“Türkiye’de Aile Değerleri” araştırmasında, ahaliye şu ifadeye katılıp, katılmadıklarını sormuşlar:
“Kadının aldatması asla affedilemez.”
Yüzde 82,4 hemfikir.
Affedilemez.
Ya erkek aldatırsa?
O zaman 10 puan “hop” diye düşüyor ve oran yüzde 72,2’ye iniyor.
Benzer bir durum “Evli de olsa erkekler çapkınlık yapabilir” ifadesi için de geçerli.
Davetiye bastırmaya gerek yok.
Yazarsın sınıfın tahtasına:
“Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Edebiyat dersinde Özdemir Asaf’ın bu şiirini okurken göz göze geldik ve o an birbirimizi sevdik.
Ben Leyla...
Yer, İstanbul Kongre Merkezi. Tarih, 14 Mart 2011. Başbakan Erdoğan, Değişim Liderleri Zirvesi’nin açılışında konuşuyor.
Konuklar arasında ABD eski Başkan Yardımcısı Al Gore, BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan, Ukrayna Başbakanı Mykola Azarov, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin Boşnak üyesi Bekir İzzetbegoviç, Irak Devlet Başkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi veeeeee...
Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad var!
Sayın Başbakan söz “basın özgürlüğüne” geldiğinde, şöyle diyor:
“Son 8 yılda Türkiye’de basın özgürlüğü çok ileri standartlara kavuşmuş, yaptığımız reformlarla, attığımız cesur adımlarla, yazılamayanlar, konuşulamayanlar, tartışılamayanlar artık gündeme taşınır hale gelmiştir.”
* * *
Aşağı yukarı bir yıl sonra... Bugün.
Başbakan Erdoğan diyor ki:
“Biz 28 Şubat’ı da, 12 Eylül’ü de, 27 Mayıs’ı da sorgulayacak, tarihin bu karanlık dönemlerini inşallah hep birlikte aydınlatacağız.”
Bu sözlere desteğim tamdır.
Durmak yok, yola devam.
Ama...
O listede olması gerek iki tarih daha var.
12 Mart.
Amerikan Emek Federasyonu, haftada altı gün, günde 12 saat çalışan işçilere insanca bir yaşam düzeni sağlamak amacıyla, büyük bir eyleme girişti 1 Mayıs 1886’da.
Hedeflerinde “günde sekiz saatlik çalışma süresinin” yasal güvenceye kavuşturulması vardı.
Ülke çapında genel greve gidildi.
Özellikle Chicago’da müthiş bir kalabalık toplanmıştı. Ama 3 ve 4 Mayıs’ta dramatik olaylar çıktı.
Ve “adet olduğu üzere” nereden atıldığı meçhul bir bomba kalabalığın ortasında patlayınca, çok sayıda polis ve işçi hayatını kaybetti.
Bunun üzerine işçi liderleri tutuklandı ve dördü “düzmece bir yargılama” sonucunda idam edildi.
“Türkiye Aile Değerleri” araştırmasında seçilen grupların her biri Türkiye ortalamasını yansıttığı için, dün verdiğim eğitim düzeyi dağılımı gibi; şimdi aktaracağım meslek oranları da önemli.
Nasıl ki, ilkokul mezunları Türkiye’deki en büyük kitleyi oluşturuyorsa; ev hanımları da yüzde 35.8 ile ilk sırada.
Onları yüzde 15.7 ile işçiler, yüzde 11.3 ile emekliler, yüzde 10.1 ile ofis çalışanları, memur ve subaylar, yüzde 8.5 ile esnaflar, yüzde 7.9 ile öğrenciler izliyor.
Tüccar ve sanayicilerin oranını merak ediyorsanız eğer...
Sadece binde 4 ve dolayısıyla merak etmeye değmez!
* * *
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 12 bin aileyle yaptığı “Türkiye’de Aile Yapısı Araştırması” öncelikle siyasetçiler için bir “el kitabı” özelliği taşıyor.
Partisini bu araştırmadaki veriler ışığında yapılandırmayan, projelerini buna göre hazırlamayan hiçbir siyasetçinin başarılı olma şansı yok ve olamaz.
Bazı sonuçları peş peşe sıralayayım:
- 2006’da hem resmi, hem dini nikâh yapanların oranı yüzde 85,9 iken, bu oran son araştırmada yüzde 93,22 olarak belirlendi.
- Kadınların yüzde 80,5’i, erkeklerin ise yüzde 75,2’si evlenecekleri kişinin “dindar” olmasını istiyor.
- Toplumun yüzde 82,5’i hayatı boyunca hiç alkol kullanmamış.
- İnsanların yüzde 93,8’inin bar ve gece kulübüne gitme alışkanlığı yok.
Başbakan Erdoğan bir gece Kasımpaşa’daki eski mahallesine gitti ve gördü ki:
“Yollar işgal altında.”
Sözü söyleyen koca Başbakan.
Bu durumda şehrin emanet edildiği kişi olan Kadir Topbaş’a ne yapmak düşer?
Aynen şöyle bir açıklama:
“Otopark sorunu konusunda bir yönetmelik hazırladık. 400 metrekare üzerinde yeni binalara kesinlikle para yatırarak değil, mutlaka otopark yapma gerekliliğini getiren bir düzenleme. Otopark yapmayan ruhsatını alamayacak.”
Ne demeli?
Günaydın.