Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ARKADAŞ, sekiz yıldır milletvekili.
Arkadaş, iktidar partisinde TBMM Grup Başkanvekilliği yapmış biri.
Arkadaş, bir yıldan fazladır bakan, üstelik Adalet Bakanı.
Arkadaş diyor ki:
“1993 yılı 90’lı yılların en karanlık yılı olmuştur. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın şüpheli ölümü, Eşref Bitlis’in şüpheli bir kazada hayatını kaybetmesi ve Uğur Mumcu’nun katledilmesi aynı yıla rastlar.”
Sadece ben, belki 100 kere yazdım bunu.
Çünkü daha fazlasını yapacak gücüm, kudretim yoktu.
Arkadaş ise sekiz yıldır iktidarda.
Ne yaptı bugüne kadar?
Laf cambazlığında dünya şampiyonluğuna oynayan iktidar, 1993 yılı üzerindeki kara örtüyü kaldırmak için ne yaptı?
Sadece laf ediyorsan bile “tam ve doğru” konuşacaksın arkadaş.
Turgut Özal ile Eşref Bitlis’in ölümü şüpheli de, 5 Şubat’ta arabası Bolu’da takla atan Adnan Kahveci’nin ölümü şüpheli değil mi?
24 Mayıs 1993’de, Bingöl-Elazığ karayolunda kurulan pusuda 33 silahsız askerin kurşuna dizilmesine ne demeli?
5 Temmuz 1993’de, Erzincan’ın Başbağlar Köyü’nde 33 sivilin öldürülmesini ve köyün ateşe verilmesini unuttunuz mu?
* * *
Ve 4 Eylül 1993’de HEP eski milletvekili Mehmet Sincar’ın faili meçhul cinayetleri soruşturmak üzere gittiği Batman’da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmesi...
Ve yasadışı şiddet yöntemlerini tasvip etmeyen bir asker olarak tanınan Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın, 22 Ekim 1993 tarihinde Lice Asayiş Bölük Komutanlığı binası önünde vurularak şehit edilmesi...
Ve Eşref Bitlis’in ölümünden bir ay kadar sonra, 30 arkadaşı ile birlikte görevinden istifa ederken; “Güneydoğu’da yetkili organlar içerisinde oluşturulan bir çete, cereyan eden hadiselerin gerçek boyutlarının Türk Milleti tarafından görülmesini engellemektedir” diyen ve de önemli açıklamaları yapamadan, cesedi 4 Kasım 1993’de bulunan Binbaşı Cem Ersever’in katli...
Bütün bunlar, sizlerin ilgi alanınıza girmiyor mu arkadaş?
Dikkat edin.
Sıraladığım olayların tümü “Kürt meselesi” ve “PKK terörü” ile ilgili.
Ha.
Bir de 2 Temmuz 1993’de Sivas’ta insanların diri diri yakıldığı vahşet hali var ki, zanlıları itibarı ile bu konunun gündeme gelmesi, zaten iktidarın işine gelmez!
Tek bildikleri hikâyeyi 1993 yılından alıp, 28 Şubat 1997’ye bağlamak.
Tamam.
Bağla da, önce şu 1993 yılındaki düğümleri çöz arkadaş!


Karşıyaka’ya bir numara lazım
KARŞIYAKA Belediye Başkanı Cevat Durak, “İnşaat tadilatı yapanlar, bahçelerindeki ağaçları budayanlar veya kullanılmış ev eşyaları olanlar; atıklarını gelişigüzel atıyor. Temizlemek için özel ekipler kurduk, ancak temizlediğimiz yerler ertesi gün yine kirletiliyor. Hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız, mutlaka ceza yazacağız. Ancak şehirde yaşayanlar da yaşadıkları yere sahip çıksın, kenti kirletenlere karşı birlik olmalıyız” derken...
Haklı elbet.
Ama bir sorun var.
Yaşadığımız yere nasıl sahip çıkacağız? Tanık olduğumuz bir yanlışı önlemek için ne yapacağız?
Misal...
Molozu dökenin yakasına bizzat yapışacak değiliz herhalde!
Bunun tek yolu var:
Hemen şikâyet.
Derhal müdahale.
Karşıyaka Belediyesi’nin internet sitesine baktım.
Beklerdim ki, en tepede bir “ihbar ve şikâyet telefonu” yazsın.
Şöyle kolay ve akılda kalacak bir numara.
Ve tabii, orayı arayan, 10-15 dakika sonra belediye ekiplerinin verilen adrese geldiğini de görmeli mutlaka.
Ne dersin Cevat Başkan, yok mu böyle bir numara?


Tek karelik First Sinek!

Lafı bırak,  işe bak