Kapatma kararına DTP’nin ilk itirazı Anayasa Mahkemesi’nin Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek tarafından yönlendirildiği biçiminde oldu. Çiçek’in anımsatması nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nin Batasuna kararını dikkate aldığı ve DTP’yi kapattığı öne sürüldü. Çiçek’in mahkemeyi etkileme yöntemi olarak da iki gerekçe ortaya atıldı. Birincisi, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın Çiçek’in kızının nikâh şahidi olması, diğeri ise bayramı Hatay’da geçirmeleriydi.
Çiçek söz etmese bile Anayasa Mahkemesi üyelerinin Batasuna kararını zaten incelemiş olduklarını dün vurgulamıştım. Diğer iddialar da farklı değil.
Hatay’a gerek var mı?
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek bu iddiaları ciddiye almıyor. Bu konuda DTP sözcüleriyle bir polemik yaratmak da istemiyor. Buna karşın yakın çevresine, “Eğer maksat Anayasa Mahkemesi Başkanı’yla görüşmek ise bunun için Hatay’a niye gitmek gereksin?” yorumunu yaptığı gelen haberler arasında. Başbakan Yardımcısı’nın Anayasa Mahkemesi Başkanı’yla görüşmek için özel bir seyahat yapmasına gerçekten gerek yok. Ankara’da çeşitli vesilelerle görüşme olanağı elbette var.
Nikâh şahitliği
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, geçtiğimiz günlerde yaptığımız söyleşide Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) İspanya’nın kapattığı Batasuna partisine ilişkin kararını DTP’lilerin iyi okuması gerektiğini söylemişti.
Çiçek’in bu sözlerinden sonra DTP deyim yerindeyse kıyameti kopardı. DTP sözcüleri, Çiçek’i Anayasa Mahkemesi’ne baskı yapmakla suçladılar. Anayasa Mahkemesi’nin DTP’yi kapatma kararı açıklanınca da faturayı Cemil Çiçek’e kestiler.
DTP’nin bu suçlaması açık bir çarpıtma. Başbakan Yardımcısı Çiçek’e yüklenerek kapatmayla sonuçlanan süreçte kendi sorumluluklarını örtmeye çalışıyorlar.
Çiçek Batasuna demeseydi...
DTP’lilerin tavrına bakarsanız sanki Çiçek Batasuna kararından söz etmese Anayasa Mahkemesi DTP’yi kapatmayacaktı. Bu kararı almak için elinde hiç gerekçe yoktu ve Çiçek’in Batasuna sözlerine dayanarak DTP’yi kapattı!
DTP’nin yürüttüğü bu mantığın kabul edilebilir hiçbir yönü yoktur. Anayasa Mahkemesi üyelerinin Çiçek’in sözlerinden sonra Batasuna kararını dikkate aldığını iddia etmek abesle iştigaldir. Parti kapatma davasını görüşmekte olan Anayasa Mahkemesi üyelerinin Batasuna kararından haberleri olmadığını ve bu kararı incelemediklerini düşünmek
Karadağ gezisinde DTP’nin kapatılmasıyla ilgili soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül: ‘Gönül isterdi ki parti yöneticileri, partilerini korumak için gerekli özeni göstersinler. Ancak onlar bunu yapmayınca Anayasa ve kanunlar karşısında Anayasa Mahkemesi ne yapabilirdi?
KARADAĞ
Kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk’ün partisinin parlamentodan fiilen çekildiğini açıkladığı saatlerde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Karadağ’ın başkenti Podgorica’da bu konuyla ilgili sorularımızı yanıtlıyordu.
Cumhurbaşkanı Gül, ülke olarak parti kapatmalara karşı olduğunu belirtmekle birlikte, “Terör örgütünün, varlık sebebi olduğunu söyleyen parti yöneticileri oldukça Anayasa Mahkemesi ne yapsın?” dedi. Gül, “Gönül isterdi ki parti yöneticileri, partilerini korumak için gerekli özeni göstersinler. Ancak onlar bunu yapmayınca Anayasa ve kanunlar karşısında Anayasa Mahkemesi ne yapabilirdi?” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Gül, liderler zirvesi toplanması konusunda parti genel başkanları ve sözcülerinin verdiği olumsuz tepkiler karşısında da, “Bunun için ön çalışma yapmam gerekir demiştim. Gördüğüm kadarıyla bu çalışma kendiliğinden yapılmış oldu. İhtiyaç duyursam tek tek görüşürüm”
KARADAĞ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, açılım sürecinin geldiği bu aşamada liderlerin bir araya gelmek bir yana sürdürdükleri sert üsluptan büyük rahatsızlık duyuyor. Nitekim önceki gün Arnavutluk’ta sorularımızı yanıtlarken, bu rahatsızlığını yansıtmış ve liderleri bir araya gelmeye çağırmıştı. Ayrıca kendisinin de bir liderler zirvesi toplamayı düşündüğünü, ancak bunun için bir ön çalışma yapması gerektiğini belirtmişti. Gül, zirve çağrısı yapmak için bunun olabilirliğini görmesi gerektiğini söylemişti.
Olumsuz cevap
Ankara’dan dün gelen haberler, CHP ve MHP sözcülerinin Cumhurbaşkanı’nın yaptığı çağrıya olumlu cevap vermeyeceklerini gösteriyordu. Ayrıca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Cumhurbaşkanı’nın iyi niyetli bir çağrı yaptığını, ancak diğer liderlerle bir araya gelmeyi arzu etmediğini belirtti. Bir bakıma Cumhurbaşkanı’nın “ön çalışma yapmam gerekir” sözlerine cevap aynı gün gelmiş oluyordu.
Bu cevaplardan da anlaşılıyor ki liderlerin kendi aralarında toplanmaları veya Cumhurbaşkanı Gül’ün başkanlığında bir zirveye katılmaları mümkün gözükmüyor.
Cumhurbaşkanı Gül, böyle bir tavır bekliyor olmalı ki zirve çağrısından önce bir zemin yoklaması yapması gerektiğinin
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gerekirse kapalı bir oturumda liderlerin kendi aralarında konuşmaları gerektiğini belirterek, Çankaya Köşkü’nde bir zirve için ön çalışma yapacağını söyledi
TİRAN-ARNAVUTLUK
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, iktidar-muhalefet ayrımı yapmadan bütün liderleri ciddi biçimde uyardı. Şiddet eylemleri sokak gösterileriyle tırmanan, Tokat’ta 7 askerin şehit edilmesiyle doruğa ulaşan gergin ortamda liderlerin üsluplarını eleştiren Cumhurbaşkanı Gül, “Hiç ayrım yapmadan herkese söylüyorum” vurgusuyla liderlere, “Herkesin ağzından çıkanı kulağı duysun. Ağzından çıkanı önce bir dinlesin” uyarısında bulundu.
Liderlerin kapalı da olsa kendi aralarında toplanmalarını isteyen Gül, ayrıca Çankaya’da bir liderler zirvesi toplamayı düşündüğünü de açıkladı. Çankaya’daki zirve için bir ön çalışma yapacağını ve olabilirliğini görürse liderleri toplayacağını kaydetti. Gül, 7 askerin şehit edildiği Reşadiye’deki terör saldırısını değerlendirirken, “Aleni bir provokasyon, PKK dahil her şey olabilir” dedi. Bu saldırıyla ilgili olarak, “Kesinlikle faili meçhul kalmayacak. Ortaya çıkarılacaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül’e Arnavutluk’un başkenti Tiran’da gazetecilerin sorduğu
Şehitlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralı askerlere acil şifalar diliyorum.
Türkiye, dün ve bugün 7 şehidini mahşeri kalabalıklarla uğurladı. Acının büyüklüğüne ve tazeliğine rağmen cenaze törenlerine aklıselim hâkimdi. Şehit yakınları bile sağduyulu mesajlar vererek, acılarını içlerine gömdüler.
Bu olgunluk, Türkiye’nin en büyük şansıdır. Böyle olduğu içindir ki, 25 yıldır şiddetli teröre, her türlü tahrike kalkışmaya, kışkırtmaya karşın, Türk halkı iç karışıklığa, iç çatışmaya meydan vermedi. Sağduyuyu elden bırakmadı. Türkiye’de iç savaş çıkarmak isteyenler bugüne kadar amaçlarına ulaşamadılarsa, bunun nedeni bu toplumun erdemidir.
Terör örgütü ve siyasi temsilcileri gayretlerini sürdürüyorlar. Hiç olmadıkları kadar rahat bir biçimde, hiç bulamadıkları olanaklar içinde, sözle, eylemle ipi koparmaya çalışıyorlar. Söylemleri o kadar pervasız bir hale geldi ki, her şeyi dayatabiliyorlar. Eğer şöyle olursa dağa çıkarız, böyle olursa halk silah dahil başka seçeneklere yönelir; bu sefer 80’lere, 90’lara da benzemez diyerek tehdit edebiliyorlar.
Terör hakkı
İş o noktaya geldi ki, PKK, siyasi alandaki temsilcileri ve onları destekleyen yayın organları terörü bir
Anayasa Mahkemesi, DTP hakkında açılan kapatma davasını esastan görüşmeye başladı. DTP lideri Ahmet Türk ve eşbaşkan Emine Ayna kamuoyuna sert mesajlar verdiler. Türk, kapatma kararı çıkarsa sine-i millete döneceklerini, Ayna ise tabanlarının dağa çıkmalarını istediğini açıkladı. Kapatma kararının halkı silah dahil farklı seçeneklere yönelteceğinden söz etti.
Bu konuyu Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le konuştum. Çiçek, daha önceki bir söyleşimizde DTP’nin adeta beni niye kapatmıyorsunuz mesajı verdiğini söylemiş, yaygınlaşan şiddet gösterileri konusunda uyarıda bulunmuştu.
‘Batasuna kararını okuyun’
Çiçek, olaylara hukuk açısından bakmanın en doğru yol olduğunu vurgulayarak, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve DTP’lilere şöyle seslendi:
“Hukuk açısından yaklaşılması gereken olaylara maalesef siyaset açısından yaklaşılıyor. Oysa hukuk açısından yaklaşmak en doğru yoldur. Yüksek Mahkeme ne karar verir bilemem. Siyasi partiler hukuku açısından baktığımızda, benim DTP’ye önerim, AİHM’nin İspanya’nın kapattığı Batasuna Partisi’yle ilgili kararını iyi okumalarıdır. AİHM’nin son kararı Haziran 2009 tarihlidir ve 58 sayfadır. Ben birkaç kez okudum. DTP yöneticileri de okusunlar. AİHM,
Açılım süreci birçok yönüyle hükümeti zorluyor. Ankara’da dün yapılan açıklamalar gibi başta 7 şehit haberi olmak üzere PKK yandaşlarının şiddet gösterileri hem açılım sürecini hem hükümeti sıkıntıya sokuyor.
Terör eylemleri
Hükümetin açılım adımlarına karşın, Abdullah Öcalan’ın yeni cezaevi koşulları ve DTP’nin kapatılma davası gerekçesiyle İstanbul ve Güneydoğu’daki il ve ilçelerde PKK yandaşları şiddet eylemlerini sürdürüyorlar.
Hükümetin taş atan çocukları ağır ceza mahkemelerine değil çocuk mahkemelerine göndermeyi amaçlayan yasa düzenlemesi TBMM’ye sevk edilmişken, günlerdir sürdürülen şiddet eylemlerinde çocuklar yine ön saflarda görülüyor. PKK ve aynı çizgideki DTP’nin “çocuklara taş attırma” politikasında bir değişiklik yok.
Büyütmeyin derken, 7 şehit