılına göre yüzde 19 artarak 3 trilyon 104 milyar 907 milyon TL oldu.
Özel tüketim artışı
Dolar olarak, 2016’da 862.7 milyar dolar olan ekonomik büyüklük, dolar değerindeki değişim nedeniyle, 2017’de 851.0 milyar dolara geriledi. Kişi başı milli gelir ise 10.597 dolar oldu.
Büyümeyi özel tüketim ve yatırım harcamalarındaki artış etkiledi.
Güçlü iç talep artışı, güçlü ithalat artışını da beraberinde getirdi.
İthalat artışının rüzgârında, 2017 yılı cari açık/GSYİH oranı yüzde 5.5 olarak gerçekleşti.
Başkan Trump’ın, çelik ve alüminyum ithalatına getirdiği ek vergi ve yatırım kısıtlamaları “ticaret savaşları”nın başladığı şeklinde yorumlanıyor.
Trump’ın kararı öncelikle Çin’i hedef alıyor ama ABD’ye mal satan diğer ülkeleri de olumsuz etkiliyor. Çin’e getirilecek ek gümrük vergisi ve yatırım kısıtlamalarının 60 milyar doları bulabileceği belirtiliyor.
Trump’ın hedefi dış ticaret açığını azaltmak. Açığın en büyük kaynağı da ABD-Çin dış ticareti.
- ABD’nin 2017 ithalatı 2.4 trilyon dolar, ihracatı 1.5 trilyon dolar.
- Çin’in toplam ithalatı 1.5 trilyon dolar, ihracatı 2 trilyon dolar.
- ABD’nin 2017’de Çin’den ithalatı 526 milyar dolar. İhracatı 136 milyar dolar. Trump’ın vergi ve kısıtlamaları ABD’nin Çin ile dış ticaret açığını kapatamaz. Önemli olan, bu kararın “ticaret savaşları”nı başlatma tehlikesi.
Hedef açık değil, fazla...
Ticaret savaşları, ülkelerin ithalatlarını azaltmak, ihracatlarını artırmak için, rakip ülkelere karşı üstünlük arayışlarına verilen isimdir.
TCMB, (Merkez Bankası) geçen yıl bir önceki yıla göre % 92.4 artışla 18.3 milyar TL kâr açıkladı.
Merkez, 2017’de kârını önceki yıla göre yaklaşık 2 katına çıkardı. Merkez Bankası’nın, 31 Aralık 2017 tarihinde sona eren, 86. hesap dönemi bilançosu Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, banka geçen yıl 18 milyar 383.9 milyon TL dönem kârı açıkladı. Banka, 2016’da 9 milyar 555.9 milyon TL kâr elde etmişti. Böylece bankanın kârı yüzde 92.4 artış gösterdi. TCMB, 2014’te 8.6 milyar TL, 2015’te ise 13.9 milyar TL kâr açıklamıştı.
Anonim şirket statüsüne sahip olan TCMB, 250.000 adet hisseye bölünmüş, 25.000 TL sermayesi var. 250.000 adet hisse senedi (A), (B), (C) ve (D) olmak üzere dört sınıfa ayrılıyor.
TCMB sermayesinin yüzde 55.12’sini temsil eden (A) sınıfı hisse senetleri Hazine’nin elinde. Yasaya göre, Hazine’nin elinde bulunacak hisse senetlerinin oranı toplam sermayenin yüzde 51’inden aşağıya düşemez.
Sermaye yapısı nasıl?
Sermayenin yüzde 25.76’sını temsil eden (B) sınıfı hisse senetlerinin 25.74’üne Türkiye’de faaliyette bulunan milli bankalar sahip.
Dr. Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası’nın kârının nasıl dağıtıldığını bir yazısında geniş şekilde anlatmıştı. Eğilmez’in anlatımıyla, “Merk
Türkiye’de 2017 yılında 37.5 milyon ton ham çelik üretildi.
Kütük ve demir çelik ürünü olarak 16.4 milyon ton ithalat yapıldı.
Farklı ürünlerden 18.3 milyon ton ihracat gerçekleştirildi.
İç tüketim 34.6 milyon ton oldu.
Toplam üretimin 25.9 milyon tonunu hurdaları eriterek çubuk demir haline getiren 29 elektrikli ark ocağı gerçekleştirdi. Hurda demir ithal ederek, elektrikli ark ocaklarında eriten 20 demir çelik tesisi var.
Toplam üretimin 11.5 milyon tonu ise, entegre tesislerde demir cevheri kullanılarak elde edildi. Ereğli, İskenderun ve Karabük’te 3 entegre tesis var.
Kişi başı 428 kg nihai çelik mamulü tüketimimizle dünyada çelik tüketiminde 8’inci sıradayız.
Cevher çıkaramıyoruz
İşgücü istatistiklerini aylık olarak izlediğimizde, mevsim ve takvim değişiklikleri nedeniyle değişimi değerlendirmek güç oluyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yıl sonlarında toplu olarak daha sağlıklı değerlemelere imkân vermek için “yıllık işgücü istatistikleri “yayınlıyor. Yıllık işgücü istatistikleri, istihdamda yıllar itibariyle değişimi izlemeye imkân veriyor.
Nüfus artıyor. Nüfus artınca iş bulduklarında çalışmak isteyenlerin sayıları artıyor. 2017 yılında hem nüfus artışı hem de çalışmak isteyenlerin sayısındaki artış yüksek oldu.
- 2015 yılında 15 ve daha yüksek yaştaki nüfus 868 bin, 2016 yılında ise 866 bin artmışken, 2017 yılında 1 milyon 174 bin arttı.
- Nüfus artışının sonucu çalışmak isteyenlerin sayıları da artıyor. Çalışmak isteyenlerin sayılarındaki artış 2015 yılında 688 bin idi, 2016 yılında 584 bine geriledi, 2017 yılında 984 bine yükseldi.
- Bir iş sahibi olabilenların sayıları 2015 yılında 688 bin, 2016 yılında 584 bin artmıştı. 2017 yılında 984 bin arttı.
İşsizlik yavaşladı
- İş imkânları, çalışmak isteyenlerin sayıları kadar artmayınca işsiz sayısı artıyor. İşsiz sayısındaki artış 2015 yılında 204 bin idi. 2016 yılında 273 bin oldu. 2017 yılında 124 bine gerile