Meclis’te ‘utanç’ günü!

11 Temmuz 2010

ARADA kaynadı, gitti ama 7 Temmuz Çarşamba gününe ait TBMM zabıtları işte orada.
O zabıtlarda, gerçekten akıllara ziyan bir tartışmanın, insanı üzen, düşündüren ve utandıran izleri var.
Olan şuydu...
BDP bir önerge vermişti Meclis’e.
Türkiye’deki “etnik nüfus yapısının” araştırılmasını istemişti.
Çarşamba günü, bu önerge geldi gündeme.
BDP Milletvekili Sabahat Tuncel “Türkiye’de çok kültürlülüğü ve zenginliği koruyabilmek için etnik yapıya dair bilimsel verilerin değerlendirilmesi, bu konuda araştırma yapılarak ayrıntılı ve sürekli raporların oluşturulması ve etnik grupların nüfus azalmalarının nedenlerinin araştırılması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını istediklerini” belirterek başladı söze.

Yazının Devamı

Bir siyaset adamı

9 Temmuz 2010

SİYASETİ bir yaşam biçimi olarak seçen ve bir ideal uğruna politika yapan insanlar için, gönül verdiği partide il başkanı olmak, on tane milletvekilliğine bedeldir.
Eskiden “hiç tartışmasız” böyleydi.
Hâlâ da büyük oranda öyle.
Adalet Partisi dönemi çok gerilerde kaldı.
Ama onca yıl geçmesine karşın aradan, insanlar Mehmet Karaoğlu’nun, Halil Ünalp’in, Kemal Serdaroğlu’nun, Hayri Yorgancıoğlu’un adını “AP İzmir İl Başkanı olarak” hatırlar.
İsteselerdi milletvekili olmak “işten değildi” onlar için.
Ama olmadılar.

Yazının Devamı

Foster bir imza da İzmir’e atsa...

8 Temmuz 2010

RUSYA, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Hazar Denizi ve Aral Gölü ile çevrili bir ülke.
Buradan kuş uçumu 4 bin kilometre ötede.
İstanbul’dan uçağa bindiniz mi, beş buçuk saate gidiyorsunuz Kazakistan’ın başkentine.
Yani.
Burnumuzun dibi değil.
Hele Avrupalı, Amerikalı için hiç değil.
Yine de bir cazibe merkezi Astana.

Yazının Devamı

Hep aynı rezalet!

7 Temmuz 2010

YIL 1975... Resmen ve fiilen siyaset yapmaya başladığım o yıl, 19 yaşındaydım.
Yıl 2010... 35 yıl geçti aradan ama temel siyaset anlayışımda zerre kadar değişiklik yok:
“Siyaset ciddi iştir.”
Örneğin kişi belediye başkanı veya milletvekili seçildiği siyasal partiden, hangi nedenle olursa olsun istifa ederse...
Taşıdığı tüm sıfatlardan da arınmalıdır aynı saniyede.
Beklerdim ki, AKP’den ayrılan Murat Başesgioğlu, milletvekilliğinden de istifa etsin.
Etmiyorsa, ayıp etmiştir.

Yazının Devamı

Bir dizi de biz çekelim

6 Temmuz 2010

HANIMEFENDİ iddialı:
“Yıllardır röportaj veren biri olarak şunu söyleyebilirim ki bu konuda iyiyimdir. Hangi soruyu nasıl geçiştireceğim, nasıl sorulan soruya değil de vermek istediğim cevaba göre davranacağım konusunda kimse elime su dökemez.”
Bu kez röportaj veren değil de, röportaj alan biri olmuş hanımefendi.
Hem de hayatında ilk kez ve üstelik CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapmış bu işi.
Yapar tabii.
Gazetecilik mesleğinde “hazan mevsimi” yaşanırken ve meslek erbabı, “yaprak dökümü” misali dört bir yana savrulurken; Yaprak Dökümü dizisinin eski oyuncularından Başak Sayan’ın gayet iddialı siyasi bir röportaj yapmasından daha doğal ne olabilir ki!
Belki şu olabilir.

Yazının Devamı

Habis bir ur sarmışsa her yanı...

5 Temmuz 2010

FACEBOOK’DAKİ sayfasına “O masmavi gözlere bir kez olsun bakabilmek için nelerimi vermezdim. Şu an en büyük hedefim ne biliyor musun? Sana ulaşabilmek” diye yazmıştı.
Kader miydi bu?
İlahi bir yakarış mı yoksa?
Artık ne olduysa, Buse şimdi orada.
Hiç kuşkum yok.
O masmavi gözlere doyasıya bakıyor.
Derseniz ki:

Yazının Devamı

Zurnanın ‘zırt’ dediği yer

4 Temmuz 2010

SORUNUN muhabbetini yapmaya gelince, maşallah bülbül gibi şakıyor herkes. Adının önünde “Terör ve Güvenlik Stratejileri Uzmanı” unvanı bulunan Doç. Dr. Maya Arakon da vicdanları titreten şeyler söylüyor:
“Hep fakirin fukaranın, emekçinin, köylünün çocuğu gidiyor. Ben artık buna dayanamıyorum. Bir kadın olarak dayanamıyorum. Bu analar şehit cenazesine sarılıp ağlarken kahroluyorum ama bilin ki aynı anda bir Kürt anası da kimselere gösteremeden çocuğunun cenazesine sarılıp ağlıyor. Ve terörist anası olarak damgalandığı için çocuğuna acısını göstermeye bile hakkı yok artık.”
Aksini savunacak biri var mı?
Yok.
Ama derseniz ki, bu edebiyatın sorunu çözmeye zerre kadar faydası var mı?
O da yok!
* * *

Yazının Devamı

Başkan aklını ne ile yedi?

2 Temmuz 2010

RİZE’NİN AKP’li Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Kürt sorununun çözümü için ortaya attığı formülü “hasımlık yerine hısımlık” şeklinde özetliyor.
Hısımlığın gelişmesi için de ikinci eşlerin Doğu’dan alınmasını öneriyor.
Ben de Ankara’da görev yapan gazeteci arkadaşlarıma hararetle öneririm.
AKP’li Başkan’ın formülünü önlerine çıkan AKP’liye sorsunlar:
“Kürt sorununu çözmek için Doğu’dan ikinci eş alacak mısınız?”
Eğer biri “Kardeşim benim eşim zaten Doğu’dan, ikinci eşi Batı’dan alacağım” derse...
Hiç moralleri bozulmasın.

Yazının Devamı