PROF. ÖZCAN KÖKNEL, “Çatışan Değerlerimiz” adlı kitabında soruyor:
“Erkek kedi bir ağaca çıkmış ve inmek bilmiyor. Kediyi o ağaçtan indirmek için ne yaparsınız?”
Seçenekler şunlar:
1) Ağaca tırmanırsınız.
2) Merdiven dayayıp çıkarsınız.
3) “Gel pisi pisi” diye seslenirsiniz
4) Dişi bir kedi getirirsiniz.
5) İtfaiyeyi çağırırsınız.
Peki...
Siz ne yaparsınız?
Prof. Köknel’in yaptığınız seçime göre “ne olacağınıza” dair analizleri var:
1) Ağaca tırmandıysanız; cesur ve girişkensiniz. İyi bir “satış temsilcisi” olursunuz.
2) Ağaca merdiven dayadıysanız; hedefe hangi yöntemle ulaşacağınızı planlayabiliyorsunuz. İyi bir “halkla ilişkiler müdürü” olursunuz.
3) “Gel pisi pisi” diye seslendiyseniz, saflık derecesinde iyimsersiniz. Ne yaparsanız, yapın, sakın kendi işinizi kurmayın.
4) Dişi bir kedi getirdiyseniz; kendi işinizi kurup çok başarılı ve ünlü olabilirsiniz.
5) İtfaiye gibi kurtarıcı görevlileri aradıysanız; sorumluluğu başkalarına atmayı beceren “iyi bir üst düzey yönetici” olursunuz.
* * *
Yaratıcı halkımız seçeneklere ve onları seçenlere ait analizlere eklemeler yapmış.
Doğrusu, çok da güzel yapmış!
6) Ağacı kesersiniz; böylece başka kedilerin çıkmasını da engellemiş olursunuz. Sizden mükemmel bir “kamu yöneticisi” olur.
7) “Bana ne” deyip yolunuza devam ederseniz; sizden çok iyi bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olur.
8) Kendiniz dişi kedi kılığına girip ağacın altında cilve yaparsınız; magazin medyası peşinizi bırakmaz, şöhret olursunuz.
9) Kediyi silahla vurursunuz ve ağaçtan düşer. Amaç kediyi ağaçtan indirmek değil miydi? Sizden çok iyi bir darbeci paşa olur.
10) Yüksekçe bir yere çıkıp çevrede biriken topluluğa kedileri ne kadar sevdiğinizi anlatırsanız; sizden çok iyi CHP Genel Başkanı olur.
11) Kediye bağırıp çağırıp, hakaret ve tehdit ederek indirmeye kalkarsanız; sizden çok iyi AKP Genel Başkanı olur.
Hadi bakalım, bir tane de benden...
12) Ağacın altına vahşi bir köpek getirirsiniz, kedi ağaçtan ancak açlıktan ölünce düşer. Eğer bulduğunuz çare buysa, sizden mükemmel bir ABD Başkanı olur!
Başbakan’ın VIP takıntısı
HÜRRİYET Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi kendi imzasını atarak bir haber yazmışsa, o habere önem vermek gerekir.
Yani...
Başbakan Erdoğan, havaalanlarındaki VIP salonları ile ilgili vali ve emniyet müdürlerine talimat vererek, bundan böyle genelgelerin dışında bir kişinin geçmesi, bunları kendisinin görmesi veya bir şikâyetin kendisine ulaşması halinde sorumlular hakkında gereken işlemi bizzat yapacağı uyarısında bulunmuşsa ve hatta ve de ayrıca kişisel olarak bu işi takip edeceğini duyurmuşsa...
Demek ki sorun, en azından Başbakan’ın canını fena halde sıkan bir nitelik taşıyor!
Metehan Demir’in yazdığına göre...
Erdoğan geçen hafta Ankara’dan İstanbul’a geldiğinde Atatürk Havalimanı’nın VIP salonundaki kalabalıkta “orada bulunmaması gereken kişiler” görmüş. Bunun üzerine de valiyi, emniyet müdürünü çağırıp “artık ne dediyse” demiş!
Merak ettim.
Başbakan’ın sinirini bozan o kişiler acaba kimdi?
Kesin olan... AKP’li değildi.
Zira sorunu çözmek için yapılması gereken ilk şey belli.
Başbakan, AKP teşkilatlarına bir genelge gönderip, partililerin VIP salonlarından uzak durmasını isterse eğer...
VIP salonlarındaki keşmekeş, büyük ölçüde sona erer!
Tek karelik kızgın bakan!