Dünyada aşı savaşı kızışıyor. Talep çok ama buna karşılık aşı az. Gelişmiş ülkelerde tedarik sorunlarına rağmen aşılama sürüyor; ancak aşının hâlâ giremediği ülkeler var. Aşı şirketlerine “formülleri paylaşın” baskısı artarken, bu süreçte Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) arzı artırmak için attığı adımlar büyük önem taşıyor. Bunun için ne yaptıklarını örgütün sözcüsü Dr. Margaret Ann Harris’e sordum. Dr. Harris, “Arzın önündeki tüm engeller kaldırılmalı” diyor.
Dr. Harris, Dünya Sağlık Örgütü’nün şirketlere “teknoloji transferi” taleplerini ilettiklerini anlattı. Pandemiyi sona erdirmenin ve küresel düzeyde iyileşmeyi sağlama çabalarının önündeki en büyük engelin aşıların adaletsiz dağıtımı olduğunun da altını çizdi. DSÖ Sözcüsü, “Aşı arzını artırmak için her şeyi yapmalıyız. Doz paylaşımı, teknoloji transferi, gönüllü lisanslama veya fikri mülkiyet
Bu hafta diplomasinin kalbi Brüksel’de attı. Hiç kuşkusuz Türkiye açısından en kritik buluşma Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile yaptığı ilk yüz yüze görüşmeydi. Görüşmede Afganistan konusu da ayrıntılı şekilde konuşuldu. Hafta sonu da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad ile görüştü.
Bu yoğun Afganistan mesaisinin sebebi, Türkiye’de Nisan ayı içinde yapılması planlanan ABD-Taliban toplantısı. Geçen hafta ayrıntılı olarak Afganistan dosyasında küresel ve bölgesel güçlerin pozisyonlarını yazmıştım. Afganistan toplantısı yaklaşırken bu teklifin perde arkasını ve Ankara’nın bu dosyadaki pozisyonunu anlatmak gerekiyor.
ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Halilzad, Washington’un teklifini geçen yıl Aralık ayında Türkiye’yi ziyaretinde iletmişti. Hatta Washington, o toplantıyı aynı ay içinde yapmak istedi ancak ABD’de devir teslime giden süreç buna engel oldu.
Bu hafta hem iç hem de dış siyasette bir aya yetebilecek kadar çok başlık vardı. İçeride HDP’ye açılan kapatma davası, dışarıda ABD-Rusya arasında “katil” gerginliği ve en az bu iki başlık kadar güçlü manşet değerine sahip pek çok konuyu tartıştık. Fakat bir süredir Afganistan başlığında dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor ve bu hafta da Moskova ev sahipliğinde Afgan toplantısı yapılınca, yazmak şart oldu.
Bilindiği gibi Donald Trump başkanlığındaki ABD ile Taliban, Katar’ın ev sahipliğinde 29 Şubat 2020’de anlaşma imzalamış ve Taliban’ın ABD ve müttefiklerine saldırmaması karşılığında 1 Mayıs 2021’e kadar Amerika dahil tüm yabancı unsurların ülkeden çekilmesini taahhüt etmişti. Ancak bu tarih yaklaşırken Taliban’ın Afgan güçlerine dönük saldırılarında artış oldu. ABD’nin yeni başkanı Joe Biden ise, 1 Mayıs’a kadar tüm askerlerin ülkeden çıkmasının zor olacağını söyledi. Anlaşmanın uygulanıp uygulanamayacağı belirsizken, ortaya çıkan üç gelişme kafaları karıştırdı:
Pandemide bir yıl geride kaldı. İnsanlık, Dünya Sağlık Örgütü’nün(DSÖ) Kovid-19 salgınını 11 Mart 2020’de pandemi ilan etmesinin ardından virüse karşı bir yıldır amansız mücadele veriyor. Bir yıl geride kalırken, dünya hala en temel sorunun cevabını bilmiyor: Bu virüs insana nasıl ve nereden bulaştı? DSÖ de Ocak ayında bu sorunun cevabını bulmak için, ilk vakanın ortaya çıktığı Çin’in Vuhan kentine bir heyet gönderdi. 28 gün kentte kalan DSÖ heyetinden Vietnamlı Dr. Hung Nguyen Viet ile o seyahati konuştum. Anlaşılan o ki kesin sonuca ulaşabilmek için ek araştırmalara ihtiyaç var.
Üç senaryo
Heyetin incelemelerine göre hâlâ en büyük ihtimal, virüsün hayvandan insana geçmiş olması. Dr. Viet’in bilim insanlarının masada tuttuğu ikinci ihtimal, virüsün dondurulmuş bir gıdadan yayılmış olma ihtimali. En düşük ihtimalli senaryo da, virüsün bir laboratuvarda insan eliyle yapılmış olması.
Dr. Viet, “Elimizdeki senaryolara göre virüsün hayvandan insana ulaşmış
Bu haftanın en dikkat çeken olayı, hiç kuşkusuz Papa Françesko’nun Irak ziyaretiydi. Herkes bu ziyaretin “ilk”lerine, Vatikan’dan gelen itirazlara rağmen (Kovid salgını ve güvenlik riskleri) ziyaretin nasıl yapılabildiğine odaklandı. Ancak bu tarihi çıkarmanın çok daha dikkat çekici bir boyutu vardı ki, o da Papa’nın programındaki eksiklikti. Katolik dünyanın ruhani liderinin Irak ziyaretiyle iki temel hedefi var... Biri ABD’nin 2003’deki işgalinden sonra nüfusları günden güne azalan ve büyük baskı altında olduklarını düşündüğü Hristiyanların sorunlarını gündeme getirmek, ikincisi ise dinler arası diyaloğu geliştirmek ve ülkede barışı tesis edebilmek. Bu anlamda ziyaret çok ayaklı planlandı. Programda Bağdat’ın yanı sıra Şiîlerin merkezi Necef, Hz. İbrahim’in doğum yeri olduğuna inanılan ve Yahudiler için kutsal olan Ur da var. Ayrıca Kuzey Irak’ta Erbil, Musul ve bir dönem Hristiyan nüfusun en canlı olduğu Ninova vilayetine bağlı Karakuş kenti de programdaydı. Barış ve diyalog
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’nün (DNI) “Kaşıkçı raporu” nihayet açıklandı. Eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde sümen altı edilen rapor, yeni Başkan Joe Biden döneminde kamuoyuna duyuruldu. Rapor, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin sorumlusunun, Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman (MBS) olduğunu açıkça ortaya koydu. Veliaht Prens, cinayetten 3 gün sonra 5 Ekim 2018’de “Saklayacak bir şeyimiz yok” demişti ama ABD’nin açıkladığı istihbarat raporu, Türkiye’nin dünyaya duyurduğu verileri teyit ederek, MBS’nin onayı olmadan böyle bir suikast operasyonunun yapılamayacağını resmen ilan etmiş oldu. Rapor, 15 kişilik infaz timi de dahil 21 kişinin de doğrudan ya da dolaylı olarak bu cinayette sorumluluklarını tescil etti. Bundan sonra merak edilen, ABD Başkanı Biden’ın Suudi yönetimine, özellikle de Veliaht Prens’e karşı ileri adımlar atıp atmayacağı. İlk işaretler bunun olmayacağını gösteriyor.
Joe Biden seçim öncesinde bu cinayetle ilgili olarak ABD’nin sert tepki
Bu hafta dünya gözünü Mars’a çevirdi. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), “Perseverance” (Azim) isimli uzay aracını Kızıl Gezegen’e indirdi. Kâşif robotun 7 aylık yolculuğun ardından Mars’ın yüzeyine başarıyla inmesi hiç kuşkusuz, insanın uzay yolculuğu için kritik bir dönemeç ve eşsiz bir kilometre taşı. İnsanoğlunun 1950’lerden sonra Ay’a ulaşma hedefiyle başlayan ve Mars’ı keşfetmeyle devam eden uzay yolculuğunda ulaşılan her köşe, oradan alınan her örnek, yapılan her keşif, Dünya’nın ve gezegenlerin oluşumunu keşfetmeye bir adım daha yaklaşmak anlamına geliyor.
ABD, Perseverance ile 9. kez Mars’ın yüzeyine inmeyi başaran ilk ülke oldu. Bu aracın farkı ise, bugüne kadar olanlardan daha gelişmiş olması. Örneğin, üzerine yerleştirilen mikrofonlarla Kızıl Gezegen’in sesini de ilk defa duyabileceğiz. Ayrıca Perseverance Mars’ın yüzeyinden toplayacağı kaya ve toprak parçalarıyla uzmanlara artık derin astrobiyolojik analiz imkânı sağlayacak. Böylece biz milyonlarca hatta milyarlarca
Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde 1-5 Şubat arasında İsviçre’de düzenlenen 74 üyeli Libya Siyasi Diyalog Forumu toplantısında, Aralık ayında yapılacak seçimlere kadar ülkeyi yönetip o seçime taşıyacak isimler belirlendi. 4 liste yarıştı, ancak ilk tur oylamada hiçbir liste gerekli yüzde 60 çoğunluğu elde edemedi.
İkinci tura kalan iki liste oldu: Biri, Akile Salih’in Başkanlık Konseyi Başkanı, Fethi Başaga’nın Başbakan adayı olduğu liste; diğeri ise Muhammed el-Menfi’nin Başkanlık Konseyi Başkanı adayı, Abdulhamid Dibeybe’nin de Başbakan adayı olduğu listeydi. Oylamada 39 oyla Menfi-Dibeybe listesi kazandı.
Ankara çalışabilir mi?
Türkiye, geçmiş dönemde Fayiz Es-Serrac yönetimiyle koordineli çalışabilmişti. Genel beklenti, Libya’da yeni dönemde de bunun değişmeyeceği yönünde. Bu liste Türkiye’yi zorlamayacak, hatta Serrac dönemindekine benzer işbirliğinin yürütebileceği bir yönetimden oluşuyor.
Libya uzmanı ve Alman SWP Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Programı misafir araştırmacısı