26.01.2025 - 07:14 | Son Güncellenme:
Derleyen: Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Her şey Robert W. Kearns’ın, ailesiyle yağmurlu havada yaptığı bir yolculuk sırasında başladı. Aracın sileceklerinin sürekli çalıştığını fark eden Amerikalı mühendis, bu konu üzerine düşünmeye başladı. Çünkü o güne kadar kimseye anormal gelmeyen bu durum, Robert’ın dikkatini çekti. Silecekler, yağmur hızlı da yağsa yavaş da yağsa sürekli aynı hızda çalışıyordu. Mühendislik tecrübesiyle bu soruna yaklaşan Robert, otomatik silecek mekanizması hayali kurdu. Kafasındaki sistemin farklı zaman sabitleri yaratacak elektriksel devreler gerektirdiğini düşünen yetenekli adam, oluşturduğu farklı direnç-kondansatör kombinasyonlarıyla, hedeflediği farklı zaman sabitlerini elde etti.Bu icadını silecek motorlarıyla birleştirdikten hemen sonra da bugün kullandığımız seviyeli çalışan sileceklerin ilk prototipi üretilmiş oldu.
PATENTİNİ ALDI, FORD PEŞİNE DÜŞTÜ
Silecekler üstüne düşünmeye başlayan ve mühendis zekâsı devreye girince otomatik sileceklerin fitili ateşleyen Robert Kearns, icadının patentini 1 Aralık 1964'te aldı. Patenti aldı ancak gelecekte yaşayacağı kötü olayların da başlangıcının bu patent olduğundan haberi yoktu. Fikri otomobil devi Ford'a kadar ulaştı ancak hiç ulaşmasa her şey daha iyi olacaktı. Çünkü Kearns kendini, yıllar boyu sürecek bir mücadelenin içinde buldu.
Mucit adam, icadını tanıtmak için otomotiv devi Ford’dan bir randevu aldı. Ford yetkilileri, Robert’ın icadından çok etkilendi. Amerikalı mühendis, icat ettiği sistemin her detayını yetkililere anlattıktan sonra Ford yetkilileri sistemi satın almak istediler. Robert, icadının ne kadar büyük olduğunun farkındaydı. Bu yüzden onu kendi üretmek istediğini söyledi. Ford, satışlardan pay almak şartıyla bu fikre sıcak baktı ve iki taraf anlaşmaya vardı.
HAYATININ ŞOKUNU YAŞADI
Robert, üretim için pek çok kredi çekti ve hemen çalışmalara başladı. Bir süre sonra Ford, Robert’ın randevu taleplerini kabul etmediği gibi iletişimi de kesti. Mucidin diretmesi sonucu Ford, yaptıkları anlaşmadan vazgeçtiklerini ve artık bu sileceklerle ilgilenmediklerini söyledi. Büyük bir hayal kırıklığına uğrayan Robert, bu konuda çalışmalarını durdurmak zorunda kaldı. Ne yazık ki her şey, sıkça gördüğümüz o başarısızlık hikâyelerine benziyordu. Yaşananlardan 18 ay sonra, Ford’un düzenlediği bir otomobil fuarına katılan Robert, burada hayatının şokunu yaşadı.
İCADINI FORD STANDINDA GÖRDÜ
Çünkü aylar önce yetkililer tarafından reddedilen icadı, fuarda sergilenen Ford'un yeni otomobiline eklenmişti. Gördükleri karşısında yıkılan Robert, tam olay çıkarmak üzereyken fuarın korumaları tarafından dışarı çıkarıldı. Söz konusu bu durumu görüşmek için Ford'un yetkilileriyle bir görüşme ayarlayan Robert, ertesi gün şirketin binasına gitti. Ancak Ford yetkilileri, hiçbir şekilde Robert’ın tasarımını kullanmadıklarını, kendi geliştirdikleri bir dizaynla aynı sistemi kurduklarını söylediler. Bunun yanı sıra yetenekli adamın, icadının yeni bir şey sunmadığını, daha önce icat edilmiş olan dirençlerle yine daha önce icat edilmiş kondansatörleri birbirine bağladığını söylediler.
FORD’A AÇTIĞI DAVA 12 YIL SÜRDÜ
Sonrasında Robert için yıllar süren bir mücadele başladı. Çünkü mucit adam, elindeki patentle hemen mahkemeye başvurdu ve Ford’a patent ihlali davası açtı. Ancak hesaba katmadığı bir şey vardı. Robert tek başınaydı fakat Ford’un bir avukat ordusu vardı. Bu nedenle Ford’a açtığı dava tam 12 yıl sürdü. Ancak dava sürerken Robert’ı bekleyen kötü bir sürpriz daha vardı. Araba üreticisi Chrysler da Robert’ın tasarımını arabalarında izinsiz olarak kullanmaya başlamıştı. Amerikalı mucit, Chrysler’a da patent davası açtı ve bu dava da tam 10 yıl sürdü. Robert, yıllar süren hukuk mücadelesi sırasında dava masrafları, çektiği krediler ve diğer borçlarını ödeyemediği için büyük sıkıntılar çekti.
1990 yılında sonuçlanan Ford davasında, mahkeme Ford’un patenti ihlal ettiği fakat bunun kasıtlı olmadığı kararına vardı. Jüri, tazminat konusunda başta anlaşamadı, sonrasında Ford’un Robert’a 6.3 milyon dolar tazminat ödemesine karar verdi fakat yargıç tazminatı çok bularak 5.2 milyon dolara düşürdü.
ROBERT, SAVUNMASIYLA DAVAYI LEHİNE ÇEVİRDİ
Son duruşmada Ford, yargıca 'kondansatörü ve direnci Robert’ın icat etmediğini ve bu yüzden patentin geçersiz sayılması gerektiğini' bildirdi. Davaya Charles Dickens’ın 'İki Şehrin Hikâyesi' kitabıyla gelen Robert, savunma sırası kendine gelince kitabı yargıca verdi ve okumasını istedi. Yargıç, kitabı lisede okuduğunu söyledikten sonra Robert kitabı sevip sevmediğini sordu. Yargıç ise kitabı beğendiğini dile getirdi. Ardından Robert, davayı sonlandıracak o harika sözleri söyledi:
“Sizin de beğendiğiniz bu kitapta, daha önce kullanılmamış hiçbir sözcük yok. Fakat bu hikâyeyi Charles Dickens’tan başka kimse böyle yazamadı. Dickens, elindeki araçları kullanarak yeni bir şey yaptı. Tıpkı mucitler gibi.”
YAŞADIKLARINA DAYANAMADI, BEYİN KANSERİ OLDU
Dünyanın en etkileyici savunmalarından birini yapan Robert’ın bu savunması, davanın lehine sonuçlanmasını sağladı. Dava sonunda açıklama yapan Robert, paranın önemli olmadığını, haklarını korumak için yıllar süren hukuk mücadelesine devam ettiğini söyledi. Fakat bu mücadele Robert’ı çok yordu ve beyin tümörüne yakalanmasına neden oldu. En güzel yıllarını hakkının peşinde koşmak için harcayan Robert, aslında onur mücadelesini kazandı ancak haklı olmasına rağmen hayatında birçok şeyi kaybetti. Bunlardan en önemlisi de sağlığıydı. Yaşadığı haksızlığa daha fazla dayanamayan Robert, 2005 yılında beyin kanserinden dolayı yaşamını yitirdi. Kearns'ün mücadele dolu hayatı 'Zeka Pırıltısı (Flash Of Genius)' filmine ilham oldu.