Stresle başa çıkma kılavuzu

17 Kasım 2019

Kronik stres sadece ruhsal değil aynı zamanda fiziksel sağlığı da olumsuz etkiler. Merak etmeyin, yaşamınızı değiştirmeden de stres düzeyinizi aşağı çekmek mümkünGeçen hafta kronik stresin sağlığınıza nasıl belden aşağı bir darbe indirdiğini öğrendik. Artık stres düzeyi yüksek bir yaşamın ömürden ömür çaldığını biliyorsunuz. Bu yazımızda doğru beslenerek, takviyelerden destek alarak ve hayatınızda bazı küçük değişiklikler yaparak stres seviyenizi nasıl aşağı çekebileceğinizi keşfedeceğiz.

Omega-3 etkisi

Tıp öğrencileri sık sık soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklara yakalanır. Tıp eğitiminin son derece stresli olduğu ve stresin bağışıklık sistemini çökerttiği düşünülecek olursa bu çok normal. Bilim insanları Omega 3 takviyesinin stresle baş etmedeki etkisini görmek için tıp öğrencilerinin yer aldığı bilimsel bir araştırma yapmışlar.(1) Öğrenciler iki gruba ayrılarak birinci gruba plasebo ikinci gruba ise yüksek dozlarda Omega 3 takviyesi verilmiş. Üç ay süren çalışma boyunca hem öğrencilerle

Yazının Devamı

Kalp kırıklığı sendromu

10 Kasım 2019

Stres ne zaman toksik bir hâl alıyor, ciddiye alınması gereken bir sağlık tehdidine dönüşüyor? Tehlike sinyalleri neler? Siz kalp kırıklığını aşk romanlarında anlatılan bir duygusal durum olarak mı görüyorsunuz? Hiç de öyle değil. İnsanın sevdiğini kaybetmesi nedeniyle meydana gelen ani stres sonucu yoğun adrenalin salgılanması, kalbimizi gerçekten etkiliyor ve kalp kasında hasar yaratan “Kalp Kırıklığı Sendromu”na yol açıyor. Eğer sizi, kalbi kırılacak kadar çok seven bir sevdiğiniz varsa, kıymetini bilin! Vücudumuz kısa süreli strese göre tasarlanmış bir sistem. Peki, stres ne zaman toksik bir hâl alıyor, ciddiye alınması gereken bir sağlık tehdidine dönüşüyor? Tehlike sinyalleri neler?

Strese karşı vücudumuzun verdiği tepki aslında hayat kurtaran bir sistemdir. Vahşi hayvanlara yem olmamak, yaşamı tehdit eden bir düşmanla karşılaştığınızda hayatta kalabilmek için tasarlanmış, tek kelimeyle mükemmel bir sistem… Peki, hayatta kalmanız için tasarlanmış bu mucize, nasıl oluyor da sağlığı tehdit eden bir tehlikeye

Yazının Devamı

Sirke sağlıktır

3 Kasım 2019

Şifayı uzaklarda aramayın! Daha önce adını bile duymadığınız egzotik meyveleri, sihirli takviyeleri falan unutun. Gidin pazardan mis  gibi Amasya elmaları alın. Birlikte sirke kuracağızÖnce bir konuya açıklık getirelim. Neden mutfağa girip uğraşasınız, sirkeyi marketten alsanız ne olacak? Bu çok sık karşılaştığım bir soru. Sirkeyi temizlik malzemesi olarak kullanmayı düşünüyorsanız alabilirsiniz. Marketlerde satılan sirkeler sirke değil, asetik asittir. Temizlikten başka hiçbir işe yaramazlar. Hipokrat’tan İbn-i Sina’ya kadar tüm kadim hekimler sirkeden bir ilaç olarak faydalandı. Tıbbın babası Hipokrat’ın yaraları ve solunum yolu hastalıklarını tedavi etmek için sirke kullandığı biliniyor. Tarih boyunca sirkenin güçlü antiseptik özelliğinden salgın hastalıklardan korunmak için faydalanıldı.
Bir meyvenin sirkesini kurduğunuzda onun besleyici özelliklerini ve vitamin değerlerini artırmış olursunuz. Bütün bunlara ilaveten bir meyve sirkeye dönüşürken oluşan bakteri kültürleri, vitamin ve mineralleri organizmanın kullanımına

Yazının Devamı

Bağışıklık dopingi

27 Ekim 2019

Sonbahar ve kış aylarında gribe, soğuk algınlığına direncinizi artırmak için neler yapmalı, nasıl beslenmelisiniz?Vücudunuzda bir hastalık, bir enfeksiyon var diyelim. Bağışıklık sistemindeki savaşçı hücrelerin harekete geçmesi için gerekli emri D vitamini verir. İngiltere’de yapılan ve halkı D vitamininin önemi konusunda bilinçlendirmeyi hedefleyen Vitamin D for Public Health (Kamu Sağlığı için D Vitamini) sağlık hareketinin kurucusu Dr. John Cannell, gribin bir D vitamini eksikliği olma ihtimaline dikkat çekmiş ilk bilim insanı. Bu bir hipotez ama D vitamini rezervi dolu olanların gribe çok daha az yakalandığını gösteren pek çok bilimsel yayın var. 2018 yılında yayınlanan çalışmalardan biri bu hayati yapıtaşının, çocuklarınızın grip ve soğuk algınlığına karşı direncini artırmada en etkili yol olduğunu gösteriyor.(1) Gerçekten de sağlık için elzem olan D vitamini hakkında bir farkındalık yaratmak son derece önemli. Hatta D vitamini konusunda toplumu bilinçlendirmek tüm tıp camiasının önceliklerinden biri olmalı.




Bağırsaklarınız ne durumda?

Yazının Devamı

Şifalı zeytinyağı

20 Ekim 2019

Zeytin hasadı mevsiminde zeytinyağının şifalı özelliklerini anlatmanın tam zamanıGeçtiğimiz günlerde, sevgili Seyhan Akıncı’nın kaleminden Gömeç’teki zeytin hasadımızı Milliyet Pazar sayfasında okudunuz. Bugünü de zeytinin, zeytinyağının faydalarına ayıralım istiyorum. Ve bu mucizevi besinin hakkını bir kez daha teslim etmek istiyorum. Zeytin ve bu şifalı meyveden elde edilen yağ, bir besinden ziyade doğal bir ilaçtır. Zeytinyağını böyle özel kılan oleik asit adında bir bileşen: Güçlü antioksidan etkisi ile enflamasyonu önlüyor, kalp sağlığını koruyor ve kanserle ilişkilendirilen gen ifadesinde olumlu değişikliklere neden oluyor.

Kıymetini bilelim!Zeytinin vatanında yaşıyoruz ama bu şifalı yağdan yeterince faydalanmıyoruz. Altın değerinde zeytinyağımız var ama kıymetini bilmiyoruz. Yıllarca zeytinyağımızı kıyıya köşeye attık, margarin, ay çiçeği yağı yedik. Etler zeytinyağı ile pişmez, pilav zeytinyağı ile yapılmaz diye bellettiler. Neden pişmesin? Sağlığınız için önemli bir adım atın ve zeytinyağını, sadece zeytinyağlılarda değil her yemekte kullanın.

Yazının Devamı

Romatizma iyileşir

13 Ekim 2019

Ama ilaçlarla değil! Hatta kliniğimize başvuran romatizma hastalarında ne kadar az ilaç yüklemesi varsa, tedavi de o kadar kolay oluyor

Öncelikle romatizmal hastalıkların kronik hastalıklar olduğunu ve ancak sabırla tedavi edilebileceğini unutmayın. Her ağrıda bir ağrı kesici ya da bir romatizma ilacı yutarsanız belki kısa bir süreliğine rahatlarsınız ama uzun vadede durumunuz daha da kötüleşir ve hiç aklınıza hayalinize gelmeyen ciddi sağlık problemleriyle karşılaşırsınız.

“N’olacak, alt tarafı bir ağrı kesici!”

Milyonlarca insan tarafından gelişigüzel kullanılan ağrı kesici ilaçlar, o kadar da masum değil. Bu ‘basit’, her evde bulunan ağrı kesiciler doktorların romatizma ağrıları için hastalarına da önerdiği il ilaç grubudur. Kimi reçeteli, çoğu reçetesiz satılan, herkesin kolayca erişebildiği bu ilaç ailesinin son derece ciddi, hatta ölümcül yan etkileri vardır. Tabii çektikleri kronik ağrılar yüzünden bu ilaçları devamlı kullanan romatizma hastaları için risk çok daha da büyük!

Tehlikeli

Yazının Devamı

Nedir şu GDO dedikleri?

6 Ekim 2019

Genetiğine müdahale edilmiş gıdaların güvenli olduğuna dair elimizde hiçbir kanıt yok. Bunun tam aksini gösteren araştırmaların sayısı ise çok fazla!

Herhangi bir organizmayı daha verimli ve daha dayanıklı yapmak için biyoteknoloji yöntemlerini kullanarak gen transferi yapma işlemiyle üretilen ürüne Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) adı verilir. GDO’lu gıda üretimindeki amaç bir gıdayı daha güçlü, daha verimli kılmaktır. Bu haliyle çok masum görünüyor. Ancak maalesef tüm işaretler böylesi bir müdahalenin istenmeyen sonuçları olduğunu işaret ediyor. GDO’lu gıdalar üstüne yapılmış araştırmaların bulgularına bir bakalım dilerseniz.




Karaciğer Yetmezliği: GDO’lu patateslerle beslenen farelerde karaciğer yetmezliği görüldü. Farelerde sindirim enzimleri azaldı ve farklı yiyeceklere alerjik reaksiyonlar vermeye başladılar(1). Kısırlık: Bir çalışmaya göre, dişi fareler ne kadar uzun süre GDO’lu soya ile beslenirse doğurganlıkları da aynı oranda azalıyor, üç jenerasyon sonra tamamen

Yazının Devamı

Ne kadar acı o kadar iyi!

29 Eylül 2019

Yemeklere çeşni vermek için kullandığımız acı kırmızıbiberin pek çok şifalı özelliği vardır. Tavsiyem yiyebildiğiniz kadar acısını tüketmeniz. Tabii makul ölçüler içinde

Özellikle Güneydoğu Anadolu mutfağının vazgeçilmezlerinden olan acı kırmızıbiberin pek çok çeşidi yetişir ülkemizde. Arnavut biberi -ilginç ama aynı biber Macaristan’da Türk biberi olarak bilinir- süs biberi, kapya biberi, hatta son yıllarda jalapeno ve pikanti gibi acılıkları dünyaca nam salmış biberler de yetiştirilmeye başlandı.

Ama yaygın kanının aksine isot bir biber çeşidi değildir. Urfa yöresinde acı biberlerin tümüne birden isot denir ki, ısı ve ot kelimelerinin birleşmesinden türemiştir. Acı biberi yanlışlıkla yüzünüze, gözünüze değdirdiniz mi hiç? Biberin değdiği yerde yarattığı ısı ya da yakıcı etkiye istinaden olmalı, bibere önce ısı ot ya da ısı otu denmiş sonra da kelime isot olarak değişmiş.

Kırmızıbiberin faydaları arasında en çok suiistimal edilen kilo vermeyi hızlandırıcı etkisidir. Sakın zayıflattığı iddia

Yazının Devamı