Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’nin, Suriye uçağını Esenboğa’ya indirip araması uluslararası hukuka uygundur. Ankara, sivil hava yollarıyla askeri malzeme taşınamayacağı hükmünü içeren Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı Anlaşması’nın 35. maddesini uygulamıştır.
Bu kurala uymayan, askeri malzeme taşındığı ihbarı alan ve bu konuda ciddi bir kuşkuya kapılan Ankara’nın, Suriye Havayolları’na ait uçağı indirip, arama yapması hakkıdır. Ankara, uluslararası kurallara uyarak bu hakkını kullanmıştır.

Duyarlı dönem
Ayrıca Ankara’nın, Suriye ile sınırda karşılıklı top atışlarının yapıldığı, savaş olasılığına karşı önlemlerin alındığı bir dönemde bu duyarlılığı göstermesi de normal karşılanmalıdır.
Sınırda top atışlarının devam ettiği, Suriye top mermilerinin Türk tarafına düştüğü ve can kaybına neden olduğu bir ortamda, Suriye Havayolları’na ait bir uçağın askeri malzeme taşıdığı yönünde gelen ciddi bir istihbaratın göz ardı edilmesi, Ankara açısından ağır bir sorumluluk doğurabilirdi.

Kimin uçağı, ne zaman?
Bu olayda iki soru önem taşıyor: Ankara kimin uçağını indirip aradı ve ne zaman aradı?
Ankara’nın, Suriye uçağını indirmesi ve sınırda savaşın eşiğine gelindiği bir zamanda bunu yapması anlaşılabilir bir durumdur.
Ankara’nın tutumunda keyfi bir durum yoktur; Suriye’nin uluslararası hava sahasında silahsız uçan bir Türk F4 keşif uçağını düşürdüğü, Türkiye’ye askeri tehdit yönelttiği, sınırda karşılıklı top ateşi açıldığı bir dönemde aldığı bir istihbarat üzerine kurallara uygun olarak bu arama işlemini yaptığı unutulmamalıdır.

Pilot kabul etti
Üzerinde durulması gereken bir yön de, Türkiye’nin 2 F-16 uçağını havalandırıp, Türk hava sahasından geçmekte olan Suriye uçağını zorla Ankara’ya indirmediğidir.
Ankara, F-16’ları gönderip, Suriye uçağını tehdit ederek inmeye zorlamamıştır.
Uluslararası kurallara uyarak, Suriye uçağını, henüz Türk FIR hattına girmeden uyarmış, Türk hava sahasını kullanması halinde Esenboğa’ya indirileceği ve aranacağı Suriye uçağının pilotuna bildirilmiştir.
Dışişleri yetkililerinin verdiği bilgiye göre, böyle bir uyarıyla karşılaşan pilotun iki seçeneği vardır:
1- İnmeyi kabul etmeyip geri dönmek,
2- İnmeyi ve aranmayı kabul etmek.
Nitekim, söz konusu Suriye uçağı, önceki gün saat 17.00 sularında Karadeniz üzerinden Türk FIR hattına yaklaşırken, ancak henüz girmeden, Ankara Esenboğa Havaalanı Kulesi tarafından uyarılmıştır. Esenboğa Kule tarafından, pilota, Türk FIR hattını kullanması halinde uçağın Esenboğa’ya indirileceği ve aranacağı bildirilmiştir.
Bu uyarıyı alan Suriyeli pilot, geri dönmek seçeneği varken bunu yapmamış ve inmeyi kabul etmiştir.
Suriyeli pilot, inmeyi ve dolayısıyla aranmayı kabul ettikten sonra Türk F-16’ları gelmiş ve güvenli inişe eşlik etmişlerdir.
Eğer pilot, inmeyi kabul etmeyip Türk FIR hattına girmeden dönmüş olsaydı, F-16’lar peşinden gidip zorla Türk hava sahasına sokup indirmeyeceklerdi. Ancak pilot, Esenboğa’ya, “İniyorum, buyurun arayın” mesajı vermiştir.

Suriye’ye nota
Ankara’nın, uçağı aramasından sonra Şam’a nota vermesi, uçağın sivil havacılık kurallarına aykırı bir malzeme taşıdığını da gösteriyor.
Dışişleri yetkilileri, bu malzemenin askeri nitelikte olduğunu belirtiyor.
Böyle bir sonuç da çıktığına göre Ankara’yı suçlamak dayanaksızdır.

Rusya’ya karşı değil
Suriye uçağının Moskova’dan Şam’a gidiyor olması nedeniyle Türkiye-Rusya ilişkilerinin ağır bir krize girmesi de gerekmiyor.
Moskova’nın, Türkiye-Suriye ilişkileri, F4 uçağının düşürülmesi ve sınırdaki atışları dikkate alarak Ankara’nın askeri malzeme duyarlılığını anlayışla karşılaması beklenir. Böyle bir dönemde, askeri malzemelerin resmi olarak elde edilmemiş olması ihtimalini de dikkate alan Ankara’nın, uluslararası kuralları uygulaması, anlaşılmayacak bir durum değildir.
Bu tutum, Moskova’ya karşı bir tutum değil, Şam’a duyulan güvensizliğin bir sonucudur.