Fenerbahçe’ye devlet çalımı

5 Mayıs 2015

Ömrüm kulüplere çekilen her türlü peşkeşe itirazla geçti... Vergi, stopaj indirimini, borç affını, beleş stadı geçtik; Allah’ın unuttuğu yerlerdeki hazine arazilerinin hediye edilmesi bile içime sinmedi.
Futbol eski günlerdeki gibi amatör ruhla, bin bir yokluk içinde oynansa neyse...
Hele havuz icat edildikten ve taraftar müşteri haline geldikten sonra popülizmin dik alası, çifte standardın hası bu yağmayı kulüp ayırmadan protesto ettim.
Epeyce de laf yedim bu yüzden. En başta banka kartı incelemede, senetleri temerrütte, evi kira, yolsuz, yol parasız ama tuttuğu takımın avantasını “öz babasının mirası gibi canı gönülden koruyan” vatandaşlar tarafından!
Tabi bir de yöneticiliğin “sportif başarı, etik yön çizimi, hak, hukuk adaletten ve nezaketten” önce taraftarları baskı unsuru olarak kullanıp önce devleti sonra taraftarları soymak olduğunu sanan, bununla gurur duyan kıymetli başkan ve yönetim kurulları.
Ve her seferinde “rakip kulübün adamı” olarak suçlandım ki, avanta sırası onlara gelip yine itiraz ettiğimde suçlayanlardan kimse “kusura bakma” demedi.
Niye yazdım bunları?

Yazının Devamı

Doğaçlama futbol!..

3 Mayıs 2015

Akıllı telefon nesli “manyak bi’şeydi” şeklinde ifade ediyor ya “çılgın ile tuhaf” arasındaki her hadiseyi.
İşte aynen öyle bir şeydi Fenerbahçe-Balıkesirspor mücadelesinin ilk devresi!
Uzun soluklu bir fıkra gibi...
Bir kere ezber dışıydı...
Ligin dibindeki Balıkesirspor, şampiyonluk mücadelesindeki Fenerbahçe ile Kadıköy’de nasıl oynar?
Savunmasına dikkat eder her şeyden önce değil mi?
İki tarafta da savunma diye bir şey yok. Pres asla... Orta saha, hiç arama.

Yazının Devamı

'Tam siper' olmak yetmez!...

2 Mayıs 2015

Muasır medeniyet modeli bir ülkede, nüfusun üçte birinin gönlündeki kulübün teknik direktörü çıkıp “tehlikedeyiz; deplasmana tam siper gidiyoruz” dese, neler olur acaba?
Ya söyleyen teknik direktörü “paranoya” şüphesiyle hastaneye sevk ederler, ya da açıklama “ulusal sorun” muamelesi görür...
Devlet çarkı derhal harekete geçer, siyasetinden emniyetine, kulüplerinden federasyonuna acil çözümler ve radikal kararlar üretirler değil mi?
İkisi de olmuyor bizde... Olamaz da zaten!

Çünkü İsmail Kartal’ın zihin sağlığından kimsenin şüphesi yok... Paranoyak olmadığını herkes biliyor. Otobüsü kurşun yemiş, takımı her gittiği yerde taşlanıyor. O ve futbolcuları yerden göğe kadar haklı deplasmanlarda hedef küçültmekte.
Siyaset, bürokrasi ve sektörel ölçekte aile boyu harekete geçmeye gelince...
Kurşun sıkıldığında ne olmuş ki, muhtemel tehlikeler için adım atılsın?

Yazının Devamı

Öyle bir fırsat kaçırdık ki...

28 Nisan 2015

Fenerbahçe basketbol koçu “Obra”, dobra dobra dedi ki;
“bırakın bu 25 milyon taraftar hikayesini”!..
“Neredeler, hani”?
Kızmış Obradovic... Kalbine yazmış tribündeki ilgisizliği!..
Euroleague’de son dört takım arasına kalan ekibi, zorlu rakibi Efes’le oynuyor ve Fenerbahçeliler bahar dallarını koklayarak havaya bakıp ıslık çalıyor.
Sahi... Varsa böyle sarı-lacivert bir Avrupa ülkesi nüfusu, üç-beş bini de basketbola bakar değil mi?
Sırp hoca merak etmesin, vardır...

Yazının Devamı

Volkan sağolsun

26 Nisan 2015

Ligin sonu yaklaşıp üç büyükler arasındaki yarış kızıştıkça her maça bir sıfat takılıp “viraj maçı”, “kırılma noktası” falan deniyor ya... Eskişehirspor-Fenerbahçe karşılaşması, “sıfatı” hafta tamamlanınca bulunacak, hatta lig bittiğinde takılacak maçlardan biri.
Belki de en vahimi!
Benim aklıma bazı yakıştırmalar geldi ama yazarsam mahkemelik oluruz.
Şimdilik “ucuz kurtuldu Fenerbahçe” diyelim.
Önce “yarım maç” oynayan Eskişehirspor’a, sonra üç tane garanti, iki tane muhtemel golü kurtaran Volkan’a dua etsinler.

Fenerbahçe sahaya adımını attığı anda, karşısında uyumlu, tempolu, işinin hakkını veren mükemmel bir ekip buldu Eskişehir’de:
Es Es Bandosu!..

Yazının Devamı

‘Şampiyonu hakem bilir’!..

24 Nisan 2015

Futbolun gelmiş geçmiş en abuk, en uçuk ve en uzun soluklu komplo teorisi “şampiyonu hakemler tayin eder” cümlesidir.
Matematik jargonu ile komplonun karesi, hatta küpüdür. Biyolojik izahla, klonlanmış üç nesil komplodur.
Yersen tabi.
Önce hakemin hata yapmadığına, kasıtlı olduğuna inanacaksınız. Görevli veya gönüllü, fark etmez.
İnanacaksınız... İnanacaksınız... İnanacaksınız.
Bu başarılmış bir hipnozdur! Hakemliğin icadından beri tekrarlanmış olduğundan, beyni yıkanan futbola yakın her insanın ön kabulü haline gelmiş, sorgulanmayan klişe olmuştur.
Ayrıca keyiflidir!.. Futboldan anlamayan sıradan insanın bile futbol hakkında bir iki kelime etmesini, bilgiçlik yapmasını sağladığından, boş konuşma/konu açma dallarında meyhane sohbetlerinden sonra ikinci sıradadır.

Yazının Devamı

Avni Aker'de olay!..

21 Nisan 2015

Cumhurbaşkanımız takım kaptanlarını toplamış “sahada edepli olun” demiş... Futbolcular da söz vermiş.
Aslında çarelerin tükendiği, denizin bittiği anlamına geliyor ama madem ki razıyız, bari işe yarasın.
Ne gezer...
Sıra dışı önlemlerin faydası yerine “nerede nasıl delinecek” peşindeyiz bu sefer de!
Aha işte... Siftah Avni Aker’de!
Efendim, daha saraydaki sandalyeler soğumadan, yapılan ikazların, verilen sözlerin mürekkebi kurumadan Galatasaraylı ve Trabzonsporlu futbolcular nasıl birbirlerine girermiş!.. Avni Aker’de fırtına gibi bir maç oynanmış... İki takım da doksan dakikada ikişer kere dibe vurup zirve yapmış. Üç gol atılmış. Şampiyonluk yarışının rotası değişmiş. Doksan artı 2’de tekmesiz, yumruksuz, küfürsüz bir tartışma ve gündem iki kelime:
“Trabzon’da olay”!..

Yazının Devamı

Beğenmeyen Guatemala'ya gitsin

20 Nisan 2015

Kimse lafı kıvırmasın... Trabzonspor sahaya çıktığında işi biraz savsaklasa, hepimize en amiyanesinden komplo teorileri yorgan olacaktı dün gece.
Hatta hafta boyu!..
Sokak ve elektronik ortam ergenleri ile futbol adına bilmişlik etmek isteyen insafsızların “Trabzonspor Fenerbahçe’nin yolunu kesmek için Galatasaray’a kolaylık gösterir” iftirası, koca koca uzmanların dilinden kaleminden resmiyet kazanacaktı.
Şimdilik 92. dakikada Özer Hurmacı, Hakan Balta ve kalecilerin tetikleyip yedek kulübelerinin de sahaya girerek katıldığı itiş kakışla idare edecekler sansasyon meraklıları.
Oysa devre arasında soyunma odasından tersyüz olup çıkan Trabzonspor onlara kim bilir ne planlar kurdurmuştur ama ilk devre şahlanıp, ikinci yarıda beraberlikten sonra galibiyete ulaşan Trabzonspor, noktayı koymuştur;
“Dostluk da düşmanlık da sahaya çıkınca biter”!
Her şeyden önce maça müthiş bir pres ve iştahla başlayan Trabzonspor’a teşekkürler bizi bu rezilliklerden uzak tuttuğu için.

Yazının Devamı