"Beka" başka "saha" başka!

21 Şubat 2017

Vatan hainleri tarafından tuzağa düşürüldü... Karalandı, mahkum oldu. Yılmadı, direndi, tarih yazdı.
Hatta, bu ülkenin masum vatandaşlarına bu ülkenin gerçek düşmanlarını ilk gösteren oldu. Yüzdü yüzdü kuyruğuna geldi... Ama ne yazık ki, Kumpas Davası’na “tek ayak üstünde” yakalandı Fenerbahçe camiası.
Bir yanda dibe vurmak üzere ve sezonluk hedefleri/umutları göz göre göre tüketen futbol takımı... Diğer tarafta FETÖ terör örgütünün koskoca camianın üzerine sürdüğü lekeyi temizlemek için atılacak son adım.
Mahkeme lehine, tribün aleyhine Fenerbahçe’nin...
Sahi, gönül verenler oralı olmayacaksa bu mücadele niye?
Taraftara bakıyorsunuz; unutmuş o muhteşem dayanışma günlerini... Küsmüş. Pire için yorgan yakmaya yatkın.
Bas bas bağırıyor tribünden “yönetim istifa” diye. Ama şüpheli/zanlı olarak gittiği Silivri’ye mesafeli “müşteki” ise!..

Konu sadece futbol ise, tüm kararlar o pencereden bakıp veriliyorsa, kızabilir misiniz hiç birine?

Yazının Devamı

O artık "sıradan takım"

20 Şubat 2017

Şampiyonluğu geçin!.. Durum çok daha vahim... Koskoca Fenerbahçe çınarına “sıradan takım” plaketi çakıldı Kasımpaşa beraberliğinden sonra.
Üstelik “hakkıyla”!
Neden mi?
Sezon başından beri “kabahati” teknik direktöre bulamazsak futbolcuların fizik ve psikolojik performanslarına bağlardık değil mi?
Ah bir ahengi yakalasalar!
Ah bir istekli olsalar!..
Oynadılar işte!.. Hele ikinci devrede arzuyla, hırsla hatta aceleyle oynadılar. Hızlıydılar... Rakibe yakın ve temaslıydılar. Tempo yaptılar. Mesafe rekorlarını zorladılar.

Yazının Devamı

Riekerink'i gönderip kurtulamazsınız!..

14 Şubat 2017

Anlamı, “sevdalı” ile “gönüllü” arasındaki duygusal sayfada yazılı, yaşam boyu “çıkarsız aşk” garantisi imzalı ve ömrü yettiğince renklerinin maddi manevi ihtiyaçlarını üstlenme taahhütlü “taraftar” adındaki o muazzam güç, yönetimi/teknik direktörü istifaya davet ediyor futbolculara “adam gibi oynayın” diye isyan ediyorsa...
En kral yorumcuya halt yemek düşer!
“Şu eksik, bu yanlış, kötü, hüzünlü, umutsuz” hepsinin özeti tribünden yapılmıştır zaten.
Hem de malzemecisine bile dokundurtmayan, kulübünü/takımını en çok seven, almadan veren insanlar tarafından…
Galatasaray bu durumda işte!
Bir camia ile takımının yaşayabileceği en berbat süreçte.
Bu saatten sonra kurtulabilir mi Riekerink’i kurban etmekle?

Galatasaray’ın yapması gereken çok daha kapsamlı. İçinde Sneijder’in yeni pozisyonundan tutun, gevşemiş futbolcuların disipline edilmesi, eksiklerin yerine konması ve daha ötesi var. Sadece kafayla gol yeme rekortmenliğinden kurtulmak için bile ciddi operasyonlar gerekli.

Yazının Devamı

Galatasaray bilmecesi!

13 Şubat 2017

Alın size üç puanlık bir futbol bilmecesi...
“11’den 0’a en hızlı düşen nedir?..”
Yanıt; “Galatasaray”!..
Maça 11 kişi çıktılar, sıfır futbol oynadılar.
“11 puanlık maç” dediler, “0 çektiler”.
Riekerink’i sıfırlamak da cabası.
Toplasan hepsi doksan dakikada oldu bitti!

Aslında pek de “beklenmeyen” bir şey değildi... Stajyer hocası, sakat yıldızlarıyla, Sneijder’siz Galatasaray’ın kazanma ihtimali %62’den, %42’ye yirmi puan birden düşmüştü maç başlamadan.

Yazının Devamı

Özür dilemenin anlamı

10 Şubat 2017

Her şeyden önce özür dilemek faziletli bir davranıştır... Medeniyettir...
Sadece bu davranış bile “özür dileyenin yaptıklarından azade” kendi başına takdir gerektirir.
Çünkü hata yapmayan tek canlı türü bitkilerdir. İnsanların hatalarını hesaplamaya ise icadına az kalan quantum bilgisayarı bile yetmeyecektir.
O nedenle, Beşiktaş Başkanı sayın Fikret Orman ve Fenerbahçe adına konuşan sayın yönetici Şekip Mosturoğlu ile camialarını tebrik ederek başlamak lazım söze.
***
Gelelim sebep ve sonuçlara:
Ne mutlu ki, anlamışlar “Kupa Rezaletindeki” paylarını. Top çevirip olayı daha da içinden çıkılmaz duruma getirmeden sorumluluk alıyorlar.

Yazının Devamı

İlla felaket mi lazım?

7 Şubat 2017

Her anlamda “tarihi bir derbiydi” Beşiktaş-Fenerbahçe maçı!.. Kupa istatistiğini, Vodafone Arena tarihini falan bir kenara bırakın; bu derbi “ne mal olduğumuzu” ortaya çıkardı asıl...
Biz ve futbol açısından resmen tarihi bir “durum tespiti” oldu.
Tabi anlayana!
Ne derbiydi ama... Yöneticiler birbirlerine, futbolcular futbolculara, futbolcu teknik direktöre, teknik direktör futbolcuya Allah ne verdiyse girişti; sahada hilenin hurdanın kumpasın dik alası sergilendi, seyirci sahaya indi, kafa göz yardı.
Neden?..
Çünkü epey zamandır ilk kez saygı duruşsuz bir maçtı... Hemen arifesinde şehit acısı, gazi hüznü, bomba şoku, katliam dehşeti yaşanmamış, ulusal acılar biraz olsun küllenmişti.
Biraz da biz alışmıştık ya; neyse!

Yazının Devamı

Ne "zafer" ama!

6 Şubat 2017

“Aslında galip sayılır bu yolda mağlup” Beşiktaş!.. Çünkü “yenildim” diye dertlenmesi gereksiz! Fenerbahçe’ye ancak “eksilince” yenileceği apaçık belli oldu ve bu hesapla (sanki) şampiyonluğu cebine koydu. Kupayı bıraktı ama mücadele kulvarlarını da Avrupa ve Lig ile ikiye indirdi ki, o da ayrı bir avantaj şampiyonluk için.
Elden geldiğince Fenerbahçelilere uymayan Beşiktaşlılara tebrikler bu arada. Yoksa bitmezdi bu maç.
Fenerbahçe’ye gelince... Ben moral kazandığına bile inanmıyorum. Rakibi çıldırtarak kazanmak ne zamandan beri zafer oldu?
Beşiktaş Arena’nın tadı kaçtı vesselam, futbolun yüzü kızardı. Üstelik yeni stadında ilk kez kaybeden Beşiktaş tarafından değil, Fenerbahçe marifetiyle!

Beşiktaş’ın hiç aklına gelmeyecek bir baskıyla başladı maça Fenerbahçe... Advocaat kazanmak için kadro kurmuştu sanki. Takımın başlangıçtaki niyeti, mücadelesi de öyle gözüktü.
Tabi Beşiktaş gibi bir güç karşısında sürdürmesi mümkün olmadı. Fenerbahçe baskısı ancak on dakika devam etti. Bu arada Lens’in ayağından açtığı topla kaçırdığı bir fırsat var ki, Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki tek gol şansıydı.
Devrenin geriye kalan yarım saatinde Beşiktaş üçgenler kuran, kanatlardan sel gibi

Yazının Devamı

Derbide şanslar eşit!

4 Şubat 2017

Fenerbahçe karışık, ligde ve futbolda lider Beşiktaş herkesle barışıksa...
Fenerbahçe, seyircisi tarafından cami avlusuna bırakılmış, Beşiktaş’ın her maçında 40 bin seveni ile kucaklaştığı tribünleri bayram yeri gibiyse.
Camiaların başında “geleceğe bakan” ile “geçmişle ve herkesle hesaplaşan” kadar farklı çizgilerde başkanlar varsa.
Fenerbahçe lig sonuncusundan fark yiyecek kalenderlikte oynarken, Beşiktaş karşısına çıkanı pas manyağı yapıp tozunu atıyorsa.
Fenerbahçe’nin tek “kurtarılmış bölgesi” savunma bile deniz feneri gibi bir çakıp bir sönüyor, en zalim eleştirmenler Beşiktaş’ın eksiğini bulmak için Cağaloğlu hamamı kıvamında terliyorsa.
Advocaat futbolcularına “yeteneksiz” damgası vurup yıldızları sıradan, sıradanları ıskarta haline getirirken Şenol Güneş kendisine eldiven fırlatan asi adamdan kahraman yaratıyorsa...
Hollandalı, “ilerde basmayın” gibi sistemin ilk emrine bile uyamayan talebelerinden yakınacak ve “öğretemeyen hoca” olduğunu itiraf edecek çaresizlikte bocalıyor, Türk Hoca 5 gol atan futbolcularından daha hızlı paslaşmalarını isteyecek kadar özgüvenli bir lüks içinde yaşıyorsa.

Yazının Devamı