24.02.2020 - 14:32 | Son Güncellenme:
İhsan Dindar - milliyet.com.tr
Yanılmıyorsam İstanbul’daki ile konseriniz. Nasıl hissediyorsunuz?
Evet, İstanbul’a ilk gelişim. Heyecan verici! Grup üyeleriyle birlikte şehri gezmek için zamanımız olacak. Bunun için sabırsızlanıyorum.
Sizin açınızdan Fairmont Dünya Turu nasıl gidiyor?
Harika gidiyor! Turumuz süresince ziyaret edeceğimiz şehirler konusunda heyecan duyuyorum. Bu tura katılmak üzere seçilmiş olmak benim için bir onur ve bu projenin parçası olduğum için minnettarım.
Üç stüdyo albümün var. Geleceğe dair planlarından bahseder misin?
Mayıs’ta dördüncü albümüm çıkıyor. Hayli zaman ayırdığım ve üzerinde çalıştığım bir albüm oldu. Bu albümü hazırlamış olmaktan ötürü gururluyum ve herkesle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Bir caz müzisyeni olarak Montreaux Caz Festivali senin için ne ifade ediyor?
Kendimi gerçek anlamda bir caz müzisyeni olarak gördüğümü söyleyemem ama soul, R&B, folk ve cazdan ilham aldığım doğrudur. Bir müzisyen olarak Montreaux benim hayalimdi. Daha küçük yaşlardan itibaren sevdiğim sanatçıların festival performanslarını izler ve bir gün o sahnede olabilmeyi hayal ederdim. Dürüst olmak gerekirse geçen yıl festivalde sahne aldığıma hâlâ inanamıyorum. Şimdi de Montreux sayesinde bu turda olmak çılgınca.
Müzik trendleri günümüzde sürekli bir değişim içerisinde ve caz da buna dahil. Genç bir müzisyen olarak bu değişimler hakkında ne düşünüyorsun?
Sanıyorum her şey sürekli bir değişim içinde ve bizim bununla ilgili yapabilecek pek de bir şeyimiz yok. Ancak şundan eminim ki, müzik her zaman var olmaya devam edecek. Marvin Gaye ile ilk tanıştığımda 15 yaşındaydım. Benim jenerasyonumun müziği olmamasına rağmen elime bir gitar alıp çalmam konusunda bana ilham verdi.
ihsan.dindar@milliyet.com.tr