Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fenerbahçe’de Hoca mı kötü, Başkan mı, futbolcular mı bir türlü karar veremiyorduk ya... Alanya’daki doksan dakikada ortaya çıktı ki, Fenerbahçe’nin asıl derdi kafada!..
Kafayla yediği veya atamadığı goller değil; kafanın içinde yenen goller önemli... Yani bir tür travma.
Arıza resmen psikolojikmiş de kimsenin haberi yokmuş.
İspatı bu maçta:
***
Palabıyık düdüğü çaldı. Hızlı, tempolu, baskılı oynamaya niyetli Fenerbahçe görüntüsü sadece 2 dakika sürdü! Bir akın bir gol... Fenerbahçeliler seyretti. Fernandes’in golünde Fenerbahçe sahasında dört Alanyasporlu var hepsi demarke vaziyette. Sağdan ortayı yapan Gassama bile bomboş; istese ceza alanına girip kendisi atacak golü.
Tamam... Fenerbahçe savunması bu maçta ideal değil. Volkan yok, Kjaer yok, Hasan Ali yok. Ama yerleri boş değil ki.
Eksik olan sakat-cezalı futbolcular değil, takımın maneviyatı, özgüveni, odaklanması.
Savunma böyle de orta saha farklı mı?.. Transit salonu görevlisi sanki Fenerbahçeliler. Alanyaspor tek pasta geçiyor 40 metreyi. Kovalayan Fenerbahçeli var ama sadece gideceği yere kadar refakat ediyor.
Orta saha o kadar eylemsiz ki, 15. dakikada Love’ın kaleye gönderdiği ikinci Alanyaspor golünde ev sahibi futbolcular Fenerbahçe yarı sahası boşmuş gibi rahatça iniyor kaleye. Ne temas ne engel.
***
Perişan Fenerbahçe... Fenerbahçeliler muhtemelen kulüp duvarına yapıştıracakları “satılık” ilanlarını hazırlıyorlar ilk 25 dakikada:
“Sahibinden komple orta saha”, “Kelepir forvet satılıktır”, “Başkan aranıyor”, “Dolgun maaşla acele Hoca”...
Maçın sadece ilk yarısı bile Alanyaspor lehine 5-0 olacak gibi giderken Lens dışında bir tane Fenerbahçe futbolcusu oyuna tepki koymuyor, sorumluluk almıyor, isyan etmiyor.
***
Ve 31. dakikada bir “mucize” oluyor... Lens’in kullandığı serbest vuruşta Alanyalı Omeruo topu kendi kalesine atınca birden bire yüksek akıma kapılmış gibi titreyip kendine dönüyor Fenerbahçe.
İlk yarı soyunma odasına 2-2 gidip, ikinci yarının başında “nerden çıktı” denilen Aatıf’la 3-2 öne geçiyor. Ardından mücadele eden, yeni goller arayan bir Fenerbahçe ve hızı kesilmiş Alanyaspor...
Çünkü o tuhaf dalgınlığı, korkaklığı gitmiş hücuma yardım eden, savunmaya katkı veren bir orta saha haline gelmiş ilk yarım saatte “yok hükmündeki” Ozan, “şaşkın” Mehmet Topal, “durgun” Alper’den oluşan üçlü... Fernandao’ya top uzatabiliyorlar. Varını yoğunu ortaya koyan Lens’e ayak uyduruyorlar. Van Persie ve Volkan da oyuna girince baskısı artıyor ama sonuçta 3-2 galip ayrılıyor Alanya’dan.
***
Oysa ilk yarım saatle son atmış dakika değişen bir şey yok sahada. Aynı Alanyaspor, aynı Fenerbahçe.
Fark, Fenerbahçeliler’in ayaklarına hükmeden kafalarında. Tatsız olan “hüzün, endişe, çöküş ardından geri dönüş” yaşatan hep orası.
Mesele kalan maçlarda aynı senaryo mu tekrarlanacak yoksa geri dönüşte bıraktığı yerden mi başlayacak Fenerbahçe.
Birincisi bayar bu saatten sonra. İkincisi hiç olmazsa feri kaçmış sarı laciverte renk verir.