Üçüncü yargı paketinin yasalaşmasıyla tahliye talebinde bulunan milletvekilleri ve diğer tutuklu sanıklarla ilgili karar haftaya bırakıldı.
Anlaşılıyor ki yargıçlar, yeni yasa hükümlerini ve tutuklu sanıkların durumunu incelemek için zamana ihtiyaç duydular.
Birbirinden farklı suç isnatları ve dolayısıyla farklı ceza taleplerinin söz konusu olduğu Ergenekon, Balyoz, KCK gibi çok sanıklı büyük davalarla ilgili taleplerin incelenmesi için zamana ihtiyaç duyulması normal karşılanmalı.
Bu süreçte önemli olan bir yasama-yargı çatışmasının ortaya çıkıp çıkmayacağıdır.
Yargıç takdiri
Meclis Başkanı Cemil Çiçek, açık biçimde, yapılan yasa değişikliğinin tutuksuz yargılamayı öngördüğünü yargıçlara duyurdu. Çiçek, Meclis’te yeni bir irade oluştuğunu vurguladı. Bu iradeden çıkan mesajın, yargıçlar tarafından da algılandığını ummak istediğini de belirtti.
TBMM Başkanı Çiçek’in bu açıklaması, bazı kesimler tarafından, “yargıya müdahale” olarak değerlendirildi.
Ancak Çiçek’in paketin yasalaşmasından sonra yaptığı değerlendirmeyi, yasa koyucunun amacını açıklayarak, yargıya dönük bir temenniyi dile getirdiği biçiminde yorumlamak daha doğru olur. Nedeni ise, yeni bir yasa çıkarılmış olmasıdır.
Yargıçlar, yasaları sadece lafzıyla değil ruhuyla da değerlendirirler. Takdir yetkilerini kullanırken yasa koyucunun neyi amaçladığını dikkate alırlar.
Yargı paketinin yasalaşmasından sonra tutuklu sanıkların serbest bırakılmaları yönünde oluşan umudun kaynağını bu oluşturuyor.
Çiçek’in söylemeye çalıştığı da, yasa koyucunun tutuksuz yargılamayı hedeflediği. Çiçek, yargının yasama organının bu hedefini gözetmesi temennisinde bulunmuş oldu.
Tahliye kararı çıkarsa
Yeni yasal düzenleme, tutukluluk yerine adli kontrol önlemlerinin alanını genişletiyor. Yargıçlar buradan hareketle tutuklu sanıkların tahliyesine karar verirlerse, yasa koyucunun amacıyla uyumlu karar vermiş olacaklar.
Bu durum, Çiçek’in ifade ettiği gibi başta AİHM olmak üzere Türkiye aleyhine verilen kararların ve ağır eleştirilerin önemli ölçüde ortadan kalkmasını sağlayacak.
Tutukluluğa devam kararı
Tutuklu sanıklarda, ailelerinde ve kamuoyunda tahliye edilecekleri yönünde yüksek bir beklenti oluştu.
Meclis ve hükümet cephesinden gelen açıklamalar da bu beklentiyi yükseltti.
Buna karşın takdir yargıçlara ait.
Eğer mahkemeler, sanıklar hakkında tutukluluğun devamına karar verirlerse, bu durumda yasa koyucunun amacıyla ters düşen bir sonuç ortaya çıkacak demektir.
Bu halde yasama ve yürütme organı bakımından iki seçenek söz konusu olabilir.
Birinci seçenek, “yargı kararıdır, saygı duymaktan başka yapacak bir şey yok” denilerek, bundan sonrası için de yargıçların takdirini beklemektir.
İkinci seçenek ise, yargı, yasa koyucunun amacını, yasanın ruhunu dikkate almadı, diyerek tutukluluk halini ortadan kaldıracak daha kesin hükümlerle yeni yasa düzenlemesi yapmaktır.
Taşıması zor
Yaygın ve uzun tutukluluk halinin Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakeresi yürüten bir ülke olarak Türkiye’yi sıkıntıya soktuğu biliniyor.
Gerek iç gerekse dış kamuoyunda uzun tutukluluk halinin bir önlem olmaktan çıktığı ve bir cezaya dönüştüğü yargısı hakim.
Bu nedenle AİHM’nin verdiği mahkumiyet kararları ve Ankara’ya yöneltilen hukuki ve siyasi eleştiriler, giderek taşınması zor bir hal aldı.
Meclis Başkanı Çiçek tarafından yargıya iletilen mesaj, bütün bu faktörlerin dikkate alınarak karar verilmesi temennisidir.