Eski dostlar

5 Ekim 2001


<#comment>Mehmet Ali İrtemçelik de istifa etti.
Mesut Yılmaz için fon müziği "uçup giden kuşlar gibi... eski dostlar... eski dostlar" olabilir.
Yılmaz'ın yol arkadaşları azalıyor.
Son seçimlerden kısa süre önceydi... İrtemçelik MİLLİYET'i ziyarete gelmişti.
"Dışişleri'nden istifa ederek seçimlerde Anavatan'dan milletvekili adayı olacağını" söyledi.
Bakanlıkta parlak geleceği olan genç bir büyükelçiydi.

Yazının Devamı

Takiyyenin kanıtı olur

4 Ekim 2001


<#comment>Düşman kardeşler SP ve AK Parti, özel senaryo yazılsa bile böylesine etkili olamayacak bir "takiyye" kanıtı verdiler.
Söylemle eylemin ne kadar farklı olabileceğini, tabak gibi apaçık ortaya koydular.
Oylarıyla birbirlerini yediler.
Ama... Aslında yedikleri, kendi imajlarıdır.
Temsil ettikleri siyaset camiasının röntgen filmini kamuoyuna sunmuş oldular.
Dün izlenen traji - komik siyaset gösterisi şöyle...

Yazının Devamı

Eşref saati

3 Ekim 2001


<#comment>Vakit geldi... Geriye sayım başladı.
Tarihin şu dönüşüm süreci, ne yazık ki Türkiye'yi eşref saatinde yakaladı.
Üstüste vuran iki kriz nedeniyle ekonomi zaten yoğun bakımdaydı. Şimdi bir de küresel boyutta savaş ekonomisi vuracak.
Ekonomik sorunlar daha da derinleşebilir. Sosyal ve siyasal tepkiler daha da büyüyebilir.
İşte bu ortamda, siyasi kriz kaygıları da birden yoğunlaşmış bulunuyor.
Özellikle Anavatan'da ciddi bir hareketlenme var.

Yazının Devamı

Yılmaz ve Demirel

2 Ekim 2001


<#comment>Demirel'e "siyasette pişmanlığınız" diye sormuştum.
Cevabı şöyleydi:
"1970'de partideki arkadaşlarımın bir kısmını kırdım. Benden koptular. Demokratik Parti'yi kurdular. Bir daha da tek başına iktidar olamadık. Şimdiki aklım olsaydı, o arkadaşlarımın gönlünü alır, partide kalmalarını sağlardım."Anavatan'dan istifalar ve çalkantılar için bu bir mesajdır.
Anavatan'dan dün istifa eden Süha Tanık, telefonda "sizinle İzmir bitpazarı'nın Adil Lokantası'ndan konuşuyorum. Masalardan kalkıp beni kucaklıyorlar, tebrik ediyorlar" diyordu.
Süha Tanık, şöyle devam ediyordu:
"Ekonomik durum, siyaset çıkmazları ve yolsuzluklar nedeniyle, 1 yıldır insanlar üstüme geliyor...Bundan sonra siyaseti bağımsız milletvekili olarak sürdüreceğim.Her ay bir kez, gündem dışı konuşmalar yapacağım; 'Lider sultasının kalkması için Siyasi Partiler Kanunu mutlaka değişmelidir' diyeceğim.Ömür boyu liderlik olmaz ki!"

Yazının Devamı

Dünyanın sesi

30 Eylül 2001


<#comment>"Milyonlarca yıldır içiçeyiz.Topraklarım, sularım ve meyvelerimle,Güneş ışığı ve yıldızların pırıltısıylaUzanıyor size ellerim.İyi yürekli bir anneyim.Doğururum yeni nesiller sizlere,Beslerim, büyütürüm, gözetirim sizleriBöyle oldu, böyle olacaktır daima.Şevkat ve sevgi doluyumAncak zehirliyorsunuz sularımı,Bozuyorsunuz meyvelerimi.Alt üst ettiğiniz topraklarım yaralı.Kazılmış yüreğim titriyor depremlerleSularım gözyaşlarımdan taşıyor sellerle Üzüyorsunuz beni ama oralı değilsiniz!Oysa canlım ben!Taşlarım, otlarım ve hayvanlarımlaCanlıyım ben!Göllerim, çöllerim ve dağlarımlaCanlıyım ben!Duyun hıçkırıklarımı!Savaşların ürtücü sesleri arasındaDuyun benim barışçıl sesimi!..Daima korur sevgi,Daima güzelleştirir sevgiSevgidir sonsuzluğun kapılarını aralayan!Hepiniz birsiniz!Hepiniz benim evlatlarımsınız!Siz de canlı ve sevgi dolu olmaya çalışın,Yoksa yok edersiniz kendiniziVe ben, anneniz bile kurtaramam siziBöyle güçsüz ve sevgisiz bıraktığınız sürece beni

Yazının Devamı

Dere ve at

29 Eylül 2001


<#comment>Dün, bazı DSP milletvekilleri "Sayın Ecevit, gerekirse tekerlekli sandalyeyle gelir... Gene hükümeti yönetir, Parlamento görüşmelerine katılır. II.Dünya Savaşı'nda Roosewelt, ABD'yi ve savaşı tekerlekli sandalyesinden yönetmedi mi?" diyorlardı.
Bu söylemin gerekçesi, satırlarımızla çizmek istemediğimiz ama televizyon ekranlarından Türkiye insanının izlediği "Ecevit görüntüleri"nden kaynaklanıyor.
TÜSİAD'ın dünkü toplantısı da "Ecevit'le mi?.. Ecevit'siz mi?" sorununu yansıttı.
Gerçekten... "Ecevit'le de Ecevit'siz de olmuyor" gibi bir sıkıntı var.
İşadamlarından işçi kuruluşlarına, - bilinen deyimiyle - zinde kuvvetlere, bakanlara, Hükümet ortağı partilere kadar bu sorun, "fısıltı korosu" halinde bir süredir seslendirilmekte.
Gazete sütunlarına, televizyon ekranlarına yansımakta.

Yazının Devamı

Sağduyu vitesi

27 Eylül 2001


<#comment>Dünya Ticaret Merkezi kulelerine ve Pentagon'a saldırıdan sonra, ABD, Süleyman Demirel'in de nabzını tutmuştu.
Demirel, şu mesajı vermiş:
"Bu insanlık dışı saldırıdan sonra, bütün dünya sizin yanınızda. Ne yapacağınıza karar verirken iyi düşünün. Bu çok değerli desteği kaybetmeyin.Haklı durumdasınız... Haksız duruma düşmeyin.Dünya kamuoyunun hassas olduğu ve kabul edemeyeceği şeyler yapmayın."Taktik savaş oyunları ve kurmaylık özentilerinin üzerine çıkan, net ve doğru, genel bir strateji söylemi.

Başkan Bush, eylemden sonra Senato'daki konuşmasında müthiş bir alkış topladı.
Japonlar'ın Pearl Harbor baskınından sonra kongrede yaptığı konuşmayla dönemin Başkanı Roosewelt, ABD'nin demokrasi tarihinde alkış rekoruna sahiptir.

Yazının Devamı

Cehennemin eşiği

26 Eylül 2001


<#comment>İsmail Cem'in Washington'a gidişi gecikmeli mi?
Bu soruya verdiği yanıt şöyle:
"Dikkat edilmeli... 11 Eylül'den hemen sonra gidenlerin hepsi BM Güvenlik Konseyi üyeleri.Endonezya Başkanı'nın seyahati ise zaten daha önce kararlaştırılmış.İlk günlerde bizim gitmemizin işlevsel bir nedeni olamazdı.Üzüntümüzü zaten daha ilk gün Dışişleri Bakanı Colin Powell'e telefonda ilettik. Desteğimizi bildirdik.Şimdi ise neler konuşulacağı ve hedefler hakkında temel bilgilere sahip olarak gidiyoruz."Cem'in üslubu, "yapabileceği kadarını vaaddetmek"tir.
Yeterince bilgilendikten sonra konuşmaktır.
Ayağı yere basan tutumdur.
Ama... Gene de Ecevit'in Bush'a mektubu, daha önce yazılmış olabilirdi.

Yazının Devamı