İnsan hakları örgütlerini ve moda dünyasını karıştıran yasak
Uzanmış kumsala sakin sakin uyurken gözlerinizi açtığınızda karşınızda polisleri görüyorsunuz.
Üstünüzdeki kıyafetleri çıkarmanızı istiyorlar.
Çıkarmak istemiyorsunuz, ama polisler zorlamaya devam ediyor, bu arada etraftan düşman dolu bakışlar ve “Evine dön” tezahüratları yağıyor.
Küçük kızınız korkudan ağlamaya başlıyor.
İstemeye istemeye de olsa üstünüzdeki mavi uzun kollu tuniği çıkarıyorsunuz, denize
Nice’te bir plajda oluyor bunlar.
Peki ama neden?
Fransa’da “Toplumsal düzen için sorun yarattığı” gerekçesiyle sahillerde haşema giyilmesi yasaklandığı için.
Avrupa’da yayılıyor
İşte bu fotoğraflar önceki gün dünya gündemindeydi, ne sadece terör saldırılarına uğrayan Fransa’da ne de sadece Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde…
Evet, Cannes Belediye Başkanı David Lisnard, haşema ile denize girmekte direten kişilere 38 euro (128 TL) para cezası kesileceğini açıklamıştı.
Haşemayı “İslami aşırılığın sembolü bir üniforma” olarak niteleyip, sahillerde haç, Yahudi kippası ve başörtüsüne izin verileceğini söylemişti.
Korsika’da da aynı yasak uygulanmaya başlandı.
Plajda bir grubun burkini giyenlerin fotoğrafını çekmek istemesi üzerine çıkan kavgada beş kişi yaralandıktan sonra.
İnsan hakları örgütleri ise bu yasağın, Fransa’da yaşayan Müslümanları yabancılaştıracağını savunuyor, konunun mahkemeye taşınacağını açıklıyor.
Hatta Almanya’da da son dönemde yaşanan terör olaylarının ardından hazırlanan güvenlik yasa taslağında toplum içinde burka ve çarşaf giyilmesine yasak getirilmesi planlandığı konuşuluyor.
Oysa bu yasakların toplumu bölmek, toplumsal şiddeti ve nefreti artırmaktan başka bir şeye yaramayacağı belli zaten.
Tasarımcılar ne diyor?
Sadece insan hakları örgütleri değil, moda dünyası da şimdi Fransa’da burkini adı verilen yüzme kıyafeti yasağını tartışıyor.
Burkininin yaratıcısı olarak bilinen Aheda Zanetti, “Burkiniyi kadınlara özgürlük vermek için tasarladım, özgürlüklerini almak için değil” diye bir açıklama yaptı.
Hatta daha da ileri gidip “Cildini güneşten korumak isteyenlere ne yapacaklar, evinizde oturun mu diyecekler?” dedi.
Moda dergileri “Dalış kıyafetlerinin kapüşonlusu” olarak değerlendiriyor burkiniyi.
Valentino’dan Dolce & Gabbana’ya birçok önemli moda evi türban koleksiyonları hazırlarken Avrupa’da böyle bir yasağın getirilmesi Ai Weiwei gibi sanatçılardan da, Guardian, Independent gibi gazetelerden de büyük tepki alıyor.
Kapanacaksın demekle açılacaksın demek arasında bir fark yok aslında.
Sonuçta, her kadın ne giyeceğine kendi karar vermeli.
Bu devirde hala bunu tartışmaya gerek kalmamalı.