23 Nisan’da neşe dolabilmek için önce çocuklara eğitim fırsatı verebilmek gerekiyor. Konunun öncülerinden Türk Eğitim Vakfı’nın İngiltere’deki bağımsız girişimi TEV UK, çevrimiçi açık artırmasıyla öğrencilere destek topluyor. Amaç depremin yarattığı tahribatı eğitimle tamir etmek
Türk Eğitim Vakfı’nın İngiltere’deki bağımsız girişimi TEV UK, geçen yıl tam da bu zamanlarda Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği’nde bir davetle tanıtıldı. Hedef, başarılı Türk öğrencilere İngiltere’deki eğitimlerinde destek sağlamaktı. İngiltere’de gönüllüler, iş insanları ve kurumların desteğiyle kurulan TEV UK, yüksek lisans eğitimlerini İngiltere’de sürdüren başarılı, ancak finansal imkânsızlık sebebiyle eğitimine devam edemeyen gençlere burs desteği sağlamayı amaçlıyordu.
TEV UK’nin ilk Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Özen ise “TEV UK ile İngiltere’de eğitim alan gençlerimizin yanında olacağız. Daha çok gencin burada eğitim almasını
Salone del Mobil zamanı Milano’da bazı mekânlar ve sergiler daha ön plana çıkıyor. İşte bunlardan örnekler…
*Bu yılın en çok ses getiren sergilerinden biri Wallpaper’ın efsane editörü Tony Chambers’ın imzasını taşıyor.
Tony Chambers, Wallpaper’ın yayın yönetmeniyken “Handmade” başlıklı sergiler düzenlemeye başlamıştı Milano Tasarım Haftası’nda ve el işçiliğini öne çıkaran bu sergiler ilgiyle takip ediliyordu.
Şimdi ise Tony Chambers, Design Singapore Council ile birlikte yeni bir iş birliğine imza atıyor.
Milano Tasarım Haftası’nda “Future Impact” başlıklı sergisiyle Singapur tasarımını küresel sahneye taşıyacak. “Future Impact”, Singapur’un ileriye dönük tasarımını ve günlük yaşam üzerindeki olumlu etkisini vurguluyor.
Bir ülkenin yumuşak gücünü öne çıkarmak için etkili bir yol.
Tony Chambers, Milano merkezli yazar ve küratör Maria Cristina Didero ile ortak küratörlük yapıyor bu sergide.
Mesela milli ve manevi mirasımızın ihate ettiği, Milano’da yılın en güzel zamanı moda haftası değil, hiç şüphesiz tasarım haftası.
Tasarım, mobilya ve dekorasyonla ilgilenenler Salone del Mobile Fuarı ve Tasarım Haftası için bu hafta Milano’da.
Tasarım Haftası, dün ön açılışla başladı, 23 Nisan’a kadar devam edecek.
Hatırlayacaksınız, daha önce “Supersalone” başlığıyla gerçekleşen 58. edisyonun küratörlüğünü Milano’nun “Bosco Verticale” adlı kulesindeki gibi dikey ormanlarıyla tanınan Milanolu mimar Stefano Boeri üstlenmişti.
Bu durumda kaçınılmazdı, fuarın ana fikri sürdürülebilirlikti.
Tam 200 ağacın arasından geçerek fuar alanına girildi, bu aslında Londra Tasarım Haftası’nda Somerset House’da Es Devlin’in kurduğu mini ormanı da hatırlatıyordu.
Fuarın girişinde yer alan ağaçlar, fuar sonrası Milano’nun farklı semtlerine dikilecek diye planlandı.
Markalar ise tasarımlarını tamamen geri dönüşüm malzemelerden oluşan pavyonlarda sergiledi.
“Yerli dizi yersiz uzun” hareketini hatırlıyorsunuz. Şimdi de Hollywood’da senaryo yazarları ayaklanmış durumda. Önümüzdeki hafta Hollywood’da greve gidilip gidilmeyeceği belli olacak
Hatırlayacaksınız, tam 97 senarist bir araya gelmiş ve “Yerli Dizi Yersiz Uzun” sloganıyla dikkatleri çeken bir bildiri yayınlamıştı. SENDER (Senaryo Yazarları Derneği), insani boyutları aşan dizi süreleri sebebiyle içinde yaşadıkları koşullardan dolayı duydukları mutsuzluğu dile getirmişti: “Türkiye dizi sektöründe, senaryo yazarları olarak mutsuzuz. Dünyanın hiçbir yerinde örneği olmayan, sadece hakkıyla üretme sürecini değil, izleme sürecini de imkânsız kılan 120-150 dakikalık diziler yazmaktan dolayı şiddetli mutsuzluk içindeyiz... 140 dakika, çarpı 30 küsur hafta boyunca, hikâye anlatmaya çalışırken, dramanın gereği olan tüm temel ögelerden verdiğimiz tavizlerden ötürü temposuz, akmayan, uzun bakışmalar, müzik-altılar ve flashbacklerle şişirilmiş bölümler yazmaktan ötürü
Hatırlayacaksınız, Damien Hirst’ün sanat deneyi geçen ekim ayında Frieze haftasına damga vurmuştu.
İngiliz çağdaş sanatçı Damien Hirst gündemde kalmayı zaten hep başarıyor.
Önce HENI Leviathan iş birliğiyle sınırlı sayıda bir baskı serisi satışa çıkardı.
Damien Hirst, sosyal medya hesaplarında da paylaştığı kiraz çiçekleri resimlerini Bushido’nun sekiz değer yargısından ilham alarak yaptığını açıkladı ve bu değer yargılarının adlarını eserlerine verdi.
Bu sekiz değer yargısını hatırlayalım: Adalet, cesaret, merhamet, kibarlık, dürüstlük, onur, sadakat ve kontrol.
Damien Hirst’ün bir hafta boyunca 3 bin sterline satışa çıkan sınırlı sayıda baskı eserinin kaç adetle sınırlı olduğu hakkında bir fikrimiz yoktu.
Gelen siparişlere, alınan ödemelere göre kaç adet üretileceğine karar vereceklerdi.
Bob Dylan’ın resim ve heykellerinden oluşan “Bob Dylan: A Collection of New Original Paintings” sergisinden çok etkilenmiştim.
Hatırlayacaksınız, Bob Dylan 2016’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandığı açıklandığında tartışmalar uzun süre durulmadı.
Nobel’in bir edebiyatçıya değil de bir şarkıcıya verilmesini kabullenemeyenler oldu.
Sanki söz konusu olan Bob Dylan değil de herhangi bir popstarmış gibi davranıldı.
Oysa Bob Dylan değerli bir ozan.
Türkiye gibi âşık ve ozan geleneğinin olduğu bir kültürde bunun anlaşılamaması daha da tuhaftı.
Diğer güçlü aday Haruki Murakami kazanamadı diye üzülenler oldu.
Ama aslında bu sonuç her zaman popüler olanın değil, gelenek yaratanın da günümüzde kazanabildiğini gösterdi.
Tam 5 ay sonra açılacak bir müze sergisinin biletleri şimdiden tükendi. Peki, ama hangi müze, hangi sergiden söz ediyorum?
Eylül ayında bir müzede açılacak serginin biletleri şimdiden satışa çıktı ve satışa çıkar çıkmaz tükendi. Peki, ama hangi sergi olabilir bu? Londra’da Victoria&Albert Müzesi’nde açılacak “Gabrielle Chanel: Fashion Manifesto” (Moda Manifestosu) sergisinden söz ediyorum. Elbette, sanat müzeleri uzun zamandır büyük modaevlerinin tasarımlarını sergiliyor. Ama günümüzün çılgın tüketim furyasının ekonomik krizle biraz da olsa düzeleceğini düşündüğümüz zamanlarda bile hâlâ moda markaları ve “sold out” (tükendi) kültürü gündemde.
V&A Chanel sergisinde 70 yıla ait 200 “look” sergileyecek. Sergi sadece Chanel’in tüvit takımlarının hikâyesini içermeyecek, aynı zamanda tartışmalı savaş zamanı geçmişinden de söz edecek. Biyografik olarak olmasa da, savaşın tasarımlarındaki etkisi
Ülkesi tarafından defalarca cezalandırıldı, hücrelere kapatıldı, hiç anlam verilemeyen bir vergi cezasına çaptırıldı, vergi cezasını ödeyebilmek için bağış toplamak durumunda kaldı, pasaportuna el konuldu, yıllarca ailesini göremedi, Twitter’da düşündüklerini yazdı, ülkesinde Twitter tamamen yasaklandı.
Hayır, bir iş insanından ya da siyasetçiden bahsetmiyoruz.
2017’de Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki sergisiyle daha yakından tanıma fırsatı bulduğumuz Çinli aktivist sanatçı Ai Weiwei’in başına gelenlerden sadece birkaçı bu.
Hatırlayacaksınız, sergide Weiwei’nin meşhur ay çekirdekleri, Twitter kuşlu duvar kâğıdı, porselen çiçekleri gibi daha önce gördüğümüz eserleri de vardı, legolardan yaptığı portreleri ve sadece bu sergiye özel üretilen porselen işleri de…
Ai Weiwei’in hayatı 2008 Pekin Olimpiyatları için inşa edilen “Kuş Yuvası” adlı olimpiyat stadına danışmanlık yaparken insan hakları ihlallerine yakından şahit olması ve bu konuda eleştiriler yapmaya başlamasıyla değişiyor.