Başbakan Erdoğan bir gece Kasımpaşa’daki eski mahallesine gitti ve gördü ki:
“Yollar işgal altında.”
Sözü söyleyen koca Başbakan.
Bu durumda şehrin emanet edildiği kişi olan Kadir Topbaş’a ne yapmak düşer?
Aynen şöyle bir açıklama:
“Otopark sorunu konusunda bir yönetmelik hazırladık. 400 metrekare üzerinde yeni binalara kesinlikle para yatırarak değil, mutlaka otopark yapma gerekliliğini getiren bir düzenleme. Otopark yapmayan ruhsatını alamayacak.”
Ne demeli?
Günaydın.
Tünaydın.
Hayırlı akşamlar.
Selamünaleyküm.
Artık hangisini anlarlarsa!
* * *
Memleketin şehirlerine yapılan iki büyük yanlış veya daha doğru bir ifadeyle “günah” var.
Birincisi, imar afları.
İkincisi, otopark yapacağına ver parayı.
Başbakanlar, bakanlar, belediye başkanları; ANAP’lısı, SHP’lisi, CHP’lisi, DYP’lisi, DSP’lisi, Ak Partilisi...
Bu yanlışların altında kimlerin imzası varsa, onların hepsi:
Aslında birer günahkâr.
* * *
Hiç abartmıyorum.
Ve itiraz kabul etmiyorum.
Zira bu konuda affım yok.
Şehirlerin içine ettiler o kararlarla.
Yapılan yanlışlar, yapanın yanına kâr kaldı.
Dahası...
Birçoğunun hayatına servet kattı.
Hazine arazilerinin üzerine konmayanlar, kat üstüne kat çıkmayanlar aptal çünkü.
Aptal çünkü onlar, yasalara saygı gösteriyor!
* * *
Sayın Başbakan, şehri İstanbul’da belediye başkanlığı yaptı, neredeyse 10 yıldır ülkeyi yönetiyor ama “yolların işgal altında” olduğunun yeni farkına varıyor.
Çoğu belediyenin, topladığı otopark parasını, otoparktan başka her yere harcadığını sanki bilmiyor.
Dedim ya...
Selamünaleyküm.
Meraktayım.
Acaba bir cevap verir mi bana?
Verebilir.
Meselâ “Ve Aleykümüsselâm” diyebilir!
Tuhaf işler!