Ders verdiğim fakülte rezidans oluyor. Öğrencilerin nereye gideceği, nerede okuyacağı belli değil.
Ben Marmara Üniversitesi’nin, Nişantaşı’nda bulunan İletişim Fakültesi’nde ders verirken, 1995 yılında profesör oldum. 2011 yılına kadar Gazetecilik, Halkla İlişkiler ve Tanıtım ile Radyo-Televizyon ve Sinema bölümlerinde okuyan son sınıf öğrencilerine ekonomiyi anlattım.
Medyada, halkla ilişkiler ve reklam sektöründe isim yapanların çoğu İletişim Fakültesi mezunudur, bazıları benim öğrencilerimdir.
İletişim Fakültesi 1992 yılından bu yana Ihlamur Kasrı’nın bitişiğinde, Osmanlı Döneminde Ihlamur Mesiresi diye bilinen geniş arsanın içindeki kampüsünde eğitim veriyor.
İletişim Fakültesi öğrencileri için okullarının şehrin içinde olması önemlidir. İletişim Fakültesi öğrencisinin şehrin sosyal, ekonomik ve sanat hayatının içinde olması gerekir.
Ekonomi dersine başlamadan öğrencilerime, “Geçen dersten bu yana tiyatroya, sinemaya, operaya, konsere, sergiye gidenler ellerini kaldırsın... Yeni bir kitap okumaya başlayanlar ellerini kaldırsın” derdim. Sonra el kaldıranlara söz verir, “Anlatın arkadaşlarınıza... Neler gördünüz, neler okudunuz” derdim.
Şehir hayatı önemli
Şehirden kopan, şehirden uzakl
Dolar kurunda 4 TL için daha çok erken. Peki ne oldu da dolar gece yarısı bir anda 4 TL oldu. Dolardaki 4 TL’lik fiyat normal bir yükselme değildir, arkasında sebebi meçhul bir deprem var.
Gece yarısı dolar fiyatının tarihi zirveyi test ederek 4.03 TL’ye yükselmesi “normal bir yükselme” değildir. Büyük olasılıkla otomatik, “al-sat” programlarının etkisinde oluşan bir gelişmedir. Piyasayı bilenler, Uzakdoğu’daki bir yatırımcının pozisyon ayarlamasına bağlı kısa dönemli bir alım operasyonu ile fiyatın yükselebileceğini, fiyatın daha sonra eski çizgisine inebileceğini belirtiyorlar. Fiyatın 4.03’e tutunamaması, gün içinde 4 TL’nin aşağısından işlem görmesi, bu olasılıkları açık olarak gösteriyor. Dolar 12 Mart tarihinde 2.87 TL iken, 22 Mart tarihinde 3.96 TL’ye yükselmişti. Cuma gece yarısı saatler yeni günü gösterdiğinde dolar 3.96 TL iken, 01.30’da dolar fiyatı birden 4.03 TL oldu. Ama fiyat 02.10’da, 3.97 TL’ye düştü. Sabah dolar gene bir önceki günün fiyatına geriledi, 3.96 TL oldu.
Önceki düzeltme...
Normal olarak, dolar fiyatının şu günlerde, 3.96 TL’ler yerine 3.85’lerde olması beklenirdi. Doları 3.85’lerin üzerine zıplatan gelişmeler “kabullenilmiş durumda” ama “yurtdışından
Tahıllar, sebzeler, meyveler, yem bitkileri olarak toplam tarım üretimimizin 2017 yılındaki değeri 135 milyar TL. 135 milyar TL, 2017 yılında tarımsal üretim yapan çiftçimizin eline geçen toplam para. Türkiye İstatistik Kurumu, önce tarım üretimini, daha sonra da yıl ortalaması olarak her tarım ürününde üretici fiyatını belirliyor.
Böylece, (1) Yıl boyu tarım ürünlerinde her bir üründe ortalama fiyat artışını, (2) Ürün çeşitlerine göre çiftçinin eline geçen parayı, (3) Tarım üretimi sonunda bir yılda çiftçinin cebine giren toplam parayı öğrenebiliyoruz.
Bitkisel ürün fiyatlarının derlenme ve hesaplanmasında, “Çiftçinin eline geçen fiyatlar”, çiftçinin ürettiği veya yetiştirdiği ürünleri aracı kullanmadan toptan veya perakende satmasıyla oluşan birim fiyatını gösteriyor. Fiyatlar, ürünlerin üretim dönemlerine göre derleniyor. Üretim değeri ise üretim miktarı ile birim fiyatın çarpılmasından elde edilen değer.
2016 yılında tarımsal üretim sonucu çiftçinin eline geçen para 117 milyar TL idi. 2017 yılında % 14.9 artarak 135 milyar TL oldu.
Fiyat artışları farklı...
Çiftçinin eline geçen toplam paradaki artışın ne kadarının fiyat artışından ne kadarının üretim artışından kaynaklandığını
Şubat ayında konut satışlarında geçen yılın aynı ayına göre gerileme görüldü.
- Türkiye genelinde konut satışları şubat ayında % 5.4 oranında azaldı.
- İlk el (yeni) konut satışlarında azalma % 3.3 oranında. Toplam konut satışlarının % 44’ü ilk el satış.
- İkinci el (eski) konut satışları da % 7.1 oranında azaldı.
- İpotekli (kredili) satışlarda azalma % 27.8 oranında. Toplam konut satışlarının % 38’i ipotekli (kredili) satış.
Satışlarda gerileme var ama satış rakamları gene de yüksek.
Ocak-şubat döneminde 2017 yılında Türkiye genelinde 196 bin konut satılmıştı. Bu yıl 192 bin satış oldu.
İstanbul’da yılın ilk iki ayında geçen yıl 33 bin konut satılmıştı, bu yıl 32 bin satış oldu. İstanbul’da ilk iki aydaki yeni konut satışları 16 bin idi. Bu yıl 14 bin yeni konut satıldı.
Tüketici güveninde geçen ay başlayan beklenmedik bozulma devam ediyor. Tüketici Güven Endeksi ocakta % 11.1 artmıştı. Şubatta % 0.1 geriledi. Gerileme mart ayında % 1.3’e yükseldi.
Mart ayı tüketici güven endeksi 71.3 oldu. TÜİK Tüketici Eğilim Anketi’yle, tüketicilerin maddi durumu, genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri, gelecek dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri ölçülüyor. Endeks 0-200 aralığında değerlendiriliyor. 100’den büyük rakam, tüketici güveninde “iyimser” durumu, 100’ün aşağısı “kötümser” durumu gösteriyor.
Tüketici güven endeksi bir türlü 100’ün üzerine çıkamıyor.
2017 yılında 65.1 ile 72.8 arasında gitti geldi. Aralıkta 65.1 iken, ocakta 72.3 olunca sevindik. Tüketici güveni düzeliyor derken, şubatta geriledi. Martta gerileme devam etti.
Tüketici ne diyor?
Tüketici güven endeksi hazırlanırken halka soruluyor:
- Gelecek 12 ayda genel durum beklentiniz nedir? Cevap: 95.1. Gelecek hakkındaki beklenti endeksi ocakta % 9.7 arttı. Tüketici beklentisi çok iyiydi. Martta beklenti endeksinde % 1.7 azalma oldu.
- Hanenin maddi durumu geçen 12 aya göre nasıl? Cevap: 64.5. Maddi durumda 3 ayda gerileme yok. Artış var. Ocaktan itibaren her ay maddi durum e
Doların fiyatı 3.95 TL’yi gördü. Geçen perşembeye kadar dolar fiyatındaki değişim, Türkiye’nin özel şartlarından kaynaklanıyordu, ancak şimdi küresel rüzgârlar etkili oluyor.
Dolar dün 3.95 TL’ye kadar yükseldi. Altının gramı 166.47 TL’den satıldı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s not kırmadan önce 3.79 TL olan dolar, not kırıldıktan sonra 3.81 TL olmuştu. 12 Mart’ta 3.87’ye, 15 Mart’ta 3.92’ye yükselmişti. Ayşe Hanım Teyze’nin, Ali Rıza Bey Amca’nın dolarla işleri yok ama... Alıştılar, sabahtan akşama gözleri TV ekranında, kulakları haberlerde dolar fiyatını, altın fiyatını izliyorlar.
9 ayın çarşambası
Doların, altının değişimi Türk ekonomisinin durumunu yansıtır hale geldi. İşte bu nedenle Ayşe Hanım Teyze ve Ali Rıza Bey Amca merak ediyorlar: “Dolar ne oldu da şu günlerde birden bire yükselişe geçti?
Dolar önce bizden kaynaklanan nedenlerle yükseliyordu, geçen perşembeden bu yana küresel rüzgârın etkisinde yükselir oldu.
Mart ayının başında “Dokuz ayın çarşambası bir araya geldi”.
2018 yılının ilk ekonomik göstergelerine göre talep canlı. Büyüme devam edecek.
(Tabii ki, talebin canlı olması, büyümenin devam etmesi önemli. Ancak beklenen büyümenin tüketime, inşaat ağırlıklı iç talepten ve ithalat artışından değil, sanayi yatırımları üretimi ile ihracat artışından kaynaklanmasıdır.)
- İmalat Sanayi Satın Alma Endeksleri (PMI), ocak ve şubatta imalat sanayinde büyümeyi işaret ediyor.
- 2018, istihdamda önemli artışlarla başladı.
- Ocak ve şubat ayları, İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranları, geçen yılın ocak ve şubat ayları kapasite kullanım oranlarının üzerinde.
- Maliye Bakanı’nın açıkladığı bütçe rakamları, bütçe gelirleri, özellikle KDV ve ÖTV oranlarındaki artış, ilk 2 ayda ekonominin canlı olduğunu gösteriyor. Geçen yılın ilk 2 ayına göre 2018 yılının ocak ve şubat aylarında, dahilde alınan KDV % 19.5, ÖTV % 14.4, ithalde alınan KDV % 14 oranında arttı. KDV ve ÖTV artışı talebin büyüklüğüne işaret ediyor.
- Başbakan, Bakü’de gazetecilere açıklama yaptı. Ekonomiyi soğutmak istemiyoruz. 2018 yılında en az % 5 büyüyecek dedi.
Endekste ne var?
Buğday üç bölümden oluşur: (1) Tepedeki küçücük hayat kaynağı, bitki oluşmasını sağlayan rüşeym. (2) Üzerindeki kabuk (kepek). (3) Ve rüşeymin altında bulunan, tohum çimlenirken rüşeyme hayat veren gövde kısmı.
Buğdayın içinde; (1) Karbonhidratlar, (2) Protein, (3) Yağlar, (4) Mineral tuzları, (5) Vitaminler, enzimler ve diğer bileşenler var.
Buğday olduğu gibi öğütüldüğünde bunlar da bütünüyle un olur.
Geliniz görünüz ki şimdi buğday olduğu gibi öğütülerek un olamıyor. Çünkü Türk halkında bir “beyaz ekmek” merakı oluştu. Halkımız “beyazın da beyazını” aradığından fırıncılarımız da unun “beyazının da beyazını” satın alıyor.
Bu talep karşısında değirmencilerimiz unun beyaz olmasını önleyen, buğdayın kepeğini ve de daha önemlisi rüşeymi (embriyo-kökçük- kalkancık) ayırarak buğdayın sadece “dolgu kısmı” olan gövdesini öğütüyor.
Vitaminler ölüyor
Böylece buğdayın E vitamini başta olmak üzere, diğer vitaminleri karbonhidrat ve protein değerleri, mineralleri, kalsiyumu, fosforu, magnezyumu, demiri, çinkosu rüşeym ve kepek olarak değirmende kalıyor. Kepek ve rüşeym hayvan yemi oluyor. Halkımızın “beyazın da beyazı” ekmeğine, içinde hiçbir vitamin, mineral, protein değeri olmayan un giriyor.
Sade