Selçuk'un 'frikiki'!..

14 Mart 2017

Selçuk İnan kariyerindeki 12. frikik golünü Gençlerbirliği’ne, 13.sünü ise maç biter bitmez “bize” attı!..
Yani medyaya.
Arkası “para ve algı yaratma” erkleriyle destekli, ensesi kalın, sesi yaygın, korkulu baraja rağmen... Kendisi torpilli, kanalı makbul, dokunulmaz ve ne oldum delisi imaja karşın... Yağlı kara gibi bulaşıp Selçuk’un altına oyma ve intikamcı olma huylarını bile bile... Medyaya öyle bir çaktı ki, tam doksandan!
Özellikle ekran medyasına...
Üstümüze alındıysam, gazetem ve şahsım adına değil... Yüzü mahkeme duvarı gibi adamların rivayete göre meslektaşların- bir kulağından girip ötekinden çıkmasın diye.
Altını çizmek için.
Peki, Selçuk nerden buldu bu cesareti?

Yazının Devamı

‘Teşhis’

11 Mart 2017

Fenerbahçe’de Hoca mı kötü, Başkan mı, futbolcular mı bir türlü karar veremiyorduk ya... Alanya’daki doksan dakikada ortaya çıktı ki, Fenerbahçe’nin asıl derdi kafada!..
Kafayla yediği veya atamadığı goller değil; kafanın içinde yenen goller önemli... Yani bir tür travma.
Arıza resmen psikolojikmiş de kimsenin haberi yokmuş.
İspatı bu maçta:
***
Palabıyık düdüğü çaldı. Hızlı, tempolu, baskılı oynamaya niyetli Fenerbahçe görüntüsü sadece 2 dakika sürdü! Bir akın bir gol... Fenerbahçeliler seyretti. Fernandes’in golünde Fenerbahçe sahasında dört Alanyasporlu var hepsi demarke vaziyette. Sağdan ortayı yapan Gassama bile bomboş; istese ceza alanına girip kendisi atacak golü.
Tamam... Fenerbahçe savunması bu maçta ideal değil. Volkan yok, Kjaer yok, Hasan Ali yok. Ama yerleri boş değil ki.

Yazının Devamı

Galatasaray'ın "istifa" ile imtihanı

9 Mart 2017

Yaş kemale erdiğinde manavdan iki kilo sabun istemek “aman çürüklerinden verme” diye pekiştirmek ayıplanacak bir şey değildir...
Beden de zihin de eskir zamanla.
Yardımcı olmak, geleceğin yaşlılarının boynuna borçtur.
Genellikle iyice düşünsün diye biraz zaman tanınır ağabeye... Olmadı sebzeleri tek tek gösterir manav.
Kaldı ki, yanlış cümleler kuran, daha doğrusu cümlesinden demek istediğinin tam tersi anlamlar çıkan nice gençler var.
Yaşa bakmaz; doğaldır.
Galatasaray Başkan Yardımcısı Nasuhi Sezgin’i istifa aşamasına getiren süreç alışverişte yaşansaydı esnafın da sorumluluğu vardı... Maç sonu demeç verirken meydana geldiği için muhatabı gazetecilerin sorumluluğunu es geçemeyiz dayanışma adına.

Hani turizmde erken rezervasyon için bir reklam var… Adam kiralayacağı eve erken rezervasyon yaptırsa ne kadar indirim alacağını soruyor; emlakçı genç anında “pardon, rezervasyon derken” sorusuyla kibarca “saçmalama” karşılığı veriyor...

Yazının Devamı

Bittin sen Topal!

7 Mart 2017

Son saniye golünden önce top Mehmet Topal’ın eline mi çarptı, Topal eliyle mi düzeltip attı, davranışı normal mi, ayıp mı, günah mı, hakemi uyarmalı mıydı, yoksa Fenerbahçe’nin yenmiş haklarına mı saydı...
Hepsi... Ama hepsi ikinci planda kaldı.
Mehmet Topal’ın eliyle temas olduğu için aslında geçersiz sayılması gereken gol Fenerbahçe’ye galibiyet getirince, başta medya olmak üzere tüm futbol unsurlarının katıldığı “linç” öne geçti.
Çünkü, bu saldırının baş motivasyonu “suçluluk duygusu”, beslendiği yer giderek büyüyen psikososyal bir foseptik çukurudur ve Topal’dan da Fenerbahçe’den de skordan da önemlidir.
Adeta içinden geçtiğimiz travmatik dönemin özetidir “Topal’ı asmak” eylemi.
Neden?.. Birincisi herkesin kabul ettiği gibi insani ve ahlaki yönden gelmiş geçmiş tüm futbolcuların, hakemlerin hatta hoca ve yöneticilerin sıralamasında “mükemmel” listesine girer Mehmet Topal.
En azından bugüne kadar girerdi...

Yazının Devamı

Hay babana rahmet!

6 Mart 2017

Ne seyirci kucaklıyordu Fenerbahçeli futbolcuları, ne de henüz ligin yarısında “pantolon olmadı, gömlek verelim” misali değişmiş “hedef” iç gıcıklayıcıydı.
Advocaat desen, adam sanki “müdahil avukatı”... Tarzı toparlayıcı, teşvik edici değil “suçlayıcı”.
Yönetim mi?.. Kendi “muhtaç-ı himmet bir dede”; nerede kaldı futbolculara himmet ede!..
Yarım porsiyon lig yarışında kim motive edecekti çubuklu formaların içindeki kederli adamları?
Vah Fenerbahçe, vah Fenerbahçeli!..
Motivasyonu nereden umdular biliyor musunuz?
Rahmetli baba Lens’ten!

Yazının Devamı

Basınç artınca

3 Mart 2017

Her takımın kötü, kahredici hatta biçare sezonları olabilir... İstediği kadar “büyük” olsun, istediği kadar iyi kadro kursun; yanlış tercihler, uymayan adamlar, uyuşmayan kimyalar, hatalı stratejiler onun enerjisini/isteğini en sonunda desteğini vakumlar, takımı sıradan hale getirebilir.
Ama Fenerbahçe değil!..
Çünkü ne sahada ne tribünde ne camiada ne de medyada izin verilmez bu duruma.
Fenerbahçe yarım sezon bile “büyük” kategorisinden uzaklaşıp “sıradan”a yaklaşırsa karşısına milyonlarca “yaptırım” çıkar. Yöneticisi, hocası, futbolcusu tefe konur.
Küsülür, silkelenir, hırpalanır, hayat katlanılmaz hale gelir.
Mecburen basıncı düşürecek çareler lazımdır.
Fenerbahçe de zamanında angarya dediği Ziraat Kupası’na sarıldı işte...

Yazının Devamı

Futbol raconu

28 Şubat 2017

Tamam... 11’e 11 korakor oynanan futbolun sadece sahadaki “değişkenleri” bile en azından 11’in karesi kadar...
Hocası var, hakemi var, tribünü var, şansı var, istatistik var... Say babam say. Motivasyondan hava koşullarına bir o kadar parametre de beyaz çizgilerin dışında...
Hepsi bir araya gelse belki... Ama bir ya da birkaç unsurun (tribün üstünlüğü gibi, yeni hoca şevki gibi) iki sezondur “iyi futbol oynayan” ile iki hafta önce “iyi futbol oynamak için hamle yapan” arasındaki farkı kapatması, futbolun raconuna aykırıydı.
Beşiktaş da Galatasaray da “erken koptu” ve çok daha iyi oldu aslında.
Ezeli rakiplerinden kopan Beşiktaş yıpratıcı gerilimler yaşamayacak...
Şampiyonluktan kopan Galatasaray da önce heveslenip sonra hoca harcama noktasına gelmeden yeni sezonun planlarına başlayacak.

Derbide galibiyete mecbur olan Galatasaraydı... Ama rakip Beşiktaş olunca savunmayı göz ardı etmek intihardan farksızdı.

Yazının Devamı

Advocaat kime yaradı?..

25 Şubat 2017

Tövbekar banka soyguncularından, digital ergenlere kadar geniş bir yelpazeden olabilir esrarengiz “uzman”!.. Yaş önemli değildir. Çevik ve zeki olsun yeter.
Hedefte asırlık çınar gibi bankalardan biri vardır.
Uzman bir gece ansızın bankanın merkezine veya hesaplarına sızar... Didik didik eder ortalığı. Üzerine titrenen bilgi/servet artık elinin altındadır.
Ama zerresine dokunmaz. Hatta alarmlardan birini harekete geçirir ki, final daha havalı olsun!
Çünkü işi bankaya nasıl sızdığını, zaafları, eksikleri banka yönetimine raporlamaktır aslında.
Karşılığında adına/şanına uygun bir çuval para alır... Muhtemelen banka kasasından yüklense taşıyabileceğinden daha fazladır ücreti.
Şimdi... Asırlık çınar banka değil Fenerbahçe olsun. Taşınır kıymetler de futbolcular...

Yazının Devamı