Venedik Bienali’yle imtihanımız
Saat: 06.00. Yer: Atatürk Havalimanı.
Güvenlikten geçer geçmez, ellerinde fotoğraf makineleriyle magazinci arkadaşlarımız hazır bekliyor.
Bir gece kulübü kapısından farkı yok görüntünün.
“Herhalde çok ünlü biri gelecek” derken, fotoğrafçılardan açıklama geliyor “Herkes Venedik’e bienale gidiyor. Onun için burdayız.”
Kimlerdensiniz?
Hemen arkasından da soru geliyor, “Sizin grupta kimler var?”
Sanatçılar, koleksiyonerler, bienali gezmek isteyenler, “Bienal bahane partiler şahane” diyenler…
Hepsi bu hafta Venedik Bienali’nde buluşuyor.
Venedik Bienali’ne 2005’te ilk kez gittiğimde ne kadar etkilendiğimi unutamam. Hüseyin Çağlayan’ın “Olmayan Varolma” adlı video çalışmasını Palazzo Levi’de izlemiştik.
Videoda yer alan oyuncu Tilda Swinton o zaman daha bu kadar popüler değildi.
Serginin küratörü Beral Madra, koordinatörü ise Murat Pilevneli’ydi. Daha sonra hep birlikte diğer ülke pavyonlarını büyük bir heyecanla gezmiştik.
O zaman Türkiye pavyonu sadece bir hayaldi.
Aradan yıllar geçti. Sonunda geçen yıl İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ve 21 destekçi sayesinde Türkiye, dünyanın en önemli güncel sanat etkinliklerinden Venedik Bienali’nde 20 yıl süreyle kalıcı bir pavyona kavuştuk. Geçen yıl mimarlık bienaliydi, bu yıl ise sanat bienali. Bu yıl Türkiye Pavyonu dünyaca ünlü sanatçımız Sarkis’in ‘Respiro’ başlıklı yerleştirmesine ayırıldı.
Havalar ne kadar inat etse de mayıs itibariyle yaz hazırlıkları başladı. Yeni mekanlar açılıyor. Bildikler de menüleriyle, dekorasyonuyla yenileniyor. Mini bir ön hazırlık...
- Nişantaşı’nda Mim Kemal Öke Caddesi’nde kapanan La Brise’in yerine yeni bir mekan geliyor. Cantinery’nin yatırımcılarından olan Önder Öztarhan, Kaan Boyner ve şef Arda Türkmen’le birlikte yeni mekanını yaz başında açmaya hazırlanıyor.
- Mikonos Adası’nın popüler beach club’ı Nammos’un Bodrum’da Mandarin Oriental’de açılacağı söylentileri devam ediyor ama henüz kesinleşen bir şey yok. Bir son dakika değişikliği olmazsa, Mandarin’de bu yaz Juju Beach olacak, adında “By Babylon” eki olmadan. Nammos’la ilgili kesinleşen tek şey ise Anjelique’te 29 Mayıs’taki Nammos partisi. Bakalım bu yıl Nammos’ta da Anjelique partisi olacak mı?
Sıcak havalarda Kilyos’a gitmek için yeni bir neden
- Burc Beach ve Suma Beach’ten sonra Kilyos’a gitmek için bu yıl bir neden daha var: Babylon Kilyos. Eski Dalia Beach’in yerinde bu ay açılacak olan Babylon, sadece bir plaj ya da konser, festival alanı değil, aynı zamanda yaz-kış açık olacak, kışın şömine karşısında keyif yapılacak, bisikletinizi bırakabileceğiniz,
Pera Palace Hotel Jumeirah’dayım.
Dünyanın en büyük otel gruplarından biri, Dubai merkezli Jumeirah.
Karşımda Jumeriah Grubu Başkanı Gerald Lawless ve CEO’su Nicholas Clayton var.
Türkiye’ye gelme nedenleri Bodrum’da dün açılan otelleri, Jumeirah Bodrum Palace.
Torba’da geçen yıl Golden Savoy adıyla açılan otelin bu yıl işletmesini almışlar.
Birbirini görmeyen dev odalarıyla ve saray ihtişamıyla Arap zevkine uygun bulmuşlar oteli.
Deniz kenarına ise Maldivler’i aratmayacak kabanalar yapmışlar.
Yandaki listeye bakıp kaçını yurtdışından
gelen misafirlerinize tavsiye edersiniz?
İstanbul’da son zamanlarda en çok rezervasyon yapılan
10 restoran seçilmiş
The Fork tarafından.
Gerçi seçtikleri en iyi İtalyan restoranlarına bakıyorsunuz, adını sanını duymadığınız yerler çıkıyor karşınıza, şehrin en iyi İtalyanlarının adı bile geçmiyor listede.
Peki ama The Fork nedir?
Pazar akşamı Nevşehir-İstanbul uçağının dörtte biri tanıdıktı, geri kalanın çoğunluğu ise yabancı turistti.
Hayır, birlikte gidilmemişti, özel bir program da yoktu.
Kapadokya, İstanbulluların Bodrum-Çeşme gibi hafta sonu destinasyonlarından oldu artık.
Ürgüp’te, Uçhisar’da, Ortahisar’da her gittiğiniz yerde İstanbul’dan bir tanıdıkla karşılaşıyorsunuz artık.
Eskiden peribacaları, yeraltı şehirleri gezilirdi, balona binilirdi, şimdi ise nerede, ne yemeli, ne içmeli, nerede trekking yapmalı gibi farklı programlar konuşuluyor. “Buraya İstanbul’dan daha kaliteli turist geliyor” diyor işletmeciler, ‘kaliteli’den kasıt daha çok para harcayan.
Nuri Bilge Ceylan’ın ‘Kış Uykusu’nun burada geçmesinin de etkisi var mutlaka.
Değişim Argos ile başladı
İstanbul’un yeme-içme ve eğlence dünyasında yenilikler bitmiyor. Oto sanayideki ünlü lokantadan Armutlu’daki burgerciye, yaratıcı brunch’tan şaşırtıcı kokteyllere şehirde bir tura çıkıyoruz
Ünü kulaktan kulağa yayılıyor: Sanayi 313
Son dönemde en sık duyduğum cümle: “313’e gittin mi?” Gidenler gitmeyenlere keşfetmiş olmanın gururuyla anlatıyor: “Yemekleri çok güzel ve çok güzel mobilyalar satılıyor.” Nerede? Maslak Oto Sanayi’de, ummadık bir yerde; iç mimari, moda ve yemek alanlarında zevkli detayların olduğu hiç ummadık bir mekan. İki kardeş Enis ve Amir Karavil açmış.
Sanayi 313 aynı zamanda bir mimari ofis. Zaten Enis Karavil iç mimar. Mobilyalar çok zevkli ama fiyatları
her tasarım ürün gibi pahalı. Şef Müge Ergül’ün hazırladığı yemekler ve tatlılar gerçekten başarılı. Pazartesi-cumartesi 8.00-18.00 saatlerinde açık. Cumartesi günleri brunch da var.
Kantin’in demirbaşı kendi yerini açtı: Uğurlu
Artık iyi yemek için her yere gidiliyor. Şimdi Çapa Hastanesi’nin tam karşısında Uğurlu diye bir lokanta açıldı. Et yemeklerinin ağırlıklı olduğu lokantada pastırmalı kuru fasulyeden elbasan tavaya klasikler de var. Ama krem brule tekniğiyle üstü çıtır çıtır yapılan
Bir grup arkadaş akşam yemeği için sözleştik.
Ertesi gün çoğumuza tatil, rahat rahat oturur, geceyi uzatır, keyfimize bakarız diye düşünüyorduk.
Derken Whatsapp’ta mesajlar yağmaya başladı.
“Ben gelemiyorum” dedi biri.
“Aaa, neden?” dedik.
“Ben bu ara akşam yemek yemiyorum” dedi, sonra da açıklama yaptı: “İki hurmayla geçiştiriyorum.”
Hemen arkasından bir başka arkadaşımızdan mesaj geldi, “Detokstayım, gelemiyorum.”