Her takımın kötü, kahredici hatta biçare sezonları olabilir... İstediği kadar “büyük” olsun, istediği kadar iyi kadro kursun; yanlış tercihler, uymayan adamlar, uyuşmayan kimyalar, hatalı stratejiler onun enerjisini/isteğini en sonunda desteğini vakumlar, takımı sıradan hale getirebilir.
Ama Fenerbahçe değil!..
Çünkü ne sahada ne tribünde ne camiada ne de medyada izin verilmez bu duruma.
Fenerbahçe yarım sezon bile “büyük” kategorisinden uzaklaşıp “sıradan”a yaklaşırsa karşısına milyonlarca “yaptırım” çıkar. Yöneticisi, hocası, futbolcusu tefe konur.
Küsülür, silkelenir, hırpalanır, hayat katlanılmaz hale gelir.
Mecburen basıncı düşürecek çareler lazımdır.
Fenerbahçe de zamanında angarya dediği Ziraat Kupası’na sarıldı işte...
O kadar ki, sanki ağabeyini/babasını da alıp maaile gitti Kayseri’ye.
***
Mesaj alınmıştı sahada...
Advocaat koca sezondur “idealini” bulamadığı kadronun “tuhaf” olmayan “bilindik” bir versiyonunu tercih etmiş, hatta ofansif çabalara fren olsa da iki defansif ön libero Mehmet Topal’la Souza’yı üç gün sonra yeniden bir araya getirmişti.
Alper’in santrfor arkasında daha verimli olmasına karşın sola çekilmesi eleştirilebilirdi ama onun kapattığı sol kanat Kayseri’yi ortadan hücuma itmiş, orası da Skrtel-Kjaer-Topal-Souza dörtlüsü ile Fenerbahçe’nin en sağlam yeriydi.
***
Aslında Kayserispor’un eksik kadrosu apaçık Lig’e önem verip kupadan elenmeyi göze aldığının deliliydi. Bir ay önceki 4-1’lik Fenerbahçe galibiyetinin ne kadrosu benziyordu ne de futbolu ev sahibinin.
Gerçi yerine giren Güray onu pek aratmadı ama 17. dakikada Traore’nin sakatlanmasıyla Sergen Yalçın’ın planları da değişmiş olmalıydı.
Her iki takımın da temposuz ve risksiz oyunu tercih ettiği maçın ilk yarısında söylenecek iki pozisyon vardı, ikisi de son dört dakikadaydı. 42’de Ozan’ın Muammer’de kalan topu ve 46’da Fernandao’nun golü...
Onun dışında Fenerbahçe’nin olgunlaştırıp pozisyon haline getiremediği üç-dört fırsat Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu ve atlatmaya çalıştığı travmanın sahadaki izleriydi.
***
İkinci yarıda Fenerbahçe daha avantajlıydı. Çünkü çeyrek finalin ilk maçında alınacak mağlubiyetten sonra Kayserispor’un hiç şansı kalmayacağı için takımı ileri itmişti Sergen Hoca.
Saldıran Kayserispor açıldı. Savunmadan Hakan’ı çıkarıp forvete Umut’u ekleyerek takımını ya gol atacak ya ikinci golü yiyecek hale getirdi Yalçın. Riske girdi.
Nitekim Kayserispor’un atakları arasındaki bir kontratakta Mehmet Topal uzattı, Fernandao ikinci golü attı.
Ardından Erkan’ın kendi kalesine attığı üçüncü Fenerbahçe golü.
Maç bitmiş yarı finalist belli olmuştu 20 dakika kala.
***
Evet... Fenerbahçe gibi bir futbol takımı kötü bir sezon geçirebilir... Aynı rakibinden fark yemiş de olabilir. Ama milyonların baskısıyla durum var oluş mücadelesine dönmüşse, kimse Sergen Yalçın ve Kayserispor gibi risk almaması lazımdır karşısında.
Piyango alana çarpabilir.
Fenerbahçe’ye gelince... Adeta Kayseri’deki bir hesabı kapatma anlamına gelen bu galibiyet ilaç değildir derin yaralara. Ancak ağrıları dindirebilir ve “iyileşme” sürecini başlatabilir.
Pazar günü en azından aynısı tekrarlanmazsa hiçbir kıymeti de olmaz. Çünkü Kupa’da yarı finale çıkmaya daha bir ay var neredeyse.