Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK), Suriye tarafından yapılan top atışlarına isabetli atışlarla karşılık vermesi caydırıcı etki yarattı.
Suriye tarafından atılan ve Akçakale’de 5 vatandaşımızın yaşamını yitirmesine neden olan top atışına karşılık veren TSK’nın, Suriye’nin 3 tank, 2 zırhlı araç ve 1 top mevzisini imha etmesi ve aynı gün hükümetin TBMM’den sınır ötesi harekat yetkisi alması Şam yönetimi üzerinde etkili oldu.
10 kilometre yasağı
TSK’nın yoğunlaşan karşı ateşi ve Suriye tezkeresinden sonra, Şam yönetiminin, Suriye Hava Kuvvetleri’ne uçak ve helikopterlerin Türkiye sınırına 10 kilometreden daha fazla yaklaşmaması talimatını verdiği haberi, dün sabah erken saatlerde Ankara’ya ulaştı.
Keza, Tel Abyad’daki Suriye topçu birliğinin TSK’nın yaptığı atışlarla ağır kayıp vermesi üzerine, top ve tank birliklerine de Türkiye sınırına yakın bölgelere atış yapmamaları emrinin verildiği de Ankara’ya yansıdı.
Türkiye, sınıra 3 mil (4.8 kilometre) yaklaşan Suriye uçak ve helikopterlerine karşı F-16’ları havalandırıyordu. Şam yönetimi, bu mesafeyi kendi kararıyla iki katına çıkarmış oldu.
Türkiye’nin, Suriye’den atıldığı ve Akçakale’de 5 kişinin yaşamını yitirmesine neden olduğu anlaşılan top atışına karşılık vermesinin ilk mukabele olmadığını dün yansıtmıştık.
Güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre, 20 Eylül 2012 tarihinden bu yana Suriye ordusuna ait 17 top mermisi Türkiye sınırları içine düştü.
Türkiye, değiştirdiği angajman kuralları gereğince Suriye’nin her top atışına misli ile karşılık verdi.
60-70 karşı atış
Suriye ordusuna ait olduğu belirlenen ve Türkiye sınırları içine düşen top mermilerini attığı tespit edilen Suriye topçu unsurlarının bulunduğu bölgelere bugüne kadar 60-70 civarında topçu atışı yapıldı.
Suriye tarafından önceki gün saat 15.10-16.40 arasında Akçakale’ye yapılan, 2’si kadın, 3’ü çocuk, 5 vatandaşımızın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan top atışlarına karşılık, Akçakale’de bulunan topçu birliğimiz, aynı gün saat 15.30’dan dün sabah 06.55’e kadar Suriye tarafına atış yaptı. Topçu ateşinin hedefi, Akçakale’ye atış yaptığı tespit edilen Suriye birliğiydi.
Suriye tarafından atılan ve sınır ilçemiz Akçakale’de 2 kadın, 3 çocuğun hayatını kaybetmesine neden olan top atışına Türkiye karşılık verdi.
Akçakale’de eve düşen merminin atıldığı yer radarlarla tespit edildikten hemen sonra Suriye’deki mevziler topçu atışıyla vuruldu.
Otomatik yanıt
Suriye topraklarına topçu ateşiyle karşılık verilmesinin F-4 uçağımızın düşürülmesinden sonra değiştirilen angajman kuralları gereğince otomatik olarak yapıldığı öğrenildi. F-4 uçağımızın düşürülmesinden sonra sınıra 2. Ordu’dan yeni birlikler kaydırılmış ve Suriye’nin tehdit oluşturan her askeri hareketine ikinci bir emir beklenmeden karşılık verilmesi talimatlandırılmıştı. Akçakale’ye dün Suriye top mermilerinin düşmesinden sonra bu karar uyarınca sınır birliklerimiz tarafından karşılık verildiği anlaşıldı.
Orantılı misilleme
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Meclis’i açış konuşmasında liderlere diyalog, empati ve yumuşak üslup önermesi önemliydi. Gül’ün önerileri, liderler arasındaki güvensizlik, suçlayıcı üslup ve bunların yol açtığı sorunlardan kaynaklanıyordu.
Oysa Türkiye’nin başta terörle mücadele olmak üzere yeni anayasa yapımı gibi uzlaşmayla sonuçlandırılacak bir gündemi var.
Buna karşın iktidar ve muhalefet liderleri, birbirlerine güvenmiyorlar. Güvenmek bir tarafa birbirleriyle mahkemelik durumdalar. Sert üslupları nedeniyle birbirlerine hakaret ettikleri gerekçesiyle davalar açıyorlar.
Terörle ortak mücadele
Örneğin terörle mücadele konusunu ele alalım.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu, kendini gerçek olmayan Wikileaks belgeleriyle “hain” ilan etmesi karşısında mahkemeye başvuruyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Meclis’te yeni yasama yılının ilk gününde yapacağı konuşmaya başlamadan önce iktidar ve muhalefet kulislerine uğradık.
İktidar tarafında yüzler gülüyordu. Bir gün önceki kongrenin morali sürüyordu. İktidar kulisinde bakanlar ve milletvekilleriyle sohbet eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da neşesi yerindeydi.
Muhalefet koridoru ise, Meclis’in ilk gününde Başbakan Erdoğan hakkında soruşturma açılması talebiyle meşguldü. Milliyet ekibini öğle yemeğinde konuk eden Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Hurşit Güneş dahil olmak üzere ana muhalefet partisi grup yöneticileri, gensoru, soruşturma hazırlıklarıyla yeni yasama dönemini açmaya hazırlanıyorlardı.
Liderlere üslup uyarısı
İktidar ve ana muhalefet koridorlarındaki nabzı tuttuktan sonra Cumhurbaşkanı Gül’ü dinlemeye geçtik. Gül, kısa ama uyarılarla dolu bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı’nın değindiği ilk konu, liderlerin üslubu oldu.
Gül, siyasi liderlere, birbirlerine empatiyle yaklaşmalarını salık verdi. Birbirlerini dışlayıcı, uzaklaştırıcı üslup kullanmaktan kaçınmalarını, “sözün gücü”nü unutmamalarını tavsiye etti.
“Büyük Kongre’de genel başkanlığa son kez aday oluyorum, helallik istiyorum” demesine rağmen gerçekte ne olduğunu yine en iyi Başbakan Tayyip Erdoğan ifade etti:
- Bu bir veda değil...
Evet Erdoğan, partisinin 4. kongresinde genel başkanlığa son kez seçildi; ama bu bir “veda” değildi...
Yine kendi deyimiyle, “bir ES’ti, bir MOLA”ydı...
Çankaya Köşkü’ne kadar verilen bir ES...
Başbakan Erdoğan, dünkü kongrede, partisine veda etmedi, “Çankaya randevusu” verdi.
Yaptığı konuşmayla, 10 yıldır sürdürdüğü Başbakanlık görevinin hesabını vermek, Başbakanlık defterini kapatmaya, Cumhurbaşkanı defterini ise açmaya niyetli olduğunu gösterdi.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “İmralı ile görüşülebilir” demesi önemli bir beyandır. Daha önce BDP’yi “İmralı’yı adres göstermekle” suçlayan Başbakan’ın, şimdi aynı adresi işaret etmesi Ankara’da bir politika değişikliği olarak görülecektir.
Erdoğan’ın, bu sözlerinden sonra Öcalan dışında bir “siyasi muhatap” aranması seçenek olmaktan çıkmıştır. Başbakan düzeyinde adres İmralı olarak tarif ediliyorsa, PKK’nın Kandil’deki ve Avrupa’daki liderleri de ikincil adresler olarak kalır.
Başbakan, Öcalan’la görüşülebilir, dediğine göre Ankara bazı kararlara varmış olmalıdır.
PKK’nın kanlı eylemlerini sürdürdüğü bir ortamda Öcalan ile müzakere masasına oturmak kafaların netleşmiş olmasını gerektirir.
Müzakere planı
Başbakan Erdoğan’ın kafasındaki müzakere planı nedir?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Oslo gibi yeniden görüşmeler yapılabileceğini, İmralı ile de görüşülebileceğini açıkladı.
Başbakan, görüşmelerin “silahların susması” için değil, “bırakılması” için yapılması gerektiğini de vurguladı. Silahların susmasının çözüm olmadığını da belirtti. “Terör örgütü silah bırakacaksa biz de operasyonları minimize ederiz” açıklaması da yaptı.
Politika değişikliği mi?
Başbakan Erdoğan, Oslo sürecinin kesilmesi, terörün yeniden tırmanması üzerine, PKK ve İmralı’yla görüşmenin söz konusu olmayacağını, “terörle mücadele, siyasi uzantılarıyla müzakere” politikası izleneceğini duyurmuştu.
Erdoğan, siyasi uzantı derken BDP’yi kastettiğini de açıkladı. BDP’yle görüşülebileceğini, bazı bakanlarının da görüştüğünü duyurdu.
Ancak BDP’nin PKK’dan bağımsız bir varlık gösteremediğini, terörle arasına mesafe koyamadığını, görüşmek için önce bu konumdan uzaklaşması gerektiği mesajları verdi.