Korona ile ilgili önemli notlar

26 Haziran 2020

Sıcak havalarda maske kullanırken dikkat etmeniz gerekenler, FDA’in dezenfektanlarla ilgili yaptığı uyarı ve COVID-19 zamanlarında aralıklı açlığın şifalı etkisine dikkat çeken bir araştırma...

Sık sık, salgın bitmiş falan değil, sakın ola gevşemeyin, rehavete kapılmayın şeklinde uyarıda bulunuyorum. Son günlerde vaka sayılarındaki artış bu uyarının mutlaka ciddiye alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Geçen gün muayeneye gelen bir hastam “Sıcak havalarda maske de takılmıyor ki Hocam” dedi. Aman sakın! Sıcakta maske takmak konforlu olmayabilir ama kendinizi ve çevrenizdekileri korumak istiyorsanız, sıcak soğuk demeden maske takmayı bir alışkanlık haline getirmeniz gerekiyor.

Hatta yaz aylarında sokağa çıkarken yanınıza ekstra maske almanız gerektiğini unutmayın. Sıcak havalarda maske kullanmanın da bir adabı var. Sıcak havada nefesiniz buharlaşarak maskenin ıslanmasına neden olur. Maskeniz nemli ya da ıslak olduğunda koruyucu özelliğini tamamen kaybeder. Bu yüzden yanınızda mutlaka ekstra maske taşıyın ve nemlendiğini hissettiğinizde maskenizi değiştirin.

FDA uyarıyor

COVID-19 salgınından korunmanın bir

Yazının Devamı

Harekete geçin

19 Haziran 2020

Gerekli önlemleri alarak egzersiz yapmaya başlamakta fayda var. Görünen o ki sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazı egzersiz, COVID-19’a karşı da etkili.

Tehlike geçmedi. Önlem almaya devam! Ancak evde kapalı kalmanın, hareketsiz geçirilen günlerin bağışıklık sisteminize de darbe vurduğunu sakın unutmayın. Nedense egzersiz dendiğinde akla sadece kilo vermek, forma girmek, uzun süredir içine sığmadığımız pantolonları giymek gibi şeyler geliyor. Peki sadece daha fazla hareket ederek, düzenli olarak yürüyüş yaparak COVID-19’a karşı da güçlü bir kalkana sahip olacağınızı biliyor musunuz?

Şu enflamasyon dedikleri...

Vücuttaki enflamasyon arttıkça koronavirüs de dâhil olmak üzere tüm hastalıklara yakalanma riskiniz artar. Enflamasyon kelimesini sıkça kullanıyoruz. Dilerseniz önce bu kelimenin ne anlama geldiğine, vücuttaki etkilerine bir bakalım. Enflamasyon vücudunuzun yolunda gitmeyen her şeye karşı verdiği tepkidir, bu tepkinin çok fazla olması ve kronikleşmesi ise sistemin imdat sinyali gibidir. Mesela toksik beslenme modelimiz

Yazının Devamı

Savunma hattı

12 Haziran 2020

Normalleşirken savunma hattını güçlü tutmaya devam ediyoruz. İşte salgından korunmak için hayatınıza uyarlayabileceğiniz basit ama etkili öneriler, düşmanı daha iyi tanımamızı sağlayan yeni bulgular...

Geçen hafta D vitamininin koronavirüs salgınında koruyucu etkisinin olduğunu gösteren bilimsel bulgulardan bahsetmiştik. Yazının ardından ideal D vitamini değerinin ne olduğunu soran pek çok mail aldım. Söze D vitamini eksikliğinin son derece yaygın bir sorun olduğunu belirterek girmek istiyorum. Kliniğime gelen hastalarımda ilk kontrol ettiğim değerlerden biri D vitaminidir ve neredeyse hepsinde bu değerin son derece düşük olduğunu gözlemliyorum.
Basit bir kan testiyle D vitamini rezervinizin ideal değerler arasında olup olmadığı kontrol edilebilir. İdeal D vitamini değeri 30-60 ng/ml olarak belirlenmiştir, yani D vitamini rezervinizin dolu kabul edilmesi için bu rakamlar arasında olması gerekiyor. Ancak bağışıklık sisteminizin tam randımanlı çalışması için bu değerin en az 60 ng/ml olmasını hedefleyin. Daha da iyisi bu değeri 80ng/ml-150 ng/ml arasına çekin. Böylece sadece

Yazının Devamı

Sakın rehavete kapılmayın

5 Haziran 2020

Koronavirüs salgınına karşı alınan sıkı önlemler gevşetilirken, sağlıklı kalmak, hastalıktan korunmak adına bireysel sorumluluğumuz daha da ön plana çıkıyor. Neden hâlâ dikkatli olmalıyız? COVID-19’la ilgili yeni bulgular neler? Hadi başlayalım... 

Evet yasaklar, kısıtlamalar gevşiyor olabilir ama siz kesinlikle gevşemeyin. Neden? Çünkü salgın bitmedi. Sokağa sadece temel ihtiyaçları için çıkan birçok kişi yavaş yavaş işlerine dönmeye başladı, hafta sonları sokağa çıkma kısıtlaması sona erdi... Evet, toplum sağlığını korumak için dayatılan kısıtlamalar kalkmış olabilir ama bu tehlikenin geçtiği anlamına gelmiyor.

Maalesef pek çok kişide salgının tamamen kontrol altına alındığına dair yanlış bir algı oluştuğunu görüyorum. Koronavirüsle mücadele notumuz gayet iyi, tablo gün geçtikçe iyileşiyor. Ancak salgını yendiğimiz sanrısı dikkatimizin dağılmasına, bizi koronavirüsten koruyacak önlemleri ihmal etmemize neden olabilir. Tablonun bu şekilde devam etmesi, hem tespit edilen vakaların hem de can kaybının giderek

Yazının Devamı

Tam zamanı!

29 Mayıs 2020

Sizi, koronavirüs de dâhil olmak üzere tüm hastalıklardan koruyacak bir sağlık reformuna davet ediyorum...

Doğal olarak, son zamanlarda hep koronavirüs hakkında konuşuyoruz. Eskiden sadece tıp insanlarının ilgi alanına giren konular artık herkes tarafından merak edilir, bilinir oldu. “Fazla detaya girmeye yok, herkesin kafası karışıyor” diyenler var. Ben ise tam tersini düşünüyorum. Ne kadar çok şey bilirseniz, vücudunuzdaki mekanizmaların nasıl işlediğine ne kadar vakıfsanız, sağlığınız üstünde o kadar kontrol sahibi olursunuz. Bu koronavirüs için de geçerli.
Son haftalardaki yazılarımızda virüsün hücreye nasıl sızdığını, bağışıklık sisteminin bu istilacıya karşı nasıl tepki verdiğini, insülin direnci ve diyabet gibi hastalıkların koronavirüste önemli bir risk faktörü olduğunu öğrendik. Bugün beslenme modelimizin koronavirüsle olan savaşın seyrini nasıl değiştirebileceğini öğreneceğiz...



Yazının Devamı

Mutasyonlar ne anlatıyor?

22 Mayıs 2020

Koronavirüsün mutasyona uğrayarak daha tehlikeli bir forma dönüştüğü doğru mu? Peki ya bunun tam aksini işaret eden bilimsel yayına ne demeli?

Salgın tüm dünyada etkisini sürdürmeye devam ederken, koronavirüsün daha ölümcül, daha bulaşıcı bir hâl alacağına dair bazı endişeler var. Hatta yaklaşık iki hafta önce bu korkunun gerçek olabileceğini işaret eden bir araştırma hakkında haberler çıktı. Peki bu global krizin daha da kötüleşme ihtimali var mı? Virüsün değişimi, yani mutasyonu hakkında neler biliyoruz? Bugün bilimsel bulguları ve bunların ne anlama gelebileceğini irdeleyeceğiz.

Öncelikle, her virüsün mutasyona uğradığını belirtelim. Bu değişim virüsün yaşam döngüsünün bir parçasıdır. COVID-19 da bir istisna değil, yani virüsün değişmesi kaçınılmaz.

Mutasyon kelimesinin korku uyandırıcı bir etkisi olduğu doğru. Sonuçta bir virüsün değişmesi, mutasyona uğraması dendiğinde insanın aklına ilk gelen salgının daha ölümcül, daha ürkütücü bir

Yazının Devamı

Hücresel mekanizmaları anlamak

15 Mayıs 2020

Tüm dünyadan gelen veriler, kan şekeri yüksek seyredenlerin COVID-19’a yakalanma ve enfeksiyona bağlı komplikasyonlar yüzünden hayatını kaybetme riskinin ciddi oranda arttığını gösteriyor. Bugün bu durumun ardındaki hücresel mekanizmaları inceleyeceğiz.

Geçtiğimiz haftaki yazımızda ele aldığımız başlıkları kısaca hatırlayalım mı? COVID-19 salgınında önemli risk faktörlerinin başında kan şekeri metabolizmasındaki dengesizlikler geliyor. Yani eğer kiloluysanız, insülin direnciniz varsa ya da Tip 2 diyabet hastasıysanız koronavirüse yakalanma, yakalandığınızda da hayatınızı kaybetme riskiniz çok daha fazla. Ve birbiriyle ilişkili, biri diğerini tetikleyen bu sağlık sorunlarının hepsinin nedeni beslenme alışkanlıklarımızdaki yanlışlar.

Bu hafta da, yüksek kan şekerinin bu virüsü nasıl ölümcül kıldığını incelemeye devam ediyoruz. COVID 19’un insülin metabolizmasındaki bozuklukla olan ilişkisine ışık tutan çalışmalardan bahsederken, virüsün hücrelere nasıl bağlandığını da öğreneceğiz.

Veriler ne anlatıyor?

Yüksek kan şekerinin

Yazının Devamı

Salgından öğrendiklerimiz

8 Mayıs 2020

Gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüse karşı ne kadar kırılgan olduğumuzu gördük. Bilimsel bulgulara göre, koronavirüse ve gelecekte karşılaşacağımız tüm yeni virüslere karşı en etkili savunma düzgün çalışan bir insülin metabolizmasında saklı.
Koronavirüs salgını bize önemli dersler verdi, vermeye de devam ediyor. Daha sağlıklı yaşamak, daha doğru seçimler yapmak artık hiç olmadığı kadar önemli.

Obezite, tip 2 diyabet ve metabolik sendromun COVID-19 yüzünden ölüm riskini ciddi oranda artırdığını gösteren çalışmalar var.
(1, 2) Diğer yandan, yüksek kan şekerinin viral replikasyonda önemli bir rol oynadığını biliyoruz.

Yani fazla kilolu olanlar, kan şekeri yüksek seyredenler viral enfeksiyonlara çok daha kolay yakalanıyor. Bu bilgi COVID-19’a da uyarlanabilir.

Amerika’da COVID-19 salgınından en çok etkilenenler siyahlar ve Latin kökenliler oldu. (3) Amerikan sağlık sistemindeki sorunlar hepimizin malumu, ama salgının fakirleri daha çok vurmasını başka bir nedene bağlayan tıp insanlar

Yazının Devamı