Yerel seçimlerin 5 ay öne alınmasına ilişkin anayasa değişikliği, referandum aralığında geçmesiyle gözler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e çevrildi.
İktidar, kış koşullarına denk geldiği gerekçesiyle yerel seçimlerin Mart 2013 yerine Ekim 2012’de yapılmasını öngörmüştü. MHP’nin de desteğiyle TBMM’de 378 oya ulaşmasına karşın, anayasa değişikliğinin tümünün oylanması sırasında 360 evet oyu çıkınca referandum zorunluluğu doğdu. Cumhurbaşkanı Gül’ün değişikliği onaylaması durumunda 60 gün içinde ülkenin referanduma gitmesi gerekiyordu.
Gül iade eğiliminde
Cumhurbaşkanı Gül, söz konusu değişikliği Çankaya Köşkü’nde uzmanlara incelettiriyor, ancak eğilimi TBMM’ye iade etmek yönünde.
Bu konuda dün konuştuğum Gül’ün Başdanışmanı Ahmet Sever, Cumhurbaşkanı Gül’ün eğilimi konusunda şu bilgiyi verdi:
“Sayın Cumhurbaşkanı, seçimlerin 5 ay kadar öne alınması için referanduma gidilmesini, getireceği külfetler açısından doğru bulmuyor. İki ay sonra yapılacak bir referandum yine kış koşullarına denk geldiği gibi başta bütçe masrafları olmak üzere birçok külfete de neden olacak, diye düşünüyor. Sayın Cumhurbaşkanı söz konusu anayasa değişikliğini TBMM’ye geri göndermek eğiliminde.
Çeşme-İzmir
Sahnede konuşan Cem Yılmaz olsaydı, “Türk’ün uzayla imtihanı” türü bir şaka zannedecektik ama konuşan Tamer Beşer’di...
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü...
Yansıda uzaya gitmekten bahsediyordu:
“Cumhuriyet’in 100. Yılı olan 2023’e” kadar diye başladı söze ve şöyle devam etti:
- Hedeflerimizden biri uzaya bir canlı göndermek, orada bir süre yaşatmak ve geri getirmek. Bir diğer hedefimiz de Ay’a araç indirmek!
Bu hedefleri detaylandırırken de çok sıradan bir şeyden söz ediyor gibiydi...
Moskova’dan kalkıp Şam’a giden Suriye Havayolları’na ait uçağın Ankara’ya indirilerek aranması Türkiye-Rusya ilişkilerini krize sokar mı?
Dışişleri Bakanlığı yetkililerine göre, Suriye uçağının aranmasının Türkiye ile Rusya ilişkilerinde krize yol açtığı yorumları gerçeği yansıtmıyor.
Ankara, Rusya ile bir kriz doğmasını istemediği gibi uçak olayının aydınlığa kavuşmasıyla birlikte birkaç saatliğine başgösteren gerilim de ortadan kalkmış durumda.
Suriye uçağının Ankara’ya indirildiği saatlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye yapacağı ziyareti iptal ettiği yönünde haberlerin çıkması iki ülke arasında bir kriz göstergesi olarak değerlendirilmişti.
Ancak dün görüştüğüm Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Putin’in ziyaretinin 4 Aralık tarihine ertelenmesinin uçak olayından birkaç gün önce kararlaştırıldığını belirttiler. Uçağın indirilmesinden sonra Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovskiy’nin Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmasının da esas itibarıyla uçakla değil, Putin’in ziyaretiyle ilgili olduğunu da vurguladılar. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovskiy ile yapılan görüşmede Putin’in ziyaretinin ve programının teyit edildiğini, bu arada uçak
Türkiye’nin, Suriye uçağını Esenboğa’ya indirip araması uluslararası hukuka uygundur. Ankara, sivil hava yollarıyla askeri malzeme taşınamayacağı hükmünü içeren Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı Anlaşması’nın 35. maddesini uygulamıştır.
Bu kurala uymayan, askeri malzeme taşındığı ihbarı alan ve bu konuda ciddi bir kuşkuya kapılan Ankara’nın, Suriye Havayolları’na ait uçağı indirip, arama yapması hakkıdır. Ankara, uluslararası kurallara uyarak bu hakkını kullanmıştır.
Duyarlı dönem
Ayrıca Ankara’nın, Suriye ile sınırda karşılıklı top atışlarının yapıldığı, savaş olasılığına karşı önlemlerin alındığı bir dönemde bu duyarlılığı göstermesi de normal karşılanmalıdır.
Sınırda top atışlarının devam ettiği, Suriye top mermilerinin Türk tarafına düştüğü ve can kaybına neden olduğu bir ortamda, Suriye Havayolları’na ait bir uçağın askeri malzeme taşıdığı yönünde gelen ciddi bir istihbaratın göz ardı edilmesi, Ankara açısından ağır bir sorumluluk doğurabilirdi.
Hükümet, milletvekili seçilme yaşını 18’e indirmek ve silah altındaki er ve erbaşlara da oy kullandırma hakkı için harekete geçti. Bu amaçla yapılacak yasal düzenleme üzerinde çalışıyor.
Türkiye’de halen silah altındaki er ve erbaşlar, oy kullanamadığı gibi TSK İç Hizmet Kanunu’na göre kışlada siyaset yapılması da yasak...
Er ve erbaşların oy kullandığı ülkeler yok mu?
Var. Bazı ülkelerde silah altındaki er ve erbaşlar oy kullanabiliyor. Ancak bu ülkelerin çoğunluğunda askerlik mecburi değil, isteğe bağlı. Bir başka deyişle askerliğin er ve erbaşlar da dahil tümüyle profesyonel olduğu ülkeler.
Er ve erbaşların oy kullanmasına askeri cenah nasıl bakıyor? Bu konuda nabız tutmak için yaptığım görüşmelerden edindiğim izlenim, askerin, er ve erbaşın oy kullanmasına soğuk baktığı. Bu yolun açılması halinde ortaya önemli sorunların çıkacağı kaygısı yaygın.
Er ve erbaşlara oy kullanma olanağı tanınması halinde doğabilecek sakıncalar şöyle sıralanıyor:
Suriye’den gelen top mermilerine karşı Türkiye yanıt veriyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Suriye sınırı boyunca önlemlerini almış durumda.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu ve İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Galip Mendi’yle birlikte bu birlikleri denetledi. Moral ziyaretleri yaptı.
TSK, Suriye sınırındaki her hareketi yakından izliyor ve Türk sınırına düşen her atışa karşılık vererek Suriye’den atış yapan mevzileri vuruyor.
Bu karşılıklı atışların ne kadar devam edeceği belli değil. Ankara’nın kararı şu ki, Suriye atışlara devam ettikçe, Türkiye de bu atışların yapıldığı mevzileri vurmaya devam edecek.
Türkiye bu kararı F-4 uçağımızın düşürülmesinden sonra aldı ve uygulamaya koydu.
Bu durum Ankara ile Şam arasındaki diyaloğu kestiği gibi güveni de sıfırladı.
İki ülke savaşa yakın bir sınırda gidip-geliyorlar.
Suriye’nin Türk tarafına düşen top mermileri nedeniyle uğradığı askeri kayıplar her geçen gün artıyor.
Türk topçu birliğinin karşı top atışları nedeniyle Suriye’nin kaybettiği tank sayısı 5’e çıktı.
Akçakale’de 2’si kadın, 3’ü çocuk, 5 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan top mermisi nedeniyle Türk topçusunun yaptığı atışlar sonucunda Suriye birliği 3 tank, 2 zırhlı araç ve bir top kaybetmişti.
Önceki gün yine Suriye tarafından atılan top mermilerinin Akçakale’de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) bahçesine düşmesi nedeniyle Türk topçusu karşı ateş açtı.
Yerel kaynaklardan teyit edilen bilgilere göre Türk tarafı, önceki gün Türkiye’ye atış yapılan mevzileri 155’lik obüslerle ateş altına aldı. Suriye’de belirlenen hedeflere 8 top atışı yapıldı. Türk tarafının ateşi sonucunda Suriye’nin 2 tankının, 1 Doçka uçaksavar topunun ve cephane yüklü bir askeri aracının daha tahrip olduğu anlaşıldı.
Sınır boyunca karşılık verilecek
Suriye ordusunun kasıtlı veya kasıtsız olarak Türk vatandaşlarının can kaybına neden olan atışlarını durdurması gerekiyor.
Savaştayız veya iç savaştayız diyerek, sınır bölgelerinde özensiz bir şekilde açılan top ve tank ateşi nedeniyle sınırın Türk tarafında can kayıpları oldu.
Akçakale’de 2’si kadın, 3’ü çocuk, 5 kişi Suriye topçusunun açtığı ateşle yaşamını yitirdi. Suriye, her ne kadar bu ateşin kasıtlı olarak açılmadığını ifade etse de bu onu sorumluluktan kurtarmıyor. Özür dilemek de tazminat ödemek de giden canları geri getirmiyor.
Kusursuz sorumluluk
Bu atışlardan ve yol açtığı can kayıplarından, meydana gelen maddi hasardan kuşku yok ki Suriye devleti sorumludur.
Ancak Türkiye de bu can kayıplarından sorumludur. Bu sorumluluk, devletin gerekli önlemi almamış olmasından kaynaklanıyor.