Mehter takımı gibiyiz!

16 Aralık 2017

Dilimizde tüy bitti, yıllardır aynı şeyleri konuşmaktan. Futbol kulüpleri çiftlik, seçilenler de ağa olamaz diye.
Özellikle Anadolu’da ve kurumsallaşmamış kulüplerde yaşanan ekonomik sıkıntıların temelinde, bu felsefe yatıyor maalesef. Ali Şafak Öztürk’ün ismini, Antalyaspor başkanlığına seçildiğinde duydu camia. Genç, idealist, kulübü süper lig standartlarında sınıf atlatacak gözüyle bakılıyordu kendisine.
Sonra ne oldu? Geçmiş yönetimlerin popülist yaklaşımından etkilenen Öztürk, ancak 1.5 sene dayanabildi. Alacaklılar, transfer taksitleri, vergi ve prim ödemeleri sıraya girdi.
Borcu borçla döndürme geleneğinin sıkıntıya süreklediği onlarca kulüp sayabiliriz liglerimizde. Tıpkı Trabzonspor’un yakın geçmişte yaşadığı dram gibi.
Peki bu kulüpler, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından denetlenmiyor mu? UEFA’nın mali fair-play kriterleri liglerde geçerli değil mi? Her sezon UEFA lisansı alan kulüpler açıklanmıyor mu?

Şartlı denetim!

Yazının Devamı

Altın kaplı bir kulübe!

10 Aralık 2017

Rıza Çalımbay’dan önce maç seçme, rakibi küçümseme gibi tehlikeli bir alışkanlık geliştirmişti Trabzonspor. Özellikle iç sahada ağır bedeller ödedi bu yüzden. Yoksa 15. hafta sonunda, ligdeki konumu çok farklı olabilirdi bordo-mavili ekibin.

Bu tespiti yaptıktan sonra Kasımpaşa karşısındaki Trabzonspor’a dönelim. Rıza hoca ile birlikte takım olma yolunda oyuncular her gün üzerine koyarak ilerliyor. Yardımlaşmak, mücadele etmek, aynı ruhu paylaşmak; kazansan da kaybetsen de sahip olman gereken olmazsa olmazlarıdır. Karadeniz temsilcisi bu alışkanlığını daha yukarı taşıdığı takdirde, yakın geçmişteki kayıplarını hızla telafi edecektir kuşkusuz.

Bu anlamda ciddi silahları var. Kaptan Onur’dan, en uçtaki isim Burak arasındaki mesafeyi dolduran karakterli bir futbolcu topluluğunu yönetmek, her teknik adama nasip olmaz. Rıza hocanın yedek soyundurduğu isimleri zihinsel ve fizik olarak hazır tutma konusundaki becerisi, takdire değer.

Savunmacıların peşi sıra gelen sakatlıkları gerçekten can sıkıcı bir durumdu. Mustafa’nın 62. dakikada çıkmasından sonra gelen Kucka hamlesi, Trabzonspor’u bocalama evresine soksa da, oyuna giren Olcay, Bero ve Rodallega’nın skora yaptıkları katkı, küskün denen

Yazının Devamı

Eşkıya sahaya indi!

9 Aralık 2017

Mertcan Çam. Henüz 22 yaşında. Trabzonspor alt yapısından yetişen ve 2. lig kulüplerinden Şanlıurfaspor’a kiralanan, gelecek vaad eden bir futbolcu. Geçen sezondan 80 bin lira civarında bir alacağı var. Bu sezon da hak ettiklerini henüz görememiş. Belli ki canına tak etmiş ve Futbol Federasyonu’na başvurarak hakkını aramaya kalkmış.
Sonrası malum. İddiaya göre kulüp başkanı Emin Yetim, belediye başkan yardımcısı ve şoförü tarafından bir odaya kapatılarak dövülmüş. Vücudunun pek çok yerinde darp izleri var. Ellerinden kurtulmuş, bir arkadaşının yardımıyla kentten kaçmış.
Mertcan’ın fotoğraflarına bakarsanız, iddia demek yanlış olur. Gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan kulüp başkanı Yetim, her ne kadar olup biteni yalanlasa da, genç oyuncunun Urfa’dan ayrılmak için kendini dövdürdüğü gibi bir senaryoya ancak kargalar güler.
Türk futbolunda buz dağının görünmeyen yüzü alt liglerde, medyaya yansımayan onlarca benzer öykü olduğunu biliyoruz. Paralar ödenmiyor, hakkını arayanlar tehdit ediliyor. Bazıları da Mertcan gibi şiddete maruz kalıyor.

Üzeri kapatılamaz!
Urfa’da yaşananlar kesinlikle üzeri kapatılacak, geçiştirilecek, görmezden gelinecek bir olay değil.

Yazının Devamı

Gel de dizini dövme!

5 Aralık 2017

Trabzonspor’un bu sezon kaybettiği puanlar bir yana. Bu statta alınan Alanyaspor ve Akhisarspor yenilgilerine, kimse normal diyebilir miydi? Asla. Peki Trabzonspor bu maçları kazanmış olsa, dün akşamki Antalyaspor galibiyeti sonrası nerelerde olacaktı? Başakşehir ve Galatasaray’ın hemen ardından 28 puanla lig üçüncülüğünde! Kimseyi suçlamak değil niyetimiz. Olan olmuş, giden gitmiş. Lakin bordo-mavili takım adına boşa geçen bir zaman diliminden söz ediyoruz. Yanlış tercihler ve içi doldurulamayan söylemler es geçilemez?..

* * *

Trabzonspor ilk ciddi atağında golü bulana kadar, ki dakikalar 41’i gösteriyordu, oyunun hakimiyeti tamamen Antalyaspor’un elindeydi. İkinci ve üçüncü bölgede sürekli baskı yapıp ev sahibi takımın planlarını bozmayı hedefleyen Antalyaspor rakip kalede ciddi tehlikeler yaratamadı ama, kendi ceza alanında da pozisyon vermedi bu süreçte. Nasıl versin ki? Trabzonspor top kaybı yaşadığında geriye koşan yoktu. Biraz Okay, azıcık Yusuf. Hâl böyle olunca meydan Antalyaspor’a kaldı. Halbuki agresif olması gereken bordo-mavili ekipti. Onazi’nin savunmanın arkasına attığı ve Burak’ın mükemmel kontrolden sonra kalecinin üzerinden ağlara gönderdiği top, ilk yarıda

Yazının Devamı

Sayın Cumhurbaşkanı’na!..

2 Aralık 2017

Futbol geçmişimiz öyle anlı şanlı başarılar ile süslü değil. A Milli Takım’ın Dünya ve Avrupa üçüncülüğü ile övünüyoruz hâlâ. Kulüpler düzeyinde Galatasaray’ın UEFA zaferini yakalayan olmadı henüz. FIFA kokartlı hakemimiz Cüneyt Çakır’ın uluslararası platformdaki performansı bunların dışında. Lakin gidip gören oldu mu bilmiyoruz ama, Futbol Federasyonu’nun Riva tesislerindeki yerleşkesinde bir müze var.
Türk futboluna kayıt düşmüş isimler, formalar, kupalar, fotoğraflar ve anılarla dolu. Futbol tarihimizi bilmeyenlere yol gösteren, öğrenmek isteyenlere güzel bir rehber. Kapısı herkese açık.
Bu ülkede futbolun dışında onlarca spor branşı mevcut. Geçmişten bugüne sayısız olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonlukları, takım sporlarında önemli başarılar elde edilmiş. Güreş, halter, boks, tekvando, basketbol, voleybol, cimnastik, atletizm dallarında kazanılmış madalyalar hafızalarda.
Naim Süleymanoğlu’nun erken vedasından sonra düşündüm. Şampiyonlukları, kırdığı rekorlar, kupalar, madalyalar elbette aile yadigarı artık. Tıpkı aynı başarıyı gösteren sporcuların gözü gibi baktığı hatıraları gibi. Çocuklarına, sonraki nesillere övünçle gösterilecek değerler hepsi.
Yaşamalı, öğrenmeli
Sa

Yazının Devamı

Puana "Rıza" gösterirken!..

27 Kasım 2017

Trabzonspor adına bu sezon ilklerin yaşandığı bir doksan dakikaydı. İlk defa deplasmanda üç puanı hanesine yazdırdı. İlk kez peşi sıra iki maç kazandı. Ve ilk defa yendiği bir takımı geriden gelerek puan cetvelinde geçmeyi başardı.

Futbol ilginç oyun. Adaleti yok derler ya, aynen öyle. Trabzonspor henüz 12. dakikada Burak’ın golüyle öne geçmesine karşın, Sivasspor’un son bölümler hariç, oyunun kontrolünü elinde tuttuğu, pozisyon bulduğu, baskı kurduğu bir mücadele vardı. Lafın özü, bu yenilgiyi hak etmedi ev sahibi takım.

Öncelikle altını çizelim, kaybettiği maçlarda dahi hücum anlamında bu kadar etkisiz görünmemişti Trabzonspor. Rıza hocanın N’Doye ve Burak’ı birlikte oynatma düşüncesine karşı değiliz. Ancak, deplasmanda ve Sivasspor gibi disiplinli, diri bir rakip karşısında orta saha etkinliğini azaltan bu tercih, dün bordo-mavili ekibin zorlanmasına neden oldu. Okay zaten geriye dönük oynadı. Direnç göstermeyi sevmeyen Onazi, topu sürekli ileri taşıma düşencesindeki Castillo ve yalnız kalan Yusuf Yazıcı. İkinci bölgeyi rakibe teslim ederseniz, hem savunma hem hücum anlamında istediklerinizi yapmanız mümkün olmayabilir. Ziya ve Emre sağda Pereira’nın, Muhammet de Mas’ın savunduğu

Yazının Devamı

Aman dolar, yaman euro!

25 Kasım 2017

Dolar almış başını gidiyor. Euro desen her gün yeni bir rekor kırıyor. Altın mı? Yanına yaklaşılmaz şu aralar. Bizi, daha doğrusu kulüpleri ilgilendiren tarafına gelelim işin. Bırakın yabancıları, yerli futbolcuların bile euro üzerinden sözleşme yaptığı bir ülkeyiz. Döviz bir kuruş artsa kulüplerin kasasından çıkan para katlanıyor. Trafikte beklerken atıp duran taksimetre gibi. Borç hanesine bir çentik daha.
Hatırlarsınız, yakın geçmişte devlet büyüklerinin çağrısına kulak verip, yastık altındaki dolar ve eurolarını bozdurma kuyruğuna girmişti halkımız. Bozdurduğu dövizin fişini getirene bedava tıraş ve yemek teklif eden esnafımız vardı. Gün geçmiyordu ki televizyonlar ve medya bu “halk hareketini” haber yapmasın. Kulüpler de kapılmıştı furyaya. Futbolcu sözleşmelerinin TL üzerinden düzenlenmesini öneren mi çıkmadı, ücretlerde indirim yapacağını söyleyen mi?
Eee, ne oldu sonra. Elin yabancısı tanır mı başka parayı? Hadi onları geçtik, bir tek Türk oyuncu çıkıp “Ben paramı euro değil, yerli para birimi üzerinden alacağım” dedi mi? Duyan var mı?

Sevinen çok!
Servet düşmanı filan değiliz. Gönül ister ki herkes emeğinin karşılığını bulsun. Gün yüzü görmeyen maden işçisi de,

Yazının Devamı

Burak faktörü!

20 Kasım 2017

Bakmayın onca gole. Futbol adına söylenebilecek olumlu hiçbir şey yoktu dün sahada. Evet bu bir hatalar oyunudur ama bu kadarı biraraya gelince, skora sevinenler ve kahredenler diye ikiye ayrılıyor takımlar. Öncelikle şunu söyleyelim, uzatma dakikalarında yediği penaltı golüyle kahreden taraf Osmanlıspor, bu sonucu hak etmedi. İki kez öne geçmesine karşın puan umudunu son ana kadar koruyan başkent temsilcisi için trajik bir doksan dakika oldu.

Ya Trabzonspor? Şokla başladı maç. İki duran top, iki savunmacı hatası, iki basit gol. Osmanlıspor’un 27 dakikada hayal bile edemeyeceği bir üstünlük yakalaması nasıl garip geldiyse izleyenlere, Trabzonspor’un iki dakika içinde eşitliği yakalaması da o kadar ilginçti.

Peki maçı bu kadar tatsız hale getiren faktör neydi? En önemlisi, iki takımın da orta sahalarıydı. O kadar etkisiz kaldılar ki, topa sahip olan hiçbir direnç görmeden rakip kaleye gidebiliyordu. Trabzonspor cephesinde Okay’ın yokluğunda göbekteki Bero-Onazi ikilisi her ne kadar tutacak bir aşı gibi görünmese de, Yusuf ve Onazi’nin ofansif düşünceleri, bu alanda çok boşluk doğmasına yol açtı. Rıza hocanın N’Doye’u en uçta, Burak’ı kanatta oynatması ise Osmanlıspor için bulunmaz

Yazının Devamı