İnsanlar ikiye ayrılır! Taş atıp komşunun camını kıran “çocuğuna” kızanlar...
Camı kırılmış “komşuya” kızıp dalanlar!
Tosununun başını okşayıp komşuyla hır çıkaran tiplerin hepsi acaba neden futboldalar ?..
Empatiden yoksun olmak, egoistlik, çıkarcılık şart mıdır yönetici olmak için?
***
Son örnek Kasımpaşa- Beşiktaş maçı...
Ortada sorumsuzdan öte, laubaliliğin fevkinde bir Donk var!
Org. İlker Başbuğ, “Suçlamalara Karşı Gerçekler” kitabında nasıl özetliyor Genelkurmay Başkanlığından “terör zanlısı” olmaya varan kıyıcı/kahredici süreci?
“Yargı aldığı kararlarla sınıfta kaldı.
Siyaset, sadece konuşarak ve seyrederek sınıfta kaldı.
Medya, gerçeklere dokunmaktan çekinerek sınıfta kaldı.
Türk Silahlı Kuvvetleri, muvazzafı ve emeklisi ile silah arkadaşlarına vefasızlık göstererek sınıfta kaldı”.
Haklı...
Hem de sonuna kadar.
Biri sorsa: “Futbol bir kenara, amatör branşlara en fazla ilgi ve alaka hangi kulüptedir”?
Hep beraber ayağa fırlayıp cevap verilir:
“Fenerbahçe”...
“Peki bu branşlarda en başarılı kulüp”?
“Fenerbahçe”.
Ne diyordu şekerli gazlı suyun reklamında; “imaj her şeydir”!
Fenerbahçe’yi yönetenler çok başarılı bir kampanya ile söyleye söyleye aklımıza kazımış, “amatörlerin şahı Fenerbahçedir” fikri zihnimize yapışmıştır.
Bu devirde Fenerbahçe’yi yönetmek, sanki Harvard’dan siyaset bilimi diploması almak demek!..
Neden?..
Hükümet sarsan, piyasa silkeleyen, dolar patlatan Türk Yargısı’ndaki “krizin” özneleri, 2,5 yıldan beri Fenerbahçe’nin de bir ayağına pranga takmış da ondan...
***
3 Temmuz süreci başladığında, Fenerbahçeliler baktılar ki, bir şeyler eksik/bir şeyler fazla.
Ne kadar zorlarsan zorla, vicdan sızlatan uygulamalar vardı ortada.
Evet... Futbolda kimse temiz değildi ama birileri delilleri kanırtıyor, tapeleri servis ediyordu Fenerbahçe’yi ve Aziz Yıldırım’ı mahkum etmek için.
3 Temmuz süreciyle birlikte Aziz Yıldırım’ı “ipe götürmek” için kolları sıvayan kimi “emir kulu”, kimi “teşkilat mensubu”, bazısı “kinli”, bazısı “Fenerbahçe düşmanı” vatandaşlar arasında “en doğru tespiti” kim yaptı biliyor musunuz?
Erman Toroğlu!..
Cümlesi hâlâ aklımda:
“Sonunda hapistekiler çıkar, operasyonu yapan polis, savcı ile birlikte biz de içeri girersek şaşırmam”!
Eli kulağında...
***
Neden peki?.. Emir kulları, teşkilat mensupları, kinliler, Fenerbahçe düşmanları, “hıyarım var diyene bir avuç tuzla koşarken” nerede hata yaptılar?
Hesaba göre, Antik Roma arenasındaki “zalim infazların” çağımız futbolunda izdüşümü olacaktı Fenerbahçe-Kayserispor maçı!..
Aslan Fenerbahçeliler çıkacak, Kayserispor’u çıtır çıtır yiyecekti!
Fenerbahçe bir haftadır ağzına lokma koymamıştı, Kayserispor yaralıydı. Sonuç kaçınılmazdı. Başparmaklarını aşağı çevirmiş tribünler mutlu keyifli bir Noel tatiline girecekti böylece...
O da ne?..
Kaderine razı olmayan kurbanlar direniyor, hatta fırsat bulunca aslanları dişliyorlardı bile.
“Malum son”u sadece geciktirmekten başka bir işe yaramadı bu direnç.
***
İnsanoğlu’nun zaaflarını, riyalarını, açgözlülüğünü apaçık itiraf edip başka hiçbir yoruma gerek bırakmadan kamuoyuna ilan eden eylemlerin kılavuzsuz görünen köyüdür “tesislerin değiştirilen isimleri”...
Yağcılıktan inkâra giden sevimsiz yolun parke taşları gibidir bunlar.
Futboldaki son örneği Şükrü Saracoğlu ismidir.
***
Özel bir hayranlığım veya hısım/akrabalığım yoktur kendisi ile... Lakin o öldüyse, vefa da mı öldü? Rahmetli Şükrü Saracoğlu mu tutturdu “o stada benim adımı vereceksiniz” diye.
Kendiniz uygun görmüş yazmışsınız.
Peki o ismi silince rahmetliyi aşağılayacağınızın farkında mısınız?
Bu mudur kadim Galatasaray zekası?.. Böyle midir Galatasaray’ın sorunları halletme tarzı?
“Velinimetin” Devlet ile haksız ve kaybedeceğin belli bir inatlaşma yaratıp, kibarca halledilme olasılıklarını ortadan kaldırmak ve sonunda hem para verip hem rezalet yaşamak...
Düşman kazanmak, nankör diye yaftalanmak da cabası.
Şabalak bir vergi mükellefi yapsa tamam da Galatasaray’a yakışır mı?
Sonuçta Arena çatısı yapılmadan çatladı. Sahi... Bayram Değil, seyran değil “eniştem niye çatıya çıktı”!..
***
Açık söylüyorum, Arena’nın çatısını yaptırma sorumluluğunun Galatasaray’a düştüğünü bilmek için yönetici falan olmaya gerek yok.
Bana sorsalar söylerdim.