Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde 1-5 Şubat arasında İsviçre’de düzenlenen 74 üyeli Libya Siyasi Diyalog Forumu toplantısında, Aralık ayında yapılacak seçimlere kadar ülkeyi yönetip o seçime taşıyacak isimler belirlendi. 4 liste yarıştı, ancak ilk tur oylamada hiçbir liste gerekli yüzde 60 çoğunluğu elde edemedi.

İkinci tura kalan iki liste oldu: Biri, Akile Salih’in Başkanlık Konseyi Başkanı, Fethi Başaga’nın Başbakan adayı olduğu liste; diğeri ise Muhammed el-Menfi’nin Başkanlık Konseyi Başkanı adayı, Abdulhamid Dibeybe’nin de Başbakan adayı olduğu listeydi. Oylamada 39 oyla Menfi-Dibeybe listesi kazandı.

Haberin Devamı

Ankara çalışabilir mi?

Türkiye, geçmiş dönemde Fayiz Es-Serrac yönetimiyle koordineli çalışabilmişti. Genel beklenti, Libya’da yeni dönemde de bunun değişmeyeceği yönünde. Bu liste Türkiye’yi zorlamayacak, hatta Serrac dönemindekine benzer işbirliğinin yürütebileceği bir yönetimden oluşuyor.

Libya uzmanı ve Alman SWP Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Programı misafir araştırmacısı Nebahat Tanrıverdi, geçici hükümetin üç ana hedefi var diyerek bunları şöyle sıraladı:

1- Hem doğu hem de batıda olan ikili yapıyı, Libya Merkez Bankası, Sayıştay, Yolsuzlukla Mücadele Heyeti, Yüksek Seçim Kurulu, Yüksek Mahkeme gibi kurumların birleştirilmesi ve bu kurumlara yeni başkanlar atanması.

2- Yeni Anayasa yapmak.

3- Seçimlerin yapılabilmesini sağlamak. Türkiye imzalanan 2019 yılında imzalanan Deniz Yetki Alanları Anlaşması’nın gündeme gelmesi çok olası görünmüyor.

Tanrıverdi’ye göre aslında El-Menfi ve Dibeybe listesinin seçilmesi sürprizdi. Tanrıverdi “Yeni oluşan yeni yapı, Akile Salih ya da Fethi Başaga kadar güçlü isimler olmasa da etkin kişiler olarak biliniyor. Genel yorum listenin biraz fazlasıyla Türkiye’ye yakın olduğu yönünde” diyor.

Libya’da yeni sayfa

Dengeli bir isim: Muhammed El-Menfi

Tobruklu Muhammed Menfi, daha önce Yunanistan’da büyükelçi olarak görev yapıyordu, 2019’da Türkiye-Libya Deniz Yetki Alanları Anlaşması ile ilgili görüş beyan etmediği gerekçesiyle Atina tarafından “istenmeyen adam” ilan edilmiş ve ülkeden sınır dışı edilmiş. Tanrıverdi, El-Menfi hakkında şöyle diyor:

Haberin Devamı

“Bugüne kadar hem Halife Hafter hem de Tobruk Temsilciler Meclisi ile ilişkilerini hep dengeli götürdü. Kendisi 2011’de Kurucu Meclis vekiliydi, 2015’den sonra da Devlet Yüksek Konseyi üyesi olduğu için Batı ile ilişkileri oldukça yakın oldu. Güçlü bir isim olmamasına rağmen, Libya’nın hem doğu hem batısıyla ilişki kurabilen bir aktör.”

Zengin işadamı: Abdülhamid Dibeybe

Başbakan Abdülhamid Dibeybe de, tıpkı El Menfi gibi dengeli bir isim. Misrata doğumlu Dibeybe’nin en büyük avantajı uluslararası bağlantılarının güçlü olması. Nebahat Tanrıverdi “Kendisi zengin bir işadamı. Bağları Kaddafi dönemine kadar uzanıyor. Hem Türkiye ile hem Rusya ile yakın ilişkileri olan isim. 2015’teki çatışmalardan sonra Misrata’daki milis kuvvetleri finanse eden bir isim” diyor.

Siyasi geleceği belirsiz isimler:

Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez El Sarrac

Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih

Batı Ordusu Komutanı Tümgeneral Usame El-Cuveyli

Haberin Devamı

İçişleri Bakanı Fethi Başaga
(Anayasa konusunda netlik yok ancak Aralık ayındaki seçimlere yatırım yapmaları muhtemel)

Libya’da yeni sayfa

Tansiyon neden yükseldi?

Sondan başlayalım... Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu hafta AK Parti Grup toplantısındaki sözleri için “Bunlar bizi hiçbir yere götürmez, gerginliği tırmandıracak üsluplara gerek yok” dedi. Erdoğan’ın sözlerini “Öfke üzerine söylenmiş anlık sözler” olarak niteledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında şöyle demişti:

“Miçotakis meydan okudu. Şimdi sen bu meydanı okuduktan sonra seninle nasıl bir araya gelelim? Bu şekilde gitmesi halinde masaya oturamayız. Çılgın Türkleri iyi tanıyacaksın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözleri durup dururken söylememişti. Bunlar Miçotakis’in Kıbrıs Rum Kesimi’ne ziyaretinde kullandığı ifadelere tepkiydi. Miçotakis’in “Ada’da Türk işgalinin bitmesi Yunan dış politikasının önceliğidir. Türkiye ve Kıbrıs Türk lideri zemini olmayan iki devletli çözümde ısrarcı” demişti. Peki Yunan Başbakanı Mart ayına giden süreçte, üstelik istikşafi görüşmeler başlamışken neden daha dikkatli bir üslup kullanmadı? Bu konuda iki farklı görüş var. “Güney Kıbrıs’a gitmişken, bu ifadeleri kullanmadan dönemezdi” diyenler ve bu sözleri, Avrupa Birliği’nin Mart ayı zirvesinde Türkiye’ye karşı sert kararları çıkartma çabası olarak görenler. İkinci görüşe göre Miçotakis, Türkiye’yi kızdırıp tepki göstermesini sağlayarak zirve öncesi Avrupa’da Türkiye’ye karşı destek toplamayı hedefliyor. Bu hesabın tutup tutmayacağı 25-26 Mart’ta yapılacak zirvede anlaşılacak.

HAFTANIN FOTOĞRAFI

Tek sebep küresel ısınma değil

Hindistan’da Himalayalar’daki Nanda Devi Dağı’ndan bir buzul parçası kırıldı. Uttarakhand eyaletinde Chamoli bölgesindeki Dhauliganga Nehri’ne düşerek sele yol açtı. 26 kişi öldü, 200’den fazla kişi kayıp.

Hindistan’da yaşanan felaketin sebebine sadece “küresel ısınma” demek, kolaya kaçmak gibi görünüyor.

Çünkü uzmanlar, küresel ısınmanın işin sadece bir boyutu olduğuna dikkat çekiyor. Hindistan hükümetinin buzullara yakın dağlık bölgelerde hidroelektrik baraj inşa etme politikasının da bölgede ısınmaya yol açtığını, açılan tünellerin buzulların erimesine etki ettiğini söylüyor. Uzmanlar, “Baraj inşaatları devam ederse bu haftaki daha çok afet yaşanması muhtemel, Hindistan yönetimi santral projelerini gözden geçirmeli” diyor.

Libya’da yeni sayfa