HAKAN TARTAN’IN Alsancak’ta uygulamaya başladığı proje, aslında İzmir’in bütününe yansıması gereken temel anlayışın ipuçlarını veriyor.
Ne yapıyor Hakan Tartan?
Konak Belediyesi, Kültür Mahallesi’ndeki 10 sokağı baştan aşağıya yeniliyor.
Ama sıradan bir çalışma değil yapılan.
İş iddialı.
Başkan Tartan da iddiasını şöyle ortaya koyuyor:
“Konak İzmir’in, Alsancak da Konak’ın merkezi durumunda. Kentin önemli bir buluşma mekânı olan Alsancak, aynı zamanda İzmir’in vizyonu. Yenileyeceğimiz 10 sokakta, Avrupa kentlerinde yer alan donatılar bulunacak. Çalışma tamamlandığında ise yerel yöneticiler yapılanları görmek için gelecekler.”
ARKADAŞ, sekiz yıldır milletvekili.
Arkadaş, iktidar partisinde TBMM Grup Başkanvekilliği yapmış biri.
Arkadaş, bir yıldan fazladır bakan, üstelik Adalet Bakanı.
Arkadaş diyor ki:
“1993 yılı 90’lı yılların en karanlık yılı olmuştur. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın şüpheli ölümü, Eşref Bitlis’in şüpheli bir kazada hayatını kaybetmesi ve Uğur Mumcu’nun katledilmesi aynı yıla rastlar.”
Sadece ben, belki 100 kere yazdım bunu.
Çünkü daha fazlasını yapacak gücüm, kudretim yoktu.
“AKDENİZ sahillerinde turizmden kazandığımızı düşünün. Uzun vadede bir de kaybettiğimizi düşünün. İnanın değmez. Dünyada turizmle kalkınmış ülke yok. Müslüman Türk kültürünün yaşandığı bir tek yaylalar var, oraları da mı turizme açalım? Yaylaları kaybedersek şayet, turizmden kazandığımızı kaybettiğimize kıyaslarsak, kaybettiğimiz çok fazladır.”
Sözlerin sahibi (dönemin-2006) Artvin Valisi Cengiz Aydoğdu.
* * *
“DP’nin 1950’de iktidara geldiğinde CHP’yi kapatıp, İsmet İnönü’yü de tarihteki huzurlu yere göndermemiş olması en büyük talihsizliktir.”
Sözlerin sahibi (bugünün) Kırklareli Valisi Cengiz Aydoğdu.
* * *
“Karadeniz evlatları denilince, cesaretli, çalışkan, yüreği memleket için atan, ülkesi için her şeyi göze alan yiğitler ve değerli eşleri hanımefendiler akla geliyor. Bu özelliği simgeleştiren, bu seçkin vasıfları bünyesinde toplayan Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’ı anmamak mümkün değil. Sadece ülkemizde değil, bölgemizde de saygınlıkla karşılandığını biliyoruz. Değerli Karadenizliler’in de böyle bir evlat yetiştirdiği için mutluluk duyduğunu biliyorum.”
HEM büyük bir şehrin ortasında yer alacaksınız hem de düzenli, keyifli ve yeşili bol bir kent hayatına sahip olacaksınız.
Bunları hepsi birden, çok az yerde vardır.
O yerlerden biri de mutlaka Bornova’dır.
Ve Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden biri...
Bornova’dadır.
Çevresini saran ve “iş ile aş” anlamı taşıyan dev sanayi tesisleri...
Bornova’dadır.
PROF. ÖZCAN KÖKNEL, “Çatışan Değerlerimiz” adlı kitabında soruyor:
“Erkek kedi bir ağaca çıkmış ve inmek bilmiyor. Kediyi o ağaçtan indirmek için ne yaparsınız?”
Seçenekler şunlar:
1) Ağaca tırmanırsınız.
2) Merdiven dayayıp çıkarsınız.
3) “Gel pisi pisi” diye seslenirsiniz
4) Dişi bir kedi getirirsiniz.
İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na arzuhâlimdir:
Sayın Başkan;
Önce şu iki paragrafı okuyun lütfen.
Ama bir defa yemez.
İki defa okuyun.
Hatta üç defa okuyun.
İşte birincisi:
EN zor işlerden biridir, marka yaratmak.
Bazen çok fazla şans, bazen çok büyük para ve mutlaka zekâ, sabır ve emek gerekir.
Bazen de ne yapsanız...
Nafile.
Metaş ise güçlü ve sağlıklı doğdu.
Kısa zamanda İzmir’de yaratılan az sayıdaki markadan biri oldu.
Yaşıttık Metaş’la.
BAŞBAKANA hiç benzemem. İşime gelince, “Yargı kararlarına herkes saygı duymalı” deyip, işime gelmeyince “Yargıya güven kalmadı” demem.
Hele bir dava sürüyorsa... Meselâ kod adı “Ergenekon” olan dava gibi... Dişimi sıkar, sonucunu beklerim.
Ecel beklemiyor ama.
Sanıklar mahkeme kararını duyamadan birer ikişer göçüyor.
Son kayıp, fena dokundu bana.
Saygı ve hayranlık duyduğum bir yazı, düşünce ve mücadele adamı, üzerine atılan suçtan aklanma şansını bulamadan ayrıldı aramızdan.
“Ergenekon Mergenekon” adlı kitapta yer alan ve “Şema” başlığını taşıyan yazısında İlhan Selçuk, şöyle demişti: