Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Bu hafta diplomasinin kalbi Brüksel’de attı. Hiç kuşkusuz Türkiye açısından en kritik buluşma Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile yaptığı ilk yüz yüze görüşmeydi. Görüşmede Afganistan konusu da ayrıntılı şekilde konuşuldu. Hafta sonu da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad ile görüştü.

Bu yoğun Afganistan mesaisinin sebebi, Türkiye’de Nisan ayı içinde yapılması planlanan ABD-Taliban toplantısı. Geçen hafta ayrıntılı olarak Afganistan dosyasında küresel ve bölgesel güçlerin pozisyonlarını yazmıştım. Afganistan toplantısı yaklaşırken bu teklifin perde arkasını ve Ankara’nın bu dosyadaki pozisyonunu anlatmak gerekiyor.

Haberin Devamı

ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Halilzad, Washington’un teklifini geçen yıl Aralık ayında Türkiye’yi ziyaretinde iletmişti. Hatta Washington, o toplantıyı aynı ay içinde yapmak istedi ancak ABD’de devir teslime giden süreç buna engel oldu. ABD’de Başkan Joe Biden’ın kadrolarının yerlerini almasıyla Halilzad, üç hafta kadar önce Türkiye’ye aynı teklifi yineledi. Bu kez toplantı takvimi için de Nisan ayının ilk yarısı hedefi konuldu.

10 günlük maraton

ABD-Taliban arasındaki Doha Anlaşması’na göre çekilme takvimi 1 Mayıs’tı. Ancak bu hafta Biden, ABD askerlerinin o tarihe kadar çekilmesinin imkânsız olduğunun mesajını verdi. Yine de 1 Mayıs’tan önce Doha’da kesilen görüşmelerin hareketlendirilmesi için çaba sürüyor. Takvim henüz netleşmedi ama Nisan ayında gerçekleşmesi planlanan toplantı, Birleşmiş Milletler, Türkiye ve Katar’ın davetiyle yapılacak.

Washington yönetiminin isteği, bu toplantıda nihai anlaşmanın imzalanması. Bu sebeple toplantının masadan kalkmadan bir hafta 10 gün süren görüşmeler şeklinde geçmesi öngörülüyor. Daha önce 5-15 Nisan tarihleri üzerinde durulmuştu. Şimdilik takvim net değil ama maratonun yine bir hafta 10 gün sürmesi planlanıyor. Ankara da bu toplantının açık uçlu olmasını istemiyor.

Üç temel unsur

Görüşmelerde üç temel unsur var; “güç paylaşımı”, “kapsamlı ateşkes” ve “Afganistan’ın geleceğinin yapılandırılması.” Özellikle ateşkesin nasıl sağlanacağı, yabancı askerlerin nasıl ve ne kadar sürede ülkeden çıkabileceği gibi konular zorlu başlıklar. 90 günlük uzatma için taraflar arasında görüşmelerin sürdüğü bilgileri varken Türkiye’nin burada pozisyonu “Zaman kazandıracak her türlü adım memnuniyet verici ancak bu süre benzer şekilde kullanılacaksa o süreyi uzatmanın anlamı yok” şeklinde.

Haberin Devamı

Ayrıca Cumhurbaşkanı Eşref Gani karşı çıkarken, geçiş hükümeti konusunda pozisyonlar da henüz net değil. Tüm taraflar için daha kolay olan başlıksa ülkenin yapılandırması için tarafların üzerine alacağı sorumluluk. Çavuşoğlu “Toplantıda mutabakat zaptının imzalanması ve bir yol haritasının ortaya çıkması için çalışıyoruz” dedi, ancak “40 yıldan uzun süredir devam eden bir sorunun bir haftada bir toplantıyla çözülmesini beklemek de çok gerçekçi olmayabilir.” Bu yüzden sonuç için bir ihtiyat payı bırakılıyor.

Afganistan toplantısına geri sayım sürerken

Aşılamada son durum

Salgında tablo iyiye gitmiyor. Vaka sayıları 30 binlere dayanmış durumda. Sağlık Bakanlığı’nın takvimine göre aşılamada birinci aşama tamamlandı. 14 milyondan fazla doz aşı uygulandı. Bu hafta 1.4 milyon doz Biontech/Pfizer aşısı geldi. Dolumu Türkiye’de yapılacak 10 milyon doz Çin aşısının geldiği de açıklandı.

Haberin Devamı

Türkiye’nin hedefi ikinci aşamaya yani polis, asker, öğretmen, gıda ve taşımacılık sektöründe çalışanlar ile 60-64 yaş arası bireylerin aşılanmasına hızlıca geçmek. Türkiye, aşı tedarikinde zaman zaman sorunlar yaşasa da dünya sıralamasında hala üst sıralarda. Dünya listesinde on birinci sırada olan Türkiye, kalabalık nüfuslu ülkeler sıralamasına bakıldığında ABD ve Birleşik Krallık’tan sonra üçüncü.

Dünyada aşılamada son durum

(Toplam nüfusta 100 kişiye uygulanan toplam doz sayısı/Nüfus - Ourworldindata.org-27 Mart)

1 - İsrail: 114.43 / 8,8 milyon

2 - Birleşik Arap Emirlikleri: 78.16 / 9.6 milyon

3 - Şili: 49.19 / 18.7 milyon

4 - Birleşik Krallık: 46.79 / 66,6 milyon

5 - Bahreyn: 41.61 / 1.5 milyon

6 - ABD: 39.86 / 328.2 milyon

7 - Macaristan: 24.83 / 9.7 milyon

8 - Katar: 23.58 / 2.7 milyon

9 - Fas: 19.94 / 36 milyon

10 - Estonya: 17.76 / 1.3 milyon

11 - İzlanda: 17.55 / 365 bin

12 -Türkiye: 16.87 / 82 milyon

* Dünya ort.: 6.52 / 7.5 milyar
* AB ort.: 14.35/ 447 milyon

Afganistan toplantısına geri sayım sürerken

HAFTANIN FOTOĞRAFI

En büyük tetikleyici depremler

İzlanda’nın başkenti Reykjavik’e 32 km mesafedeki Fagradals yanardağında patlama oldu. Yanardağın da olduğu Reykjanes yarımadasında son 4 haftada 40 bin deprem oldu. Uzmanlar ayda 1.000 ila 3 bin depremin olduğunu hatırlatıyor.

40 bin deprem 2014’ten bu yana kaydedilen en yoğun hareketlilik. Uzmanlara göre yanardağın harekete geçmesinde bu depremlerin rolü büyük.

Afganistan toplantısına geri sayım sürerken

‘Fark, seviye değil ton!’

Bir süredir Mısır’la ilişkilerde normalleşme ihtimalini konuşuyoruz. Bu ihtimali, 2013’te “istenmeyen adam” ilan edilerek Ankara’dan ayrılan, o dönem Mısır’ın Ankara Büyükelçisi olan isim Abderahman Salaheldin’e sordum.

Emekli büyükelçi “Mısır’ın sıcak ilişkileri devam ettirmek ve 2013’ten öncesine dönmek konusunda bir iradesi hep vardı. Aksi yönde tavır sergileyen Türkiye’ydi” ifadesini kullanıyor. Salaheldin, kendisi Ankara’dan Türk Büyükelçi de Kahire’den ayrılığında geride büyük iki elçilik ve devlet kurumlarının temsilcilerini bıraktıklarını, faaliyetlerin sürdüğünü hatırlattı, “İletişim hiç kesilmedi. Bana göre yeni olan görüşmelerin seviyesi değil, yeni olan Ankara’dan Kahire’ye aynı kanallardan gelen mesajların tonu. Eskiden düşmanca mesajlar alıyorduk, bugün ise tersini duyuyoruz. İlişkilerin bazı yönleri hakkında Türkiye’nin diyalog başlatmakla ilgilendiğine dair olumlu mesajlar almaya başlandı” diyor.

Salaheldin’e “Bunlar hangi başlıklar?” diye sorduğumda cevabı “Benim herhangi bir resmi görevim yok, resmi bir temsilim de yok, sadece kişisel görüşlerimi aktarıyorum; ama deniz yetki alanlarıyla ilgili olduğunu tahmin ediyorum” yanıtını verdi.  Mısır tarafı adım atmak için temkinli. Türkiye’den söylem değil eylem bekliyor. Emekli büyükelçi, tıpkı Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükrü gibi, “Pozitif mesajları olumlu karşılıyoruz ve bir diyalog içine girilmesi konusunda açığız; ancak adımları görürsek, bu bize Türkiye’nin ne kadar ciddi olduğunu gösterecek” diyor.

Mısır neden aceleci değil?

Bu soruyu ise ABD Merkezli Ortadoğu Enstitüsü (Middle East Institution) araştırmacısı Mısırlı Muhammed Süleyman’a sordum. Süleyman, “Mısır, Libya’da yeni birlik hükümetinden memnun, Doğu Akdeniz’de istediği gazı buldu, anlaşmalarını imzaladı, Sudan’da yeni hükümetin bir ortağı gibi oldu ve nihayet Ankara Müslüman Kardeşler’in yeniden iktidara gelme konusunda en ufak bir şansı olmadığını anladı. İşte bu gerekçelerle Mısır, Türkiye ile yeni bir sayfa açmak için aciliyet görmüyor” dedi. Süleyman’a göre Kahire’nin halen Türkiye ile yakınlaşmak için Doğu Akdeniz’deki mevcut ittifaktan çıkmakta stratejik bir çıkarı yok. Bu adımın gerilimi artıracağını düşünüyor. Süleyman “Ben yakın zamanda iki Cumhurbaşkanı’nın el sıkışmasını beklemiyorum” diyor.

Afganistan toplantısına geri sayım sürerken