Donald Trump’ın yolu

24 Ocak 2021

ABD’de 4 yıllık Donald Trump devri sancılı bitti, yeni Başkan Joe Biden da görevi olağanüstü güvenlik önlemleri altında yapılan yemin töreniyle devraldı. Artık dünya, “Biden döneminde ABD’yi ne bekliyor?”, “yeni yönetim pek çok küresel dosyada nasıl pozisyonlar?” gibi konuları tartışıyor.

Ülkede ABD’de bir kesim, Donald Trump’tan “kurtulmuş olmanın” ferahlığını yaşarken, zihinlerinin bir köşesindeki sıkıntı veren şeyi unutmuyor: Ülkede seçmenin yüzde 46’sını teşkil eden ve 74.2 milyonluk bir Trump oyu da var. Bir başka ifadeyle Trump gitti ama “Trumpizm” denilen siyasi duruş tüm gerçekliğiyle duruyor. Bu yüzden de bu haftanın önemli sorularından biri “Donald Trump gelecekte ne yapacak?” sorusuydu. “Bir şekilde geri döneceğiz. Hareket daha yeni başlıyor!” sözleri, Trump’ın gidişiyle ferahlayanları için için tedirgin ediyor.

2024 hesabı var mı?

Bu hesap tamamen ABD Kongresi’ndeki sürece bağlı. Eğer Senato’daki azil davası

Yazının Devamı

WhatsApp planı 4 yıldır masada

17 Ocak 2021

Tüm hafta, sosyal mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın veri paylaşımıyla ilgili getirdiği yeni kuralları konuştuk. Şirket, verilerini paylaşmayan kullanıcılarına yasak getirecek ve bu uygulama da 8 Şubat’ta başlayacaktı. Gelen tepkiler üzerine şirket frene bastı ve yürürlük tarihini Mayıs ayına çekti. Şirket bu kararı “Yeniliği daha iyi anlatabilme” gerekçesiyle aldığını duyurdu. Yani WhatsApp geri adım atmıyor, kararını şimdilik erteliyor. Zaten şirketin geri atması da az bir ihtimal olarak görülüyor, zira 2014’te WhatsApp’ı alan Mark Zuckerberg’in (Facebook’un kurucusu) veri paylaşımıyla ilgili planı yaklaşık 4 yıldır masada.



Erteleme kararı gelmeden önce bu konuyu iletişim uzmanı Serdar Kuzuloğlu ile konuştum. Kuzuloğlu, “Bu plan 2017’den beri masadaydı, bastırılmıştı, 2019’da ayyuka çıktı, Mark Zuckerberg bunu yürürlüğe koymak istiyor” dedi.

‘Yeterince pişti!’

Kuzuloğlu, Facebook WhatsApp’ı satın aldıktan sonra, WhatsApp’ın iki kurucusu Brian Acton ile Jan Koum’un, 2017 ve 2018’de art arda ayrıldık

Yazının Devamı

206 yıl sonra ilk baskın

10 Ocak 2021

Haftanın olayı, kuşkusuz ABD Kongre binasının Donald Trump taraftarları tarafından işgal edilmesiydi. 4 yıllık görev süresi boyunca kutuplaştırıcı politikalar izleyen Donald Trump’ın kendisini destekleyenleri sokağa çağırması Kongre binasına dönük baskında önemli bir rol oynadı.

Elbette kimse sonu kanlı bitecek bir işgal eylemi yaşanacağını kestiremedi. Çünkü ABD için Kongre binası son derece sembolik ve ABD’lilerin kutsiyet atfettiği bir yer. İki asır önceki İngiliz işgali sırasında Kongre binası zarar görmüştü, o tarihten bu yana da böyle bir vak’a hiç yaşanmamıştı.

1793’te inşasına başlanan ve inşası 7 yıl süren ABD Kongresi, 1814’ten sonra ilk kez saldırıya uğradı. 24 Ağustos 1814’te İngiliz Kuvvetleri Bladensburg Muharebesi’nde Amerikalıları yendikten sonra, Washington’da Kongre başta olmak üzere Beyaz Saray gibi pek çok idari ve askeri binayı ateşe vermişti. Tarihçilere göre Koramiral Sir Alexander Cockburn ve Tümgeneral Robert Ross’un liderlik ettiği İngiliz kuvvetlerinin ilk hedefinin Kongre binası

Yazının Devamı

Aşı DNA’mızı değiştirecek mi?

3 Ocak 2021

Kovid-19 pandemisine karşı adeta umut haline geldi aşılar. Bunlar arasında en çok konuşulanlardan biri, kuşkusuz BionTech/Pfizer tarafından geliştirileni. Bu aşıya dönük en büyük endişelerden biriyse, aşının orta ya da uzun vadede insanda bırakacağı etki, insanın DNA’sını değiştirip değiştirmeyeceği... Bu sorunun temel sebebi, kuşkusuz aşının üretildiği yeni teknoloji: mRNA (Mesajcı ribo nükleik asit)



Gelenekselden farklı, insan eliyle üretilen ve vücudu sağlıklı tutan proteinleri üreterek virüse karşı hastalıkla mücadele etmeyi sağlayan bir yöntemden bahsediyoruz. BionTech bu teknolojiyi koronavirüse karşı geliştirdiği aşıda kullandı ama bu, tıp dünyasında yeni bir buluş değil. mRNA teknolojisi 15 yıl önce, Macar asıllı Katalin Kariko ve ABD’li Drew Weissman tarafından bulundu. Ben de başlıktaki bu soruyu, Prof. Weissman’a sordum. ABD’li bilim insanı “Aşıdaki RNA, hepimizin hücrelerinde olan RNA ile özdeştir. RNA, DNA ile etkileşime geçmez ve bizim DNA’mızı değiştirmez, genimize girmez. Bu imkansızdır” diyor ve aşıya güvenilmesi

Yazının Devamı

Salgının süresini ölüm oranı belirliyor

27 Aralık 2020

Bu hafta dünyanın en önemli gündem maddesi “Kovid-19”a yol açan “SARS-CoV-2” virüsünün mutasyona uğradığının açıklanmasıydı. Birleşik Krallık’tan gelen haberler, yeni türün, yüzde 70’e kadar daha bulaşıcı olduğu şeklinde. Şu aşamada virüsün öldürücülüğüne dair bilimsel bir kanıt yok, ancak mutasyon haberinin yarattığı moral bozukluğu insanlar üzerinde “Bir sarmala girdik ve buradan çıkamayacağız!” duygusu yarattı.

Bu haberlerle birlikte “Virüsün geçirdiği mutasyon, sonun başlangıcı olabilir” yorumları da yapıldı, “Virüs daha bulaşıcı olduysa başa döndük” yorumları da... Oysa tarihteki pandemi süreçleriyle ilgili yapılan araştırmalar ortaya koyuyor ki, salgının sönümlenmesiyle virüsün öldürücülüğü arasında doğrudan bir bağ var. Bir virüs ne kadar öldürücü ise salgının süresi o kadar kısalıyor. Bir başka deyişle, SARS-CoV-2 virüsünün bulaşma ve ölüm

Yazının Devamı

‘Ankara’ya hâlâ gelemiyorum’

20 Aralık 2020

Tarihler 19 Aralık 2016’yı gösteriyordu. Sıradan bir günü olağanüstü bir geceye çeviren, Ankara’dan gelen suikast haberiydi. O dönemin Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov, Ankara’da bir sergiye gitmiş, orada kendisi korumakla görevli Mevlüt Mert Altıntaş tarafından silahla vurularak öldürülmüştü. Olayla ilgili dava süreci 2 yıldır sürüyor. 19 Aralık (dün) Rus Büyükelçi Karlov’un ölüm yıldönümüydü. Ben de bu vesileyle, Andrey Karlov’suz geçen 4 yılı eşi Marina Karlova ile konuştum.

Marina Karlova için en zor süreç, suikasttan sonraki ilk yıldı. Karlova yaşadıklarını “O dönem, olanlara kesinlikle inanmak istemiyordum. Her gün mezarlığa giderdim, eşimin mezarında ağlardım. Zamanla başıma gelenleri kabullendim ve normal hayata dönmek için gayret harcadım” diye anlatıyor. Karlova, “En çok O’nu özlüyorum. Biz tek vücuttuk, tek kalmak benim için ızdırap oldu. Ruhumun, canımın yarısını kesmişler gibi, öyle

Yazının Devamı

Sincar’da ne oluyor?

13 Aralık 2020

Bir süredir Irak’ın kuzeyinde terör örgütü PKK’ya dönük gelişmeleri takip ediyoruz. 9 Ekim’de Bağdat’taki merkezi yönetim ile Erbil’deki Kürdistan Bölgesel Yönetimi bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, PKK başta olmak üzere tüm yabancı unsurları çıkarmayı, Sincar’ın güvenliğini sağlamayı ve bölgeden göç etmek zorunda kalan Yezidilerin Sincar’a dönüşünü hedefliyor. 4 maddeden oluşan ve bir yol haritası belirleyen anlaşma yapıldı yapılmasına ama uygulamasının nasıl olacağına dair ciddi soru işaretleri var. Uygulamadaki zorluklara gelmeden önce yine herkesin kafasındaki bir soruyu soralım: “Taraflar nasıl oldu da anlaştı?”



Bunun altında iki temel soru var. İlki, “ABD, PKK’nın Suriye kolu YPG’ye silah desteği verirken PKK’ya karşı görünen bir anlaşmaya ve muhtemel operasyona nasıl yeşil ışık yakabildi?”. İkinci soru da “İran, yönetimi bölgede İran-Suriye bağlantısını Kuzey Irak koridoru ve kendi desteğindeki Haşdi Şabi örgütünü de hedef alan bu

Yazının Devamı

Dünyanın en büyük ‘soğuk zincir’ operasyonu

6 Aralık 2020

Ülkeler ve şirketler, koronavirüs aşısını bulmak için zamana karşı yarışıyor; ama sadece aşıyı bulmak yeterli değil. Aşıyı dağıtabilmek de bir mesele. Özellikle ABD ve Alman ortaklığındaki aşının, -70 derecede korunarak dağıtılması ve saklanması gerektiği düşünülürse, o soğuk zinciri dünyaya ulaştırmak kolay olmayacak. Bunun için taşıma şirketleri de büyük bir operasyon yürütüyor. 30 ülkeye dağıtım yapacak ve aşının en önemli dağıtıcısı olan Alman “Va-Q-Tech” firmasının CEO’su Joachim Kuhn ile operasyonun ayrıntılarını konuştum.

Aşılar için o soğukluğa nasıl sağladıklarını anlatan Kuhn, “Bu aşılar için süper yalıtımlı kutular kullanıyoruz. Bu kutuların içine soğutucu aletler yerleştirerek, -70 dereceye ulaşmasını sağlıyoruz. Bu soğukluğa ulaşabilmek için kuru buza ihtiyaç oluyor ama uçaklarda kuru buz limiti vardır. Her kompartımanda maksimum 200 kilo ağırlık kullanabilirsiniz. Dolayısıyla çok az miktarda kuru buzla taşımak bir avantajdır. Bizim farkımız süper izolasyon imkanlarıyla, en az kuru buzu kullanarak bu

Yazının Devamı