Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyada aşı savaşı kızışıyor. Talep çok ama buna karşılık aşı az. Gelişmiş ülkelerde tedarik sorunlarına rağmen aşılama sürüyor; ancak aşının hâlâ giremediği ülkeler var. Aşı şirketlerine “formülleri paylaşın” baskısı artarken, bu süreçte Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) arzı artırmak için attığı adımlar büyük önem taşıyor. Bunun için ne yaptıklarını örgütün sözcüsü Dr. Margaret Ann Harris’e sordum. Dr. Harris, “Arzın önündeki tüm engeller kaldırılmalı” diyor.

Dr. Harris, Dünya Sağlık Örgütü’nün şirketlere “teknoloji transferi” taleplerini ilettiklerini anlattı. Pandemiyi sona erdirmenin ve küresel düzeyde iyileşmeyi sağlama çabalarının önündeki en büyük engelin aşıların adaletsiz dağıtımı olduğunun da altını çizdi. DSÖ Sözcüsü, “Aşı arzını artırmak için her şeyi yapmalıyız. Doz paylaşımı, teknoloji transferi, gönüllü lisanslama veya fikri mülkiyet haklarından feragat etme gibi. Bu anlamda tüm engelleri kaldırmalıyız” diye konuştu. Yani Dünya Sağlık Örgütü’nün aşı şirketlerinden beklentisi, mülkiyet haklarından feragat edip, formülleri dünyanın kullanımına açması.

Haberin Devamı

Aşının giremediği ülkeler

Bu başlık altında en vahim tablo maalesef Afrika kıtasında yaşanıyor. DSÖ COVAX (Kovid-19 Küresel aşılama) programı kapsamında bugüne kadar 70 ülkeye 35 milyon doz aşı gönderdi. Bunların 44’ü düşük ve orta düşük gelir grubundaki ülkeler. Ancak dünyada hala aşının girmediği ülkeler var. Bu ülkelerin önemli bölümü de Afrika kıtasında.

7.5 milyar nüfuslu dünyada 500 milyonu aşkın insanın bulunduğu ülkelere henüz aşı sevkiyatı bile yapılamadı. Dr. Harris, hali hazırda COVAX programına başvurup aşı bekleyen ülkeleri şöyle sıraladı:

Burkina Faso, Burundi, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Eritre, Gine Bissau, Haiti, Liberya, Madagaskar. DSÖ’nün hedefi gelecek hafta bu ülkelere de ilk parti aşıları göndermek. 2021 hedefi ise bu ülkelerin nüfuslarının en az yüzde 20’sini kapsayacak dozu sağlamak ve öncelikli grupları aşılamak. Örgüt COVAX programında kendisinin de onay verdiği üç aşı tipini kullanıyor: Pfizer/Biontech, Astrazeneca/Oxford ve Johnson & Johnson. Sinopharm, Sinovac ve Moderna aşıları da inceleme aşamasında. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Tedros aşı arzını artırmak için geçen Cuma günü fazla sayıda aşı sipariş etmiş ülkelere telefon açtı ve bir milyon doz aşı bağışı yapmalarını istedi.

Haberin Devamı

Wuhan heyetinin çalışması

DSÖ Sözcüsü’ne bu hafta yayınlanan Wuhan raporuna dönük eleştirileri de sordum. Dr. Harris, “Basında bir kesim, bu raporda sihirli cevaplar bulmayı umdu. Maalesef, bilim böyle çalışmıyor. Biz hiçbir zaman bunun beklentisi içinde olmadık. Bu sadece bir başlangıç. Bu hastalığın insanlara nasıl bulaştığını anlayabilmemiz için daha derin bilimsel araştırmalar yapılmak zorunda.” dedi. Dünya Sağlık Örgütü aynı heyeti sahada çalıştırmaya devam edecek. Sözcü, Çin hükümetinin yeterince işbirliği yapmadığı eleştirilerine ise, “Bilim insanları her zaman daha fazla veri ister, olmadığında da şikayet ederler” ifadelerini kullandı.

Aşı formülleri paylaşılacak mı

Afrika’da aşının girmediği ülkeler (ourworldindata.org verileri)

Haberin Devamı

Cezayir (43 milyon), Libya (5,2 milyon), Sudan (42,2 milyon), Güney Sudan (8,2 milyon), Etiyopya (109,2 milyon), Somali (22,3 milyon), Eritre (6,5 milyon), Orta Afrika Cumhuriyeti (3,8 milyon), Çad (11 milyon), Nijer (17,1 milyon), Mali (14,5 milyon), Moritanya (3,7 milyon) , Gine (10,6 milyon), Gine Bissau (1,5 milyon), Liberya (3,4 milyon), Kamerun (21,9 milyon), Gabon (1,8 milyon), Kongo Demokratik Cumhuriyeti (102,5 milyon), Tanzanya (59,7 milyon), Zambiya (15,4 milyon), Botsvana (2 milyon) Madagaskar (22,4 milyon). (Toplamda yaklaşık 500 milyonu aşkın nüfus)

Aşı formülleri paylaşılacak mı

Sıcak çatışma ihtimali var mı?

Bu hafta  Rusya ve Ukrayna arasında Donbass bölgesinde 2014 yılından sonra yeniden tansiyon yükseldi. Ukrayna’nın doğusundaki bölgede Rus yanlıları ile Ukrayna birlikleri karşı karşıya gelmiş durumda. Gözlemciler, tarafların birbirlerine karşı yaptığı yığınağın 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’nın gördüğü en büyük askeri yığınak olduğunun altını çiziyor. Hal böyle olunca yükselen tansiyonun sıcak bir çatışmaya dönüşme ihtimali gözardı edilemeyecek durumda. Buna rağmen uzmanlar, “En azından bu aşamada iki tarafın da ciddi bir taaruza geçmesini gerektirecek bir zeminin olmadığının” altını çiziyor. Uzmanların görüşü şu: İki tarafın da hali hazırdaki dengeyi değiştirmeye kalkmaları halinde kaybedecekleri, kazanacaklarından daha fazla. “Ukrayna açısından, Rusya’ya karşı bir hamle yapıp kaybettiği topraklarını geri alabileceği bir zemin yok gibi”. Şartların olgunlaşmadığını düşünenler ağırlıkta. Ayrıca Ukrayna’da iç siyasetteki çalkantılar bu aşamada ülkenin Batı ile entegrasyonunu da bloke etmiş durumda. Rusya’nın karşısında ise hali hazırda Batı’nın yaptırımları var. Uzmanlar “Rusya’nın da yeni bir hamle ile bu yaptırımların ağırlaşmasının önünü açmakta şu aşamada bir çıkarı olmayacağını” düşünüyor. Rusya açısından bakıldığında tablo şu: Ukrayna’nın doğusunda, kendisinin desteklediği ayrılıkçılarla bölgeyi kontrol altında tutarak, bu bölgenin Rusya ile ekonomik entegrasyonu sağlanmış durumda. (O bölgeden çıkarılan madenlerin, Rus sanayisinde kullanıldığına dair Ukrayna’nın iddiaları var) Dolayısıyla Moskova yönetiminin yeni ve daha ileri taarruzdan elde edebileceği önemli bir avantaj yok.

Krizin aşılması için zemin ne?        

Rusya ve Ukrayna arasında tansiyon yükselirken Türkiye’den henüz bir açıklama gelmedi.  Zira Ankara’nın hem Moskova hem de Kiev ile yakın bir işbirliği var. Dolayısıyla mevzu bahis bu iki ülke olunca, Türkiye bıçak sırtı bir dengede ilerlemek zorunda kalıyor. Geçmişteki krizlerde Ukrayna tarafından “Türkiye’nin arabuluculuk yapabileceği” şeklinde sesler yükselmişti ancak mevzubahis Donbasss olunca zemin biraz farklı… Donbasss krizinin çözümü için ana mekanizma “Normandiya Dörtlüsü”… İki ülkenin yanısıra Fransa ve Almanya’nın arabuluculuğundaki bir süreçten bahsediyoruz. Ancak Rusya bu mekanizmada kendisini sorunun bir tarafı olarak görmüyor. “Ukrayna’nın iç krizi” diyerek kendisini ihtilafın bir tarafı olarak konumlandırmıyor. Hatta Ukrayna’yı Donbass bölgesindeki ayrılıkçılarla müzakereye zorluyor. Dolayısıyla Rusya’nın çözüm için iradesi yokken bu alanda bir arabuluculuk faaliyetinin başarı şansının çok yüksek olmadığı da bir gerçek. Elbette Ankara’dan “Taraflara itidal çağrısı ve ihtiyaç olması halinde devreye girilebileceği” yönünde açıklamalar gelmesi beklenir ama Ankara da sürecin buraya evrilmesinin pek mümkün olmayacağının bilincinde.

Aşı formülleri paylaşılacak mı

Normandiya dörtlüsü nedir?

6 Haziran 2014’te kuruldu

Fransa, Almanya, Rusya ve Ukrayna’dan oluşuyor

4 lider, Normandiya çıkarmasının yıldönümünde ilk kez bir araya geldiği için bu isimle anılıyor

Amaç Kırım ve Donbass çatışmalarının sona erdirilmesi

Görüşmeler 2019’a kadar sürdü.