Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Kavun, Suriye’nin düşürdüğü Türk jetiyle ilgili bilinmeyenleri Milliyet’le paylaştı. Kavun pilotların otopsi raporunu açıklama yetkisinin Malatya Savcılğı’nda olduğunu söyledi
Suriye’nin düşürdüğü RF-4 uçağımız ve şehit pilotlarımızla ilgili gündemdeki bazı sorulara dün yer vermiştim. Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun, telefonla arayarak yönelttiğimiz soruları yanıtladı.
Tuğgeneral Kavun, uçağımızın nasıl düşürüldüğü ve pilotlarımızın nasıl şehit olduğu konusunun, uçağın ana gövdesi çıkartıldıktan sonra yapılacak incelemeler sonucunda kesinliğe kavuşacağını vurguladı. Kavun, bir taraftan uçağın diğer parçalarının çıkarılma çalışmalarının sürdüğünü, bir taraftan da radar izleri dahil olmak üzere diğer bulguların ve çıkarılan parçaların değerlendirilmesine devam edildiğini de açıkladı.
Pilotlarımızla ilgili yanıtlar
Tuğgeneral Kavun, şehit pilotlarımızla ilgili olarak dün bu köşede yer verdiğim sorulara, şu yanıtları verdi:
Meslektaşlarımız Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a dün sordular:
- Uçağımızın füzeyle vurulduğu söylendi? Çıkan parçalarda füze veya başka bir ize rastlandı mı?
- Şu ana kadar rastlanmadı, incelemeler devam ediyor. İlave parçaları da çıkaracağız. Bazılarını çıkardık. Ama inşallah o da çıktığında bilin ki bu millete en doğru, en güvenilir bilgi verilecektir.
Bakan Yılmaz, ayrıca bugüne kadar Genelkurmay’ın açıklamalarında en doğru bilgilerin yer aldığını da vurguladı.
Milli Savunma Bakanı’nın bu açıklamalarından anlıyoruz ki, deniz yüzeyinden ve dibinden çıkarılan parçalardan ve pilotlara ait eşyalardan henüz uçağımızın füzeyle mi veya Suriye’nin iddia ettiği gibi uçaksavarla mı düşürüldüğünü kanıtlayan bir iz yok.
Genelkurmay’ın dikkati
Üçüncü yargı paketinin yasalaşmasıyla tahliye talebinde bulunan milletvekilleri ve diğer tutuklu sanıklarla ilgili karar haftaya bırakıldı.
Anlaşılıyor ki yargıçlar, yeni yasa hükümlerini ve tutuklu sanıkların durumunu incelemek için zamana ihtiyaç duydular.
Birbirinden farklı suç isnatları ve dolayısıyla farklı ceza taleplerinin söz konusu olduğu Ergenekon, Balyoz, KCK gibi çok sanıklı büyük davalarla ilgili taleplerin incelenmesi için zamana ihtiyaç duyulması normal karşılanmalı.
Bu süreçte önemli olan bir yasama-yargı çatışmasının ortaya çıkıp çıkmayacağıdır.
Yargıç takdiri
Meclis Başkanı Cemil Çiçek, açık biçimde, yapılan yasa değişikliğinin tutuksuz yargılamayı öngördüğünü yargıçlara duyurdu. Çiçek, Meclis’te yeni bir irade oluştuğunu vurguladı. Bu iradeden çıkan mesajın, yargıçlar tarafından da algılandığını ummak istediğini de belirtti.
KONYA
Milliyet’in “Anadolu Buluşmaları” için Konya’ya giderken Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’le Türk sanayisinin ulaştığı düzeyi konuştuk.
Önce, “Türk otomobili projesi ne oldu?” diye sorunca Ergün, “Teknolojik düzeyimiz için bir otomobil yapmak hiç sorun değil, sorun marka” diye yanıt vererek, devam etti:
- Bir Türk otomobili yapmak için her şey var. Zaten bugün piyasada gördüğünüz İtalyan ve Fransız marka otomobillerin çoğunu burada biz yapıyoruz. Sadece İtalyanların, Fransızların veya diğerlerinin markası altında yapıyoruz. Yoksa birçok marka otomobili, Türkiye’de ürettirip ihraç ediyor. Mesele şu; bir Türk markası altında bu üretimi yapmak. Otomotiv firmalarımız bununla uğraşmaktansa anlaştıkları yabancı firmaların markaları altında üretim yapıyorlar. Eskiden Murat, Şahin, Kartal, Doğan gibi markalarımız vardı. Sonra bunları terk edip yabancı markalar altında devam ettiler. Şimdi de yabancı ortaklarıyla aralarında sorun çıkmasın diye yerli markaya geçmekte tereddüt ediyorlar.
* Ne sakıncası var?
- Rakip marka yaratmak istemediler belki. Keza yeni modeller için kalıpların yapılması, onun için ilave yatırım yapmaktansa hazır tasarım ve kalıplar
Özel yetkili mahkemelerle ilgili düzenlemeyi de içeren 3. Yargı Paketi yürürlüğe girdi. Bu pakete ihtiyaç duyulmasının en önemli nedeni özel yetkili savcı ve mahkemelerin uygulamaları nedeniyle Türkiye’ye yöneltilen eleştiriler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarıydı.
Başlangıçta hükümetin, özel yetkili mahkemeleri tümüyle ortadan kaldırıp, tutuksuz yargılamayı esas uygulama haline getirecek bir düzenleme yapacağı beklentisi doğmuştu.
Ancak özellikle özel mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin olarak bazı kesimlerden gelen yoğun tepki nedeniyle olacak, ortaya karmaşık bir düzenleme çıktı.
Özel mahkemeler kaldırıldı, yerlerine aynı yetkilere sahip bölge mahkemeleri kuruldu. Ayrıca Ergenekon, Balyoz gibi davaların görüldüğü mahkemelerin davaları sonuçlanıncaya kadar görevlerine devam edecekleri hükme bağlandı. Ve yine ancak; bu mahkemelerin görevlerini sürdürürken, tutukluluk veya adli kontrol kararlarında yeni hükümleri uygulayacakları da eklendi.
Dolayısıyla ortaya biraz kafa karıştırıcı bir mahkemeler ve usul hukuku sistemi çıkmakla birlikte, yargıçlara, “tutuksuz yargılamaya geçseniz çok iyi olur” gibi bir mesaj verilmiş oldu.
Üst sınır kalktı
Genelkurmay Başkanlığı, Suriye tarafından düşürülen RF-4 uçağımızın pilotları Yüzbaşı Gökhan Ertan ve Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy’un naaşlarına deniz dibinde ulaşıldığını açıkladı. Pilotlarımızın kasklarının ve botlarının bulunmasıyla beliren umut böylece kayboldu.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Esad’ın gerekçesi
Cumhuriyet’in Ankara temsilcisi Utku Çakırözer, iyi bir gazetecilik örneği vererek, ne diyeceği merak edilen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la bir söyleşi yaptı.
Esad, uçağımızın düşürülmesi gerekçesini açıklarken, “Türk uçağı olduğunu bilmiyordum. Aynı koridoru İsrail uçakları da kullanırdı. Düşman zannedilerek düşürüldü” şeklinde konuştu. Bu gerekçe, inandırıcı olmaktan çok uzak.
Uçağın Türk Hava Kuvvetleri’ne ait olduğu Suriye makamlarınca biliniyordu. Uçağımız, kimliğini tanımlayan cihaz açık biçimde uçuyordu. Kimliğini saklamıyordu.
İnşaat iskeleleri ve perdeleri arasında eski Bayındırlık Bakanlığı binasının giriş kapısını zor bulduk.
İnşaatın içinden geçip kırmızı halılı merdivenleri takip ederek girdiğim makam odasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a ulaşınca, “Sayın Bakan” dedim:
* Herhalde inşaat içinde oturmayınca rahat çalışamıyorsunuz? Makam odanız inşaatın içinde...
Gülerek, “ne yapayım?” dedi:
* 11 yaşından beri inşaatın içinde yaşıyorum. Benim hayat tarzım oldu artık. Geldim buraya bir baktım ki, bakanlık binası dökülüyor. Hemen kolları sıvadık, ‘önce bakanlık binasını yenileyelim’ dedik. Vatandaşa örnek olmak istedik.
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, “Bu işi Başbakan Erdoğan çözebilir, buna inanıyorum” dedi.
Bu açıklamaya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Görüşmek isterse, görüşürüm” karşılığını verdi.
Leyla Zana da randevu istedi ve Başbakan’la görüştü.
Zana, Güneydoğu’da simge bir isim. TBMM kürsüsünde ilk kez Kürtçe yemin etmesiyle başlayan ve 10 yıl cezaevinde kalmasıyla devam eden süreç, Zana’nın, PKK-BDP çizgisine yakın Kürt vatandaşlar nezdindeki itibarını artırdı.
Bu kimliğiyle bir adım atınca Başbakan Erdoğan da, kendisine güven belirten Zana’yı dinlemek istedi. Erdoğan’ın da, “Zana belki farklı bir şey söyler, farklı bir yol açılır” beklentisiyle Zana’yı dinlediği tahmin edilebilir.
Zana’nın, Başbakan’la görüşmesinden sonra BDP’den yükselen eleştiriler, bu yöndeki beklentiyi de artırdı. Acaba Zana, PKK-BDP cephesinden farklı bir şey söyler miydi?
Başbakan’ın, BDP’lilere, “PKK ile aranıza mesafe koyun, bağımsız irade gösterin, PKK silahları bıraksın” söylemi karşılık bulabilir miydi?