Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, “Bu işi Başbakan Erdoğan çözebilir, buna inanıyorum” dedi.
Bu açıklamaya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Görüşmek isterse, görüşürüm” karşılığını verdi.
Leyla Zana da randevu istedi ve Başbakan’la görüştü.
Zana, Güneydoğu’da simge bir isim. TBMM kürsüsünde ilk kez Kürtçe yemin etmesiyle başlayan ve 10 yıl cezaevinde kalmasıyla devam eden süreç, Zana’nın, PKK-BDP çizgisine yakın Kürt vatandaşlar nezdindeki itibarını artırdı.
Bu kimliğiyle bir adım atınca Başbakan Erdoğan da, kendisine güven belirten Zana’yı dinlemek istedi. Erdoğan’ın da, “Zana belki farklı bir şey söyler, farklı bir yol açılır” beklentisiyle Zana’yı dinlediği tahmin edilebilir.
Zana’nın, Başbakan’la görüşmesinden sonra BDP’den yükselen eleştiriler, bu yöndeki beklentiyi de artırdı. Acaba Zana, PKK-BDP cephesinden farklı bir şey söyler miydi?
Başbakan’ın, BDP’lilere, “PKK ile aranıza mesafe koyun, bağımsız irade gösterin, PKK silahları bıraksın” söylemi karşılık bulabilir miydi?
Farklı bir şey yok
Zana’nın görüşmeden sonra yaptığı açıklamadan anlaşıldı ki, söyleminde PKK-BDP cephesinin dile getirdiğinden farklı bir yaklaşım yok.
Zana’nın Başbakan’a ilettiği talepleri şöyleydi:
1- Kürtlerden özür dileyin,
2- Oslo görüşmelerini yeniden başlatın,
3- Operasyonları durdurun,
4- Öcalan’ı ev hapsine çıkarın,
5- Kürtçe eğitime olanak sağlayın,
Bu talepler, PKK ve BDP’nin her gün tekrarladıkları taleplerdi.
Zana, yeni bir şey söylememişti.
Silah hâlâ sigorta
Zana, bu taleplere ilave olarak PKK’nın silah bırakmasını istemenin de gerçekçi olmadığını söylemişti Başbakan’a...
Leyla Zana, seçimler öncesinde de, silahın kendileri için güvence olduğunu söylemiş, “gerillaya oy verin” diyerek propaganda yapmıştı.
Başbakan’a söylediklerine bakıldığında, aynı çizgide durduğu görülüyor.
Silah, Zana’ya göre hâlâ bir güvence...
Bu nedenle de PKK’nın silah bırakmasını gerçekçi bulmuyor ama Oslo görüşmelerinin yeniden başlamasını, operasyonların durdurulmasını isteyebiliyor!
Zana, PKK’yı etkileyebilir mi?
“Hiçbir savaş sonsuza kadar devam etmez, bu topraklara barış gelecektir” diyen Zana’nın, PKK’ya silahları bırakın, saldırıları durdurun, gibi bir çağrı yapmasının söz konusu olmadığı ve olmayacağı anlaşılmış oldu.
Oysa, bu tür süreçlerde güçlü bir siyasi kişiliğin, terör örgütü üzerinde etkili olması beklenir. Bu etki, bugüne kadar BDP’de görülmedi. Aksine PKK, BDP ve öncesindeki partileri yönetti.
Zana’nın böyle bir gücü olmadığı görülüyor.
Nasıl olacak?
Zana’nın önerdiği sistem nasıl işleyecek?
Bir yandan Oslo görüşmeleri yeniden başlarken, PKK da kanlı eylemlerini sürdürecek! Sınır karakollarına saldıracak! Her gün yüzlerce kilo patlayıcıyı bir yere yerleştirmeye çalışacak. Bazıları bulunup etkisiz hale getirilecek, bazıları patlayıp can alacak!
Ama güvenlik güçleri, operasyon yapmayacak! Sadece PKK’yla görüşmeleri sürdürecek! Öcalan’ı ev hapsine çıkaracak!
Zana ne yaptı?
Bu durumda Leyla Zana, Başbakan Erdoğan’a güven belirtmek ve Erdoğan’la görüşmekle ne yapmış oldu?
Görüşme sonrasında yaptığı açıklamaya bakılırsa, İmralı-PKK-BDP cephesine, “Sizin taleplerinizi Başbakan’a ilettim” mesajı dışında yeni bir şey yapmış veya söylemiş değil.
Kandil’den gelen mesajlar da, PKK’nın Zana’nın bu girişimine fazla değer atfetmediğini gösteriyor.
“Eylemlerimiz tırmanacak, Devrimci Halk Savaşı aşamasındayız” dediklerine göre!