Evet, yaptığınız iş ünlü olmayı gerektiriyorsa, ağır bedelleri de beraberinde getiriyor.
Yapacak bir şey yok.
Dünyanın her yerinde ünlü bir ismin sabahın köründe iç çamaşırlarıyla denize girmesi de, öpüşmesi de fotoğraflanırsa
haber olur.
Evli de olsa, bekar da olsa.
Kadın da olsa, erkek de olsa…
Kadınlara çifte standart yapılıyor
Ama biz söz konusu kadınlar olunca, hemen çifte standart yapıyoruz.
Ağır gündem nedeniyle herkes kendine has bir baş etme mekanizması geliştirme durumunda kaldı. Böyle bir durumda eğlenmeyi ayıplayanlar, sosyal medyada paylaşılan her mutlu anı acımasızca eleştirenler de oldu. Tam aksine her anın değerini bilelim, tadını çıkaralım diyenler de... Tepkiler ne kadar farklı olsa da bu yaz hepimiz için zordu. Kriz üstüne kriz yaşadık. Birçok program iptal edildi, ertelendi. Ama ışık hızıyla her şey normale döndü.
İstanbul’un sürprizleri
İzmir, Bodrum, Antalya, Dalaman uçaklarında yer bulmak bile meseleydi. Trafikten Bodrum’a, Ortakent’e inmek, Yalıkavak’a ulaşmak imkansıza yakındı. Giriş ücreti 150 lira olan plajlarda bile hafta içi bir günün kalabalığı halk plajlarından daha yoğundu. Astronomik fiyatlara rağmen, Bozcaada’dan Bozburun’a birçok otelde yer bulunamıyordu. Yabancı turist sayısı azalırken yerli turiste daha büyük bir sorumluluk düştü. Yılların Reina’sı için bile “Artık turistik olmaktan çıktı, Karaköy’deki Goya’nın da etkisiyle İstanbullular daha çok gidiyor” denildiğinde, “E zaten şehirde turist kalmadı ki” cümlesini sık sık duyar olduk.
İstanbul’da bu yazın öne çıkanları Bebeköy’deki Backyard, Kuruçeşme Les Ottomans’ın rıhtımında açılan Bijou
Sanat dünyasının yakından takip ettiği Artnet, geçen ay Eileen Kinsella imzalı ‘Türkiye’deki istikrarsız siyasi durum, sanat dünyasını nasıl olumsuz etkiledi?’ başlıklı bir yazı yayınlamıştı.
Malum, Türkiye çağdaş sanat piyasası 2008’den itibaren göz kamaştırıcı bir hızla büyümeye başlamıştı.
Gerçek sanatseverlere sanata yatırım ya da statü sembolü gözüyle bakan ve kısa dönem kârı düşünen koleksiyonerler de, yalnız buna hizmet eden galericiler de eklenmişti.
Sonraki dönemde ise galeriler için sıkıntılı bir süreç başladı, hatta aralarında Türkiye’deki koleksiyonerler tarafından kendilerini ihanete uğramış gibi hissedenler de oldu.
Tabii bunda koleksiyonerlerin artık daha çok yurtdışından alım yapması değildi tek etken.
Kısa dönem kârı düşünenlerin hırslarının ve hobi olarak galericiliğe soyunanların, koleksiyonerleri de sanatçıları da mağdur etmesi de etkiliydi.
Bunlara bir de ülkenin ağır gündemi eklendi.
2013’ten beri eylülde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen Art International’ın bu yıl yapılmayacağı nisanda açıklandı, hatta bunda yaşanan terör olaylarının da etkili olduğu ek bilgisiyle.
Kardashianlar’ın başı dertte, hayır seks kasetleriyle değil, bu sefer herkesi ilgilendiren bir meseleyle. Bu aydan itibaren sosyal medya paylaşımlarına sıkı kurallar gelmiş durumda.
Yeni kanunlar ve avukatlarının da uyarısıyla şimdiye kadar sosyal medyada yaptıkları paylaşımları da ‘edit’ ediyorlar. Kylie Jenner, doğum gününde sosyal medyada Airbnb’ye teşekkür etti, Karayipler’de bir tatilde konakladığı ev için.
Önce sadece “Airbnb’ye teşekkürler” yazıyordu, sonra ise “Airbnb’ye hediyesi için teşekkürler” yazmak
zorunda kaldı.
Reklamları izlediniz
Sadece seçtikleri kelimeleri değil, hashtagleri de bir bir düzeltiyorlar artık.
Yeni hashtagler arasında başı çeken #ad, #sp, #sponsored.
Kabul etmek lazım, ikiyüzlüyüz.
Bir yanda Instagram’da gururla ayyıldız bayraklı fotoğraflar paylaşıyoruz, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutluyor, milliyetçi duygularımızı rahatlıkla dile getiriyoruz, bir yanda da karşı koyamadığımız bir yabancı merakımız var.
Yapılan iş, ortaya çıkan sonuç kimsenin umrunda değil, herkes imzaya bakıyor ve işte o imza yabancıysa daha değerli kabul ediliyor.
“Yabancı olsun da ne olursa olsun” diye düşünenler var.
Yurtdışında esamesi okunmayan biri Türkiye’de star ilan edilebiliyor.
Bu durum, birçok alanda ne yazık ki geçerli.
Birçok firma, Türk tasarımcılar işlerini başarıyla yapsalar bile, projeye bir İtalyan ya da Fransız tasarımcı ismi eklediğinde, daha cazip bir imaj oluşturduğunu düşünüyor.
Tam altı yıl önce biri 32, diğeri 31 yaşındayken kararlarını veriyorlar, sevdikleri işi yapacaklar. Şimdi ise sevdikleri iş 16 milyar dolar değerinde. Üstelik söz ettiğimiz bir teknoloji firması da değil.
Başa saralım, New York’lu Rebekah Paltrow abisini genç yaşta kanserden kaybedince yıllarca Hindistan’da Budizmle ilgileniyor. Sonra ülkesine dönüyor ve kuzeni Gwyneth Paltrow’un izinde oyunculuğa başlıyor. Bir ortak arkadaş sayesinde şimdi dört çocuğunun babası, eşi ve iş ortağı olan Adam Neumann ile tanışıyor.
Neumann, İsrail’deki askerlik kariyerini bırakıp para kazanmak için New York’a taşınmış ve sağlıklı yaşamla uzaktan yakından ilgisi olmayan biri. Paltrow ise tam tersi, bir sağlıklı yaşam gurusu. Oyunculukta istediği kadar başarılı olamayınca, Neumann ile birlikte “Sadece para kazanmak için değil, iyi bir yaşam yaratmak için” bir çalışma ortamı hayal ediyorlar. Bunun için de girişimcilerin, yeni kurulan şirketlerin faydalanabileceği bir ortak ofis kuruyorlar.
We Work adını verdikleri ofis sisteminin bugün dünyada tam 60 bin üyesi var. Bazıları tek bir masa kiralıyor, bazıları bir oda, bazıları bir ofis katı. New York’tan Şanghay’a, Berlin’den Londra’ya birçok şehirde 77
Yanlış okumadınız, Büyükşehir Belediyesi çalışıyor. 24 saat yaşayan bir şehir yaratmak için.
Bunun için de işe önce eğlence hayatı ekonomisini canlandırmaktan başlıyor.
Tabii yeni iş imkanları da yaratıyor.
Üstelik bunu tam da şehrin en ünlü gece kulüplerinden birinin ruhsatı iptal edildikten sonra yapıyor.
İnsan hakları örgütlerini ve moda dünyasını karıştıran yasak
Uzanmış kumsala sakin sakin uyurken gözlerinizi açtığınızda karşınızda polisleri görüyorsunuz.
Üstünüzdeki kıyafetleri çıkarmanızı istiyorlar.
Çıkarmak istemiyorsunuz, ama polisler zorlamaya devam ediyor, bu arada etraftan düşman dolu bakışlar ve “Evine dön” tezahüratları yağıyor.
Küçük kızınız korkudan ağlamaya başlıyor.
İstemeye istemeye de olsa üstünüzdeki mavi uzun kollu tuniği çıkarıyorsunuz, denize girmeye niyetiniz yokken.
Nice’te bir plajda oluyor bunlar.
Peki ama neden?