Derbiye yetmez!

7 Mart 2020

Takdir etmemek mümkün değil... Beşiktaş her şeye rağmen coşkuyla oynuyor. Başka takımlarda travmaya neden olan, büyük sorunlar yaratan hayal kırıklıkları ve değişimler sanki Beşiktaş’ı hiç etkilememiş gibi.
Savunma sorunlarını henüz çözebilmiş değiller. Ama ofansif karakterleriyle hem doğru oyunu oynamaya çalışıyorlar, hem de çok adamla gol pozisyonlarına giriyorlar. Beşiktaş’ın taraftardan yana kredisi açık. Çünkü kulübede Sergen Yalçın var. Sergen Hoca, tıpkı futbolculuğunda olduğu gibi yaratıcı bir heyecanla oyun kurmaya çalışıyor. O heyecanın en göze batan adamı Atiba. Orta alanda en çok topla buluşan, hemen her defasında takımını hücuma kaldıran 37 yaşındaki “makine adam” Boyd’u, Burak’ı, N’Koudou’yu ve Boateng’i sık sık gol şansıyla buluşturuyor. Beşiktaş kalabalık Ankaragücü savunmasının içinde şut için yeterli açık alanı ve zamanı bulamıyor. Burak Yılmaz’ın formsuzluğu da emekle hazırlanmış pozisyonları karşılıksız bırakıyor.
Faty’nin, Atiba’nın ayağına

Yazının Devamı

Futbolda Murphy soruları

4 Mart 2020

Süper Lig’de sezon sonu yaklaşırken, ya da atçılık deyimiyle yazalım takımlar “son düzlüğe” girerken şampiyonlukla ilgili geleneksel sorular yine ısıtıyor muhabbeti:
“Abi, bu sene bizi şampiyon yaparlar mı?”
Şampiyonluğun sanki bir atama, bir terfi kararı olduğuna öylesine inanmış ki futbol camiası, sormadan edemiyor.
Sahadaki oyun umurlarında değil... Oynayarak ya da izleyerek zevk almıyorlar. Kendilerini ait hissettikleri kulüpler adına kaygı duyarak, bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, mutlaka ters gideceğini öngören Murphy yasalarına uyarak... Paranoyaların baskısından kurtuluş için soruyorlar o soruyu.
Futbola en büyük saygısızlığı ediyorlar. Sahadaki oyuna, oyunu gerçekleştiren emeğe, akla, duyguya, fizik güce... Kurallara, kararlara, beceriye, zamanlamaya... Disipline ve mücadeleye boş veriyorlar.
Her sene şampiyonluğa karar veren birilerinin olduğunu var sayarak soruyorlar soruyu. O birilerinin gücüne inanarak, oyunu saha dışında başka güçlerin savaşı biçiminde görüyorlar.

Şampiyon yapacak olan kim, ya da kimler? Hangi

Yazının Devamı

Burak, Karius’u yendi

29 Şubat 2020

Kundurama kum doldu türküsünü hatırlar mısınız? Haydi o türkünün sözlerini azıcık değiştirerek Alanya tribünlerine çıkalım ve birlikte söyleyelim: Duvara mıh çakarım, sen sallan ben atarım.
Beşiktaş futbol takımı haftalardır aynı türküyle alkışlanıyor. Rakipleri duvara mıh çakıyor, Beşiktaş sallanıyor… Beşiktaş sallanıp oynadıkça, ya da oynayıp sallandıkça rakipleri Karius’un kalesine gelip gol atıyor. Bu durumda golcülerin Karius’u aşması gerekiyor. Dün Burak bu işi yaparak hem Karius’u hem de Alanyaspor’u aştı.
Ayrıntılara girersek… İlk yarıdaki istatistikler hep Beşiktaş’ın önde olduğunu gösteriyor. Topla oynamada denge var: 51/49… Beşikttaş daha çok şut atmış, daha fazla isabetli şut atmış. Ayrıca gol pozisyonuna giren oyuncu sayısı da az değil… Atiba, Gökhan, Caner, Burak, Boyd, Elneny… Beşiktaş kötü mü oynuyor? Hayır. Peki etkili oynuyor mu? Ona da hayır. Siz haftalardır iyi top oynuyorsunuz ama, golleri rakipleriniz atıyor. O golleri önleyemiyorsunuz. Onlar mıh

Yazının Devamı

Viscamania

28 Şubat 2020

Korkuyu yok ettiler. Sıkıntıya hiç de geçit vermediler. Özgüven, akıl ve enerjiyle oynadıkları telaşsız oyunda peş peşe gol pozisyonlarına girerek Sporting Lizbon’a sahayı dar ettiler.
Okan Buruk’un oyuncuları, Portekiz futbolunun “senyör” ekiplerinden Sporting Lizbon karşısında sahanın her yerinde dikkatli bir mücadele örneği verdi.
Hakça söyleyelim: Takım halinde Sporting yarı sahasına yerleşip “tek kale” senaryosunu uygulasalar, Sporting de boş durmayacak, belki de bir kontratak golüyle neşesini bulacaktı. Başakşehir, sağ kanatta Çaiçara-Visca, sol kanatta Clichy- Elia ile hem savunma, hem de hücum etkinliğiyle oynuyor, Bolasie ve Cabral’ın ataklarını olgunlaşmadan kesiyordu. İrfan Can Kahveci’nin merkez oyuncusu olarak örnek bir beceri ve yaratıcılıkla oynadığını, Azubuike ile çok iyi rol paylaştığını da unutmamak gerekir.
Başakşehir’de Alexiç tıpkı Fenerbahçe’nin unutamadığı Alex de Souza örneğini sergiliyor. Dünkü oyununda hem santrfor, hem de santrforu tamamlayan bir orta saha hücumcusu gibi

Yazının Devamı

Uzat elini Süren

26 Şubat 2020

Tokalaşmak ya da el sık(ış)mak... Sosyal ilişkilerimizde en iyi, en köklü, en sağlam iletişim yollarından biridir.
Barışın göstergesidir. En azından barışı arayan, barışa rıza gösteren iyi niyetli insanların o uzlaşma havasını paylaşmasıdır.
O nedenle Kraliçe Elizabeth, eski IRA lideri Martin McGuinness’in elini sıkmıştır. Üç saniyelik ritüel, tarihe geçecek barış ve saygı göstergesidir. Kraliçe ayrıca altın jübilesini kutlamak isteyen 40 bin kişiye de elini uzatmıştır.
Daha kimler tokalaşmamıştır ki... ABD Başkanı Nixon, Çin lideri Mao Zedung, Güney Afrikalı özgürlük kahramanı Nelson Mandela- beyazların ragbi takımı Springbox’ın kaptanı Françoise Pienaar... İsrail Başbakanı İzak Rabin - Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat...
Bizim siyasal ve sosyal hayatımızda da el sıkmak, saygı ifadesidir. Zaman zaman esirgenmiş ve kaçınılmış olsa bile!
***
Geçen hafta Ali Sami Yen 1905 Derneği’nin açılışında eski Başkan Faruk Süren, iş başındaki Galatasaray Başkanı Cengiz’e elini uzatmamış. Salonda soğuk bir hava esmiş.

Yazının Devamı

Bir kavuk devrildi

24 Şubat 2020

Günlerdir tartışılan, yüze yakın senaryo ile maç öncesi tahminlere sığdırılamayan büyük derbimiz, nihayet 20 yıllık kavuğun devrilmesiyle bitti. Sarı-kırmızı kartların havada uçuştuğu, penaltıların ve Onyekuru’nun sonucu oluşturduğu, unutulmaz bir derbi izledik. Çabuk ve gösterişli pozisyonlarla perdeyi açtı Galatasaray. Onyekuru, konuk takımın ilk ve son gösteri elemanı olarak Altay’ın kalesine şutunu savurdu, olmadı. Ama son golü atarak Kadıköy’de son sözü söyleyen oydu. Oyuna iyi başlayan, önde basan, çabuk ve etkili paslarla golü arayan taraf Galatasaray’dı. Buna karşılık Fenerbahçe tatlı-sert itip kakmalarla rakibinin oyununu bozmaya çalıştı. Gerginleşen oyunu Meler sarı kartlarla, iki tarafın akıllı oyuncuları da dostça müdahalelerle sakinleştirdiler.
Anlaşılan o ki Kadıköy’ün efendisi Fenerbahçe, 20 yıldan beri elinde bulundurduğu “invictus-yenilemez” unvanının baskısını üzerinde hissetmeye başlamış... Belki de o nedenle ev sahibi Fenerbahçe tutuk oynuyordu… Kanatları

Yazının Devamı

Kartal, avını kaçırdı

23 Şubat 2020

Beşiktaş, beş dakikada torpili yedi. Daha limandan çıkıp, açık deniz savaşına başlamadan uzaktan gelen geminin hışmına uğradı. Sörloth’a “torpil” demem boşuna değil. Arkadaşları oyunu kuruyor, topu atıyor, o da alıp gerekeni yapıyor. Son yıllarda ülkemize gelen en istikrarlı golcü o. Brezilya’dan, Arjantin’den, Kolombiya’dan… Dünyanın dört bir tarafından golcü buluyoruz, havaalanlarında omuzlara alıyoruz ama hep hayal kırıklığına uğruyoruz. Şimdi de Fransızlar, Afrikalılar deneme aşamasında. Ama yine de onun gibisi yok. Bu Norveçli, Avrupa’nın kuzeylisi, bizim memleketimizin kuzeyindeki fırtınaya pek güzel ayak uydurdu doğrusu.
Evet, daha terlememişti takımlar… Beşinci dakika dolarken, orta alanda bir top kazandı Trabzonspor… Ndiaye o bilinen ustalığıyla sol yanında Sörloth’u gördü… Gökhan, Vida, Ruiz… Üçü de hak getire. Kaleci Karius hem uyanamadı, hem de uzanamadı. Sörloth’un soluyla Karius’un soluna gönderdiği torpil artık tutulamazdı. Alana da, oynatana da bravo doğrusu… Adam

Yazının Devamı

Beşiktaş'ın kaybolan sultanları

19 Şubat 2020

Fenerbahçe, Galatasaray ve Eczacıbaşı’na her iki devrede de tek skorla 3-0 yenilmişler ve Vestel Sultanlar Ligi’nden düşmeleri kesinleşmiş.
Eczacıbaşı, Vakıfbank, Galatasaray ve Fenerbahçe ile hak ettikleri rekabet ortamına ortak olamamışlar. Oysa 117 yıllık bir tarihi ıslatıyorlar emek terleriyle.
Beşiktaş Kadın Voleybol Takımı çökmüş durumda... O çöküntünün başından bu yana neredeyse yıl geçmiş. 11 aydır ödenmeyen maaşlar yüzünden tüm kadro, teknik adamlar, oyuncular, masör ve malzemeciler sabrın uzatmaları oynayıp kaybettiği takımda çözülmüşler, dağılmışlar. Küskünlükler, kırgınlıklar, dargınlıklar, kopmalar olmuş.
Futbol ve basketbolda ancak amatör semt takımlarında rastlanabilecek rakamlarla onlar Sultanlar Ligi’nde dev bir kulübe imza atmış. En pahalı oyuncuları 450-500 bin liraya anlaşmış. 200-250 bine anlaşanlar da var. Hiç biri maaşını ve hak edişlerini alamamış. Sezonun adı erozyona dönüşmüş.
Zorunlu göç başlamış. Büşra Kılıçlı, Türk Hava Yolları’na

Yazının Devamı