Süper Lig, bir yandan santrfor satışlarıyla göz kamaştırırken, bir yandan da uluslararası çapta büyük yıldızları ve golcüleri Türkiye’ye getirmek için olağanüstü çaba sarf ediyor.Süper Lig, bir yandan santrfor satışlarıyla göz kamaştırırken, bir yandan da uluslararası çapta büyük yıldızları ve golcüleri Türkiye’ye getirmek için olağanüstü çaba sarf ediyor.Vedat Muriç, Burak Yılmaz, artık Trabzon’dan ayrılması beklenen Alexander Sörloth sezonun en önemli ihraç kalemleri oldu. Gidenlerin yerine alınacak oyuncular için bir süre yoklamalar yapıldı. Beşiktaş’ın Balotelli ile masaya oturması beklendi, Sergen Yalçın veto etti. Şimdi Kaliniç gündemi var. Trabzonspor da arayışta.Peki, Fenerbahçe ne yapacak?Mandzukiç’le başlayan arayışlar ve dedikodular geride kalırken ön plana çıkan santrfor Edinson Roberto Cavani Gomez… Kısaca Uruguaylı gol makinası Cavani.Paris St.Germain’de sözleşmesi sona eren Cavani, geçen sezonun ortalarında Haziran 2020’de bitecek sözleşmesinden sonra futbola devam edip etmeyeceğini bilmediğini, emekliliği ciddi olarak düşündüğünü açıkladı. Cavani’nin Barcelona’daki arkadaşı Luiz Suarez de temas kurarak Katalan takımına bizzat geçmek istediği, bu arada Atletico Madrid kulübünün de kendisine teklif hazırladığı anlatılıyor.Ancak Fenerbahçe’de heyecan sürüyor. Öğrendiğimiz kadarıyla Fenerbahçe çok hazırlıklı. Vedat Muriç’le 17.5 milyon Euro gelir elde ederek bir ölçüde finansal rahatlık sağlayan, bankalarla anlaşan Sarı-Lacivertliler, 33 yaşındaki Uruguaylı’yı futbola döndürmek için kesenin ağzını açmak durumunda. Galatasaray’daki Falcao örneğinden yola çıkarsak, Fenerbahçe’nin de bonuslarıyla birlikte en az 7 milyon Euroluk bir maliyetle karşı karşıya kalabileceğini görebiliriz. FFP ilkeleri ve harcanma limitlerine göre zor bir iş. Ancak Ali Koç ve çevresinin bazı operasyonlarla bu transferi gerçekleştirmesi mümkün. Olursa ne olur? Paris St.Germain’in kulüp tarihinde 200 gole ulaşan ilk futbolcu Cavani’dir. Uruguay Milli Takımı’nda da Barcelona’lı Luis Suarez (55)’den sonra en çok gol atan (50) ikinci futbolcudur. Cavani’nin Neymar ve Mbappe ile zaman zaman takım içi rekabetten ve maç sırasındaki ilişkilerinden rahatsız olduğu bilinse de huysuz ve geçimsiz olmadığı söylenebilir. Ben onu 1978’in Arjantinli golcüsü Mario Kempes’e de benzetirim. Fenerbahçe’de oynarsa 20 golü aşabilir. Cavani’nin Fenerbahçe forması giymesi, Kadıköy’de büyük heyecan yaratır. Taraftarı coşturur. İkna edilebilirse, hem Fenerbahçe’nin hem de Süper Lig’in marka değerine katkı sağlayabilir. Elbette o marka değerlerini geliştirmek için yapılacak çok şey var ama, Cavani, Fenerbahçe ve Süper Lig’i bir adım da olsa ileri taşıyabilir. Gerisini Muslera düşünsün, derim...İnşallah Galatasaray kalesine döndüğü zaman vatandaşıyla buluşur, zor maçlara çıkar, biz de keyifle izleriz. Olursa tabii!
Bana santrfor söyle
Ligin ilk haftasında hiç beraberlik yok. 10 maçta 30 gol gördük. Kaleler hiç boş kalmadı. Maç başına gol ortalaması 3… Hollanda Eredivise’yi bile kıskandıracak bir sayı bu.
Altı penaltı, bu yıl hakemlerin ve VAR’ın çok can yakacağını gösteriyor. Kalecilerin ekstra çalışma yapması gerekir (atıcılar ve sen de Caner).
Golcülere bakarsak… 30 golün ancak 12’sini yerli futbolcularımız atmış. Erzurumspor’un 29 yaşındaki golcüsü Oltan geç kalmış bir santrfor galiba. Yine de onun iki kafa golünü alkışladım. Bizim golcülerin çoğu santrfor değil. Cenk Tosun, Burak Yılmaz, Enes Ünal’ı Avrupa’ya gönderirken, ülkede bir santrfor kıtlığı olduğunu da söyleyelim. Topu yabancılara verirken gerçeği göz ardı ediyoruz.
Genç Milli Takımlar Teknik Direktörü Tolunay Kafkas, “Acilen akademi modeline geçerek gündelik menfaatten hakikate, emeğe ve çabaya dönmeliyiz” diyor.
Asıl sıkıntı, elimizde sadece 2 genç santrfor var: Umduğumuz gelişmenin gerisinde kalan Beşiktaşlı Güven Yalçın ve Hollanda’da yetişip İngiltere Championship’te Brentfort kadrosunda forma şansı bulamayan Halil İbrahim Dervişoğlu.
Peki bu işin sonu nereye varacak? Böyle giderse top hep auta çıkacak!.
Orda kızlar var, uzakta
Kadın futbolumuz nerede, diye sordum… Yanıt Slovenya’dan geldi. Üç gün sonra Avrupa Şampiyonası elemelerinde Slovenya ile maç yapacak A Milli Takımımız, deplasmanda kamptaydı.Kadın futbolumuz nerede, diye sordum… Yanıt Slovenya’dan geldi. Üç gün sonra Avrupa Şampiyonası elemelerinde Slovenya ile maç yapacak A Milli Takımımız, deplasmanda kamptaydı.Kadın Milli Takımlarında bu yıl bir yenilik yapıldı ve tüm birimlerin başına kadın antrenörler getirildi. A Milli Takım’ın teknik direktörü Necla Güngör Kırağası, Birinci, İkinci ve Üçüncü liglerin oluşturulduğunu açıkladı. 1.Lig’de 16, 2.Lig’de 31 takım yer alacak. Bölgesel planlanan 3.Lig için en az 60 kayıt bekleniyor. Kadın futbolunun en büyük engeli pandemi. O nedenle ligler bir türlü başlayamıyor.Necla Hocam, lige sponsorların da ilgi gösterdiğini açıklıyor. Geçmişte gençlerde olduğu gibi Süper Lig’e paralel kadın takımlarının da erkeklerden önce aynı statlarda mücadele etmesi halinde gelişmenin hızlanacağını söylüyorum. Eleme grubunda Slovenya, Hollanda, Rusya, Estonya, Kosova ve Türkiye yer alıyor. 1 puanla grup sonuncusuyuz. Yine de yoğun bir çalışma var. A Milli Takım kadrosunda orta saha Ebru Topçu ve solaçık Berivan İçen yıldız adaylarımız…Kızlarımızdan umutluyuz. TFF çalışıyor… Enseyi karartmayalım… Kadın takımlarımızı yalnız bırakmayalım.
Göztepe’ye alkışlarla
70’li yıllarda Türkiye’nin en iyi futbol oynayan takımıydı Göztepe. Sonra üzücü maceralar yaşadı, amatöre kadar geriledi… Dönüşü muhteşem oldu. Bir vefa örneğiyle Gürsel Aksel adını koydukları yeni statta performansları da gelişti. Ligin açılışını Denizlispor’a karşı (5-1)’le yaptılar. O beş golün ikisini stoperler (Alpaslan, Atınç), üçünü de orta alanın hücumcuları (Halil, Mossoro, Tripic) attı. Sol kanatta oynayan sol ayaklı Tripic’in sağıyla attığı gole de dikkatinizi çekerim.. En güzeli: sahaya çıkan 11’in 8’i yerli futbolculardı. Başkan Mehmet Sepil’i, İlhan Palut hocamızı ve tüm takımı kutluyorum. Alkışlarla!