Tam altı yıl önce biri 32, diğeri 31 yaşındayken kararlarını veriyorlar, sevdikleri işi yapacaklar. Şimdi ise sevdikleri iş 16 milyar dolar değerinde. Üstelik söz ettiğimiz bir teknoloji firması da değil.
Başa saralım, New York’lu Rebekah Paltrow abisini genç yaşta kanserden kaybedince
Neumann, İsrail’deki askerlik kariyerini bırakıp para kazanmak için New York’a taşınmış ve sağlıklı yaşamla uzaktan yakından ilgisi olmayan biri. Paltrow ise tam tersi, bir sağlıklı yaşam gurusu. Oyunculukta istediği kadar başarılı olamayınca, Neumann ile birlikte “Sadece para kazanmak için değil, iyi bir yaşam yaratmak için” bir çalışma ortamı hayal ediyorlar. Bunun için de girişimcilerin, yeni kurulan şirketlerin faydalanabileceği bir ortak ofis kuruyorlar.
We Work adını verdikleri ofis sisteminin bugün dünyada tam 60 bin üyesi var. Bazıları tek bir masa kiralıyor, bazıları bir oda, bazıları bir ofis katı. New York’tan Şanghay’a, Berlin’den Londra’ya birçok şehirde 77 şubeleri var. Ayda 45 dolar ödeyerek dünyanın her yerindeki We Work ofislerinden faydalanmak mümkün. Müşterileri arasında Facebook, Dell, Microsoft, General Electric gibi büyük firmalar da yer alıyor. Donald Trump’ın damadı olarak bilinen Jared Kushner da, We Work’ün Brooklyn’deki mal sahibi ve New Jersey’deki yatırımcılarından.
We Work, Über ve Airbnb gibi paylaşım ekonomisinin yükselişiyle büyüyen şirketlerden. Tabii potansiyeli Über ya da Airbnb kadar büyük değil. Ama üyelerine özel sağlık sigortası planları ve We Live adını verdikleri yetişkinlere özel yurtlar ile büyümeye devam ediyorlar. Sırada çocuk kreşleri var. Altı yıl kadar kısa bir süre içinde tam 16 milyar dolarlık bir şirket haline gelmeyi başardılar. Şimdi Paltrow ve Neumann, başarıyı para ile değil, tatmin edici ve anlamlı bir hayat olarak yeniden tanımlamak istediklerini anlatıyorlar rahatlıkla.
Yerli örnek: Kolektif House
We Work’ün hikayesi İstanbul’daki Kolektif House’u hatırlatıyor. Kolektif House da önce Maslak Sanayi Mahallesi’nde başladı, sonra Şişhane’ye İKSV’nin de bulunduğu Deniz Palas’ın bir bölümüne geldi, şimdi de Levent’te yeni bir yeri var. Kolektif House üyelerinin komşuları arasında Ay Yapım, Yandex, Galata Business Angels gibi tanıdık firmalar da yer alıyor.
We Work’teki gibi Kolektif House da kendi kitlesini sevdiği işi yaparak yaratıyor. “Ofis yönetimini teslim ettiğin, yaratıcı kişilerle işbirlikleri yapabildiğin, periyodik ofis masajlarının bile dahil olduğu, haftalık etkinliklerle dolu, 7/24 açık, seni senden fazla düşünen yeni bir çalışma deneyimi” diye özetliyorlar. “İş bulma çağı bitiyor, hayatını tasarlama dönemi başlıyor” diye ekliyorlar. İTÜ Maslak’ta gerçekleşen Yeni Nesil Startup Konferansı Crowdup’ı organize edenler arasında da yer aldılar.
“‘Olunmaz, doğulur’ tartışmasını bir kenara bırakmalı, gelişmek ve değişmek için her tavsiyeye kulak kabartmalı” diyorlar. Bunun için de Kolektif House’da sık sık ünlü isimlerle üyelerin önünde söyleşiler yapılıyor.
Nil Karaibrahimgil üyelere “Ancak kendin olunca iyi bir iş çıkarırsın. Yaşayan kanıt burada, önünüzde!’” diye başlıyor anlatmaya. Cem Yılmaz ise “Yapacağın işin, önce heyecanlı bir tüketicisi olmanla başlayan bir macera bu” diyor. Söyleşileri kaçıranlar ise online dergileri Komag’dan takip edebiliyor.
Hiç şüphesiz Türkiye’de başka paylaşımlı ofis örnekleri de var. Yakında Soho House da Akaretler’de Soho Works adını verdiği bir ofis alanı yaratacak. Ama şimdiye kadar açılanlar arasında genç ve yaratıcı bir kitleyi bir araya getirmeyi başaran ve bunu yaparken bir yaşam tarzı yaratan tek örnek Kolektif House. Örneklerin çoğalmasını umuyoruz.