Süper Lig, bir yandan santrfor satışlarıyla göz kamaştırırken, bir yandan da uluslararası çapta büyük yıldızları ve golcüleri Türkiye’ye getirmek için olağanüstü çaba sarf ediyor.Süper Lig, bir yandan santrfor satışlarıyla göz kamaştırırken, bir yandan da uluslararası çapta büyük yıldızları ve golcüleri Türkiye’ye getirmek için olağanüstü çaba sarf ediyor.Vedat Muriç, Burak Yılmaz, artık Trabzon’dan ayrılması beklenen Alexander Sörloth sezonun en önemli ihraç kalemleri oldu. Gidenlerin yerine alınacak oyuncular için bir süre yoklamalar yapıldı. Beşiktaş’ın Balotelli ile masaya oturması beklendi, Sergen Yalçın veto etti. Şimdi Kaliniç gündemi var. Trabzonspor da arayışta.Peki, Fenerbahçe ne yapacak?Mandzukiç’le başlayan arayışlar ve dedikodular geride kalırken ön plana çıkan santrfor Edinson Roberto Cavani Gomez… Kısaca Uruguaylı gol makinası Cavani.Paris St.Germain’de sözleşmesi sona eren Cavani, geçen sezonun
Sezona kırık dökük, yarım yamalak transferle giren, kadrosunda henüz uyum sağlayamayan Beşiktaş, Trabzon’da değerinden çok şey kaybetmiş büyük maçı, büyük bir başarıyla kazandı. Yiğidin hakkı yiğide!.
Önce Sörloth macerası… Gol Kralı Norveçli oğlumuzun (!) Leipzig’e kaçma niyetiyle ortadan kaybolması.
İki gün önce de Sergen Yalçın’ın Covid-19 testinin pozitif çıkması.
Zaten ilk haftaların kararsız, dengesiz, natamam transfer ortamında maçın cilası bile vurulmamışken seyircisiz bir karanlığa yuvarlandı top…
Sergen Yalçın, öğrendim ki, maçı yanında kimse olmadan evde izleme kararı almış. Dahası, “Murat’a (Şahin) hiç karışmayacağım” demiş, ”Sahada değilim. Murat Hoca’nın gördüğünü göremem. O yüzden susacağım. Ama çok ekstrem bir şey olursa, söylerim...”
Sanırım uzun süre sustu Sergen Hoca… Maç o kadar güzel aktı ki Murat Hoca, oyuncu değişikliklerini isabetle yaptı, bağırıp çağırmadan, kararsızlık göstermeden, sakin
Futbolumuzun önemli bir sorunu var: Adsızlık.Süper Lig’in “isim sponsoru” henüz belli değil. Ona bağlı olarak sezonun adı da konamıyor.
TFF Başkan Nihat Özdemir dün Ankara’daydı. Akşam İstanbul’a dönmüş olabilir. Nefes alacak vakti yok.
Çocuğa (!) isim bulmak zorunda. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda Spor -Toto teşkilatıyla isim sponsorluğu için masaya oturdu.İş sadece orada bitmiyor… 21 takımlı, 420 maçlık büyüyen maraton, isim sponsorunun en az 42 hafta gündemde kalmasına yardımcı olacak. Farkındalığı ve tanınırlığı artıracak. O nedenle Başkan, elindeki ürünü pazarlama gayreti içinde. Pazarlamanın İstanbul merkezinde de Digitürk ya da beIN Sports var… Spor Toto’dan başka markalar da olabilir.İki büyük markadan da günün koşullarına uygun, gelir kalemini yükselten bir “destek” bekleniyor. Sanırım şöyle bir anlaşma söz konusu: Önce beIN Sports, Süper Lig’in yayıncısı olarak TFF’den elde ettiği isim hakkını başka bir kuruma devredecek. Bu devirin de bir bedeli
Sivas’ta gördük ki Milli Takım, pandemiden olumsuz etkilenmiş… Avrupa Şampiyonası elemelerinde güvenimizi kazanan, göğsümüzü kabartan ve hepimizi coşturan “Bayrak Çocuklar”, Macaristan karşısında hiç de yüksek seviyede bir oyun çıkaramadılar.
İlk yarıda fena halde dökülen istatistiklerimiz vardı… Tek korner atamadık ama, onlar üç kez köşe atışı yaptılar. Biz ilk şutumuzu 39’da Mert Hakan’la attık. Onlar, 3’ü isabetli 9 şut çıkardı. Bireysel olarak pandemiden etkilenmeyen oyuncularımız vardı elbet. Kaleci Uğurcan örneğin… İlk yarıda 3 önemli kurtarış yaptı. Bir de Hakan Çalhanoğlu. Milan’da neyse o!
Sıkıntılı bir oyun izledik ilk 45’de… Savunmada Mert, Merih, Çağlar ve Umut canla başla mücadele ettiler… Macar takımıyla adeta duvar tenisi oynadılar. Savuşturdukları her top sanki mancınıkla atılmış taş gibi yeniden üstlerine geldi.
Oyun merkezinde Kaan ve Mert Hakan, kanatlarda Ahmet Kutucu ve Emre Kılınç, çok gayretliydiler ama, rakip baskısı altında
Türkiye Futbol Federasyonu’nun dünkü genel kurulunda, göze batmayan, çok da tartışılması beklenmeyen Ana Statü değişikliği önerisi, yeterli üçte iki çoğunluk sağlanamadığı için geri çekilmiş.
Kanımca “hayırlı” bir haber bu… Yanlış oyun kurgusu, yanlış asistle yanlış vuruş sonucu topun auta çıktığını düşünüyorum.
Eğri gemi, doğru sefer örneği… Gol de olabilirdi… Neyse ki yanlış hesap Bağdat’tan geri dönmüş.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun hukukla ilgili Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, Hukuk Kurulu, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu’nun yapılanmasıyla ilgili yıllardır süren tartışmalar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin 28 Ocak 2020’de açıklanan kararıyla bilimin ve hukukun kriterlerine göre karara bağlandı. Trabzonspor’un eski futbolcusu Ömer Rıza Kerim ve futbol hakemi Serkan Akal hakkında Tahkim Kurulu’nun verdiği kararların AİHM’nin adil yargılanma hakkının ihlali sayıldığını açıkladı.
AİHM, Tahkim Kurulu üyelerinin
Oğuz Çetin TFF Futbol Gelişim Direktörü oldu. Yardımcısı Rüştü Reçber…
TFF Futbol Gelişim Direktörü olarak çalışan Tolunay Kafkas da U21 ve Genç Milli Takımlar teknik direktörlüğüne getirildi.
Futbolda son zamanlarda alınan kararlara çok şaşırıyorum doğrusu…
Küme düşmenin kaldırılması, MHK Başkanı Zekeriya Alp’in istifası filan derken bu “gelişim” konusu da beni şaşırtan gelişmelerden biri olarak kayıtlara geçti.
Şaşkınlığım, böyle bir dönemde gerçekten özveride bulunarak TFF Başkanlığı gibi zor bir görevi üstlenen Sevgili Başkan Nihat Özdemir’in bildiğim, tanıdığım sportif dünya görüşüyle yönetim kurulundan çıkan kararların birbirine uymaması.
Anlaşılan o ki Özdemir’in görüşleri ile TFF yönetim kurulundaki görüşler zaman zaman taban tabana zıtlaşabiliyor.
O nedenle düne kadar Futbol Gelişim Direktörlüğü’nde sessiz sedasız iyi niyet ve gayretle çalışan Tolunay Kafkas’ın teknik direktörlüğe
Galatasaray Başkanı sevgili Mustafa Cengiz, lafı eğip bükmeden, dolandırmadan, doğrudan ortaya söylüyor:
“Biz, 493 milyon TL harcama limitine sahipsek, iki yıldır tasarrufla bu noktaya geldik. Başkaları sıkıştıysa, paraları ‘Leyla’ya bastığı için’ bu duruma geldiler. Sen paraları bas harca, sonra da gel, ‘param bitti, bana limit artırımı verin’de!”
Bu sözlerin görünen muhatabı Fenerbahçe... Çünkü en çok onlar yakınıyor. Borç yapılandırmasından da şikayetçi olan, yapılandırmanın yeni sorunlar yaratacağını beyan edip yanlış olduğunu söyleyen de Fenerbahçe Başkanı Ali Koç...
Kurumsal olarak bakarsak, Başkan Cengiz’in dediği doğrudur. Fenerbahçe yıllardır “paraları Leyla’ya bas”maktadır.
Peki sadece onlar mı?
Beşiktaş basmadı mı mesela paraları Leyla’ya? Hadi daha doğrudan bir soru: Galatasaray da basmadı mı paraları Leyla’ya?
Paraları Leyla’ya basmak, “şakkıdı-şıkkıdı” eğlence dünyamızda “hovardalık etmek” anlamına geliyor. Bolca para harcamak, hayal ettikleriyle felekten
Mario Balotelli… Spor gündemimizin yeni kahramanı. İtalyanların “Süper Mario” diye alkışladığı, adının geçtiği her yerde renkli, keyifli, ibretli, heyecanlı öykülerin anlatıldığı, inişli çıkışlı kariyer macerasıyla futbol dünyasının merakla izlenen “fenomen” yıldızı.
Balotelli’yi memleket gündemine sokan adam, Mino Raiola… İtalyan menajer, futbolcusunun Manchester City, Liverpool, İnter, Milan ve arada Fransız kulüplerindeki kariyerinin sonunda geçen yıl Serie A’da küme düşen Brescia’daki 6 gollük düşük performansının ardından Balotelli’yi Beşiktaş’a önerdi. Balotelli bugün 30. yaş gününü kutlayacak. İtalya’da Beşiktaşlı yöneticilerle masaya oturacaklar ve olasıdır ki anlaştıkları rakama el sıkışacaklar.
Mino Raiola, Balotelli’nin Çin’e ya da Körfez ülkelerine gitmesini istemiyor. Futbolcusunun, Brescia’dan ayrılıp Türkiye’ye gelerek Beşiktaş gibi büyük bir kulüpte oynamasının bir tür kariyer sıçraması olacağına inanıyor.