Bir grup arkadaş akşam yemeği için sözleştik.
Ertesi gün çoğumuza tatil, rahat rahat oturur, geceyi uzatır, keyfimize bakarız diye düşünüyorduk.
Derken Whatsapp’ta mesajlar yağmaya başladı.
“Ben gelemiyorum” dedi biri.
“Aaa, neden?” dedik.
“Ben bu ara akşam yemek yemiyorum” dedi, sonra da açıklama yaptı: “İki hurmayla geçiştiriyorum.”
Hemen arkasından bir başka arkadaşımızdan mesaj geldi, “Detokstayım, gelemiyorum.”
Bir başkası “Ben bu ara içki içmiyorum, gece çıkamayacağım” dedi.
Bir diğeri “Kutumla gelmeye üşeniyorum” dedi.
Sonuç, biz iki kişi kaldık, “Kutunu al da gel” dediysek de ikna edemedik arkadaşımızı.
Malum, artık birçoğumuz güne kutusunu açarak başlıyor.
Evde yemek pişirme, dışarıda sağlıksız yemeklere yumulma, hatta iş güç koşturmasında ne yiyeceğine karar verme derdinden bile kurtulmak için artık beslenme çantaları yetişiyor imdada.
Bu yükselişi her fark eden bir sağlıklı beslenme yemek hizmeti başlattı ve çoktan köşe oldu bile.
Kutu hizmetinden yararlanmayanlar da kendilerini en azından akşamları ananas, yoğurt, hurma, kara lahana gibi çeşitli tavsiyelere çoktan adapte etti.
Onu da bırakın, sıvı diyetleri bile hayatımızın bir parçası oldu.
Önceden organize olup eve sipariş verme derdi de kalmadı, Kanyon’a gidip Juico şişelerinizi alabiliyorsunuz.
Artık sohbetlerde en iyi katı meyve sıkacakları ‘trending topic’ olmaya başladı.
Sadece beslenme de değil, spor da hayatımızın önemli bir parçası haline geldi.
Akşam buluşmalarında en sık duyduğumuz cümlelerden biri “Sabah sporum var, erken kalkmalıyım” oldu.
Geç de olsa aradaki zamanı kapattık.
Pilates, yoga gurusu kesildik, pilates yapmayanı ‘hundreds’ı bilmeyeni dövüyorlar.
Artık hepimiz eşofmanlarla, daha sofistike tabiriyle yoga pantolonlarıyla spor ayakkabılarla gezer olduk.
Ne zaman, ne kadar spor yapacağımız, nereden nereye yürüyeceğimiz belli olmuyor.
Telefonlar, akıllı bilezikler sağ olsun adımlarımızı sayar olduk, kalorileri hesaplarken. Dün havanın açmasıyla kendimizi Boğaz’a attık. Bir gece önce diyet, detoks mazeretleriyle aramızda olmayan arkadaşlarımızın şerefine Mini’den birer dondurma aldık. Evet, kabul etmeliyiz, yeme-içme ve eğlence dünyasının artık sağlıklı yaşam gibi güçlü bir rakibi var.
Birkaç yıl önce kimsenin böyle olacağını tahmin etmediği bir rakip.
Gelin görün ki, rakip güçlendikçe neşemiz de azalıyor sanki.
Sağlıklı yaşam guruları olacağız diye hayatın tadı tuzu kalmayacak bu gidişle. Bakalım Akdeniz ruhumuz ağır basıp da, bu son merakımızı dengelemeyi başarabilecek miyiz?
Babaji neden kapandı?
Hakkasan, Wagamama, Yauatcha gibi zincirleri yaratan Çinli girişimci Alan Yau’nun Londra’da açtığı Babaji İstanbul Pide Salonu geçici olarak kapandı.
Londra’dan İstanbul’a bu haber geldiğinde yanlış yorumlandı, İngilizler pideyi sevmedi dendi.
Oysa gerçek farklıydı, Babaji Londra’da Soho’da açılır açılmaz çok popüler oldu, ama Alan Yau’nun ikinci yeni projesi Duck & Rice’ın açılışı öncesinde Babaji’de bir talihsizlik yaşandı, mutfakta küçük bir yangın çıktı.
Bu nedenle şimdi Babaji tadilatta.
Çok yakında yeniden açılacak.