Çirkin tezgaha davetiye

20 Temmuz 1998

       ÜNİVERSİTEYE girişin gerçekte bir tek yolu var gibi görünse de, aslında bin değişik yolu, yöntemi bulunuyor.
       Şu günlerde tüm üniversiteli gençlerin ilgi alanında bulunan yatay ve dikey geçiş cambazlığı da bu yollardan biri...
       Temmuz ve ağustos aylarında gerçekleştirilen üniversitelerarası öğrenci transferi, kağıt üzerinde sıkı kurallara bağlı. Oysa uygulama da, tam bir rezalet yumağı...
       Aynı okuldan mezun olduğunuz çok başarısız bir arkadaşınızı, 4 ay, bilemediniz 1 yıl sonra sizinle aynı sıraları paylaşıyor görürseniz hiç şaşırmayın!
       Yatay ve dikey geçiş rezaleti, önce Anadolu liseleri ve kolejlerde yaşandı. Sınavlarda başarılı olamayan öğrenciler, önce sıfır puanlı öğrencilerin bile alındığı okullara kaydedildiler. Ardından da Türkiye'nin en iyi okullarına yatay ve dikey geçiş yaptılar.
       Bu çirkin yöntemi gerçekleştirenler arasında kimler yok ki! İşadamından politikacısına, Milli Eğitim Bakanı'ndan "bir defadan ne olur" diyen Cumhurbaşkanı'na kadar

Yazının Devamı

En kötü karar kararsızlıktan iyidir

17 Temmuz 1998

       Bir ara kamuoyuyla ilişkileri düzelir gibi olan Milli Eğitim Bakanlığı yeniden içine kapandı. Milyonlarca aile ağızlarından çıkacak bir çift söze göre yaşamlarına yön verecekken, onlar daha önce olduğu gibi yine suskunluğu tercih ediyor...
       Geçen yaz, gecikmeli kararlar ve bazı konulardaki anlamsız inadları yüzünden yüzbinlerce aile perişan oldu. Bu yaz da değişen birşey yok. Bakanlık, sanki üzerine ölü toprağı serpilmişçesine derin bir uykuda...
       Açıklama beklenen konuları tek tek ele alalım:
       Örneğin üniversiteye girişteki yeni düzenlemeler. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'na önemli görevler düşüyor. Önemli mağduriyetler söz konusu. Öğretmen yetersizliği nedeniyle istediği alanda değil de, mecbur kılanan alanda öğrenim gören adayların durumu ne olacak? Alan puanından yararlanamamanın sorumluluğunu kim üstlenecek? Hadi mezunlar için zaman geçti. Hiç olmazsa geride kalanlar kurtarılamaz mı? Bir defaya mahsus olmak üzere lise 3 öğrencileri için alan değiştirme serbestisi tanınamaz mı?..
       İkinci

Yazının Devamı

Her şeyin başı sağlık

16 Temmuz 1998

       SON günlerde sık sık hastanedeyiz. Hastanelerden birinde kayınpeder yaşam mücadelesi verirken diğerinde Fikret yoğun bakım şokundan kurtulmaya çalışıyordu. Zor günler geçirdik. Ama artık hepsi geride kaldı. Her ikisi de hızla sağlığına kavuşuyor...
       Son 10 günde, insan hayatının pamuk ipliği gibi her an kopmaya hazır olduğunu yaşadık, gördük. Geçirdiğimiz trafik kazasının şokunu atmadan kayınpederin astımdan komaya girişi ve Fikret'in akıl almaz eskort faciası...
       Her üç olayı da geriye dönüp biraz irdelediğimizde alınacak öylesine çok ders var ki!..
       Örneğin bizim kaza. Karayolları ve belediye, üzerlerine düşen görevi yerine getirip Aliağa'ya girişte gerekli levhalandırma ve ışıklandırmayı yaptırsaydı, bizim kaza olmazdı. Başbakan'ın Makedonyalı eskortları, tıpkı bizim eskortlar gibi kazaya davet çıkartacak şuursuzca hareketlerden kaçınsalardı Fikret onca acıyı çekmezdi...
       Olanlar olup bittikten sonra, polis - hastane - sigorta üçgeninde yaşananlar ise "Allah yokluklarını hissettirmesin ama

Yazının Devamı

Güneydoğu'yu unutmadık

15 Temmuz 1998

       GÜNEYDOĞU'da aylarca sürdürdüğümüz inceleme gezilerinin ardından hizmet kervanı için hazırlıklar devam ediyor.
       Ağustos ve eylül ayları, Güneydoğu için kalplerin attığı yeni bir dönem olacak. Diyarbakır'daki güzel sanatlar lisesinin ardından, Hakkari'de özürlüler okulu, Şırnak'ta anaokulu ve kreşler, Siirt'te, Batman'da ve daha birçok ilimizde eğitim parkları, gençlik merkezleri açılacak...
      Haydi Güneydoğu'ya sloganıyla başlattığımız hizmet seferberliğinin en önemli ayağını eğitim yatırımları oluşturuyor. Sezen Aksu'nun 100 milyar lira değerindeki evini bağışlamasıyla başlayan destek kampanyası çığ gibi büyüyor. Dün bu amaçla gerçekleştirilen toplantılardan birinde ileriye yönelik çok önemli kararlar alındı.
       İşte Haydi Güneydoğu'ya kampanyasına mali destek sağlayan hizmet yarışlarından biri:
       20/29 Ağustos tarihleri arasında 10 gün, Türkiye'nin en ünlü sanatçıları Açıkhava Tiyatrosu'nda Güneydoğu için sahneye çıkacaklar. Bazen tek başına, bazen ikili, üçlü bazen de hep birlikte...
  &nbs

Yazının Devamı

Yalış üstüne yanlış

14 Temmuz 1998

       ÖĞRENCİ sorunlarına bir dokun bin ah işit. Yazdıkça yeni sorunlar geliyor.
       2'yle sınıf geçilen bir ortamda 1.98'le öğrenciyi sınıfta bırakmak, hangi vicdana sığar derken, önümüze çok daha ilginç vakalar geliyor.
       Evet, 2'yle sınıf geçilen bir ortamda 3.37'yle, 4.17'yle sınıfta kalanlar var. Hem de tek dersten.
       Uyguluma üç yıl önce başlamıştı. Saçmalığı anlaşılmış ve kaldırılmıştı. Görebildiğimiz kadarıyla yeniden hortlatıldı. Zaten öğrencinin lehine olsa kesinlikle geri getirilmezdi. Ama öğrenci aleyhine bir şey oldu mu ne yapıp, edip bir yolunu bulup yanlışta ısrara devam ediyorlar.
       Olay şu: Lise 1'de tek ders de olsa Edebiyat'tan kalan, sınıfta kalıyor. Yani diğer tüm dersler 5 üzerinden 5 olsa da, Edebiyat'ı 1.99'sa öğrenci sınıfta kalıyor. Amaç anadilin iyi öğrenilmesiymiş.       Bu konunun tartışmaları, geçmişte, uzun süre, çeşitli yönleriyle yapıldı ve uygulamadan vazgeçildi. Şimdi pişirip, pişirip yeniden öğrencilerin canını yakmak ne kadar

Yazının Devamı

Dershaneler?

13 Temmuz 1998

       EĞİTİM dünyasında, şu günlerde en yoğun tartışılan konuların başında dershaneler geliyor.
       Yeni üniversiteye giriş sisteminden sonra da, eskiden olduğu gibi yine ilgi görmeye devam mı edecekler, yoksa iddia edildiği gibi yok olup gidecekler mi?..
       YÖK, ÖSYM ve Milli Eğitim çevreleri, öğrencilerin artık dershane, öğretmen ve test kitaplarına trilyonlarca lira akıtmalarına hiç gerek kalmadığı görüşündeler. Onlara göre, "lisede başarılı olmak, sınavda verilen bilgileri dikkatli okuyup, doğru yorumlayabilmek ve iyi bir tercih sıralaması yapmak" üniversiteyi kazanabilmek için yeterli. Dershane, özel öğretmen, test kitapları ve dergiler, zaman ve para kaybından başka bir şey değil...
       Madalyonun öbür yüzündeki dershaneci, yayıncı ve bu işin kaymağını yiyen özel ders vericilere göre ise yeni sınav sisteminde de değişen bir şey olmayacak. Hatta; öğrenci akışı, eskisinden daha fazla gerçekleşecek. 1.5 milyon başvuru, 250 bin kontenjan olduğu sürece bu çılgınca yarış hep devam edecek ve doğru adreste hep dershaneler olacak.
   &n

Yazının Devamı

Ek sınav, ek kurul

11 Temmuz 1998

       MİLLİ Eğitim Bakanlığı'nda yanlışa "dur" diyecek tek bir Allah'ın kulu yok mu? Haydi onlar duyarsız, TBMM'de mağdur öğrenci ve velilerin sorunlarını dinleyecek, onlara çözüm getirecek bir tek siyasi partide mi yok?..
       Bu satırları okurken, "Onlar ne zaman eğitim sorunlarına karşı duyarlıydılar ki, şimdi duyarsızlaştı" diyenleriniz çıkabilir. Haklı, hem de çok haklılar.
       Peki "baba"lığı hiç kimseye bırakmayan, Türkiye'nin neresinde en ufak bir sorun olsa, benim haberim olur diyen en büyük baba nerede? O da, söz konusu eğitim olunca ortalar yok. Hani bütün çocuklar onun çocuğuydu!
       Şu anda on binlerce öğrenci ve aile perişan. Çoğu ya sınıf tekrarı yapacak ya da okuldan atıldı. Kabahatli sadece onlar mı? Kesinlikle hayır. Asıl kabahat sistemin ama, ortalıkta onu sorgulayacak, yanlışa dur diyecek kimse yok.
       Örneğin liseleri ele alalım. Birkaç yıl öncesine kadar eylülde bütünleme sınavları vardı. Bütünlemeye kalan yaz tatilini zehir edercesine geceli gündüzlü çalışır, eylülde sınavlara girerek bir üst

Yazının Devamı

ÖSYS 2 Mayıs'ta

10 Temmuz 1998

       ÜNİVERSİTEYE girişte uygulanacak yeni sınav sistemiyle ilgili en son ayrıntılar da netleşmeye başladı. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (ÖSYS) ismini taşıyacak olan tek sınav 2 Mayıs'ta gerçekleştirilecek ve sonuçlar 12 Temmuz'da açıklanacak. 21/28 Temmuz tarihleri arasında ise tercihler alınacak. Kimin hangi fakülteyi kazandığı da 15 Ağustos'ta açıklanacak. Kayıtlar eylül başında, boş kalan kontenjanlar için ek yerleştirmeler ise eylülün ikinci yarısında yapılacak...
       Evet sınav takvimi böyle. İçeriğe gelince: O konuda da net bilgiler var. Bugüne kadar yapılan ÖSS'nin bir benzeri olacak sınavda, bilgiyi ölçen sorulardan çok, verilen bilgiyi kullanmaya, yorumlamaya, kıyaslamaya yönelik sorulara ağırlık verilecek. Sınavda Türkçe, Matematik, Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler'den 45'er olmak üzere 180 soru sorulacak.
      Sözel (SÖZ), Sayısal (SAY) ve Eşit Ağırlıklı (EA) olmak üzere üç türlü puan verilecek ve tüm fakülte ve yüksek okullara bu üç puan türüne göre öğrenci alınacak. Örneğin mühendislikler ve tıp Sayısal puanla öğrenci alırken, hukuk ve kamu yönetimine girişte

Yazının Devamı