28.03.2022 - 16:35 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Putin bir muamma ama aynı zamanda en çok tanınan kamusal figürlerden. Ukrayna'daki kumarının perspektifinden bakıldığında, Batı'nın neredeyse her hareketini Rusya'ya ve belki de kendisine karşı hafife alan bir adamın resmi ortaya çıkıyor. Şikayetler yıldan yıla çoğaldıkça, Putin'le Rusya arasındaki ayrım kaybolmaya başladı. Putin'in kendisi devlet oldu, Rusya ile birleşti.
İMPARATORLUĞUN KÜLLERİNDEN
Putin'le birkaç kez görüşen ABD eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice, "Batı'nın Putin için cazibesi, esas olarak büyük bir Rusya inşa etmek için Batı'yı araç olarak görmesiydi" dedi. “Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Ana Rusya dışında kalan 25 milyon Rus'a her zaman takıntılıydı. Bunu tekrar tekrar gündeme getirdi. Bu yüzden ona göre Sovyet imparatorluğunun sonu 20. yüzyılın en büyük felaketiydi.”
BATI'NIN RUSYA'YA YARDIMINI KABULLENEMEDİ
1993'te dönemin lideri Boris Yeltsin, bir isyanı bastırmak için Parlamento'nun bombalanmasını emretti; 147 kişi öldürüldü. Batı, Rusya'ya insani yardım sağlamaya başladı. Ekonomik çöküş o kadar korkunç, aşırı yoksulluk o kadar yaygındı ki, büyük sanayi dalları yeni ortaya çıkan bir oligark sınıfına yok pahasına satıldı. Bütün bunlar, Putin için birer aşağılamaydı ve kaosu temsil ediyordu. Putin, Batı'nın Rusya'ya yardım etmesini hazmedememişti.
Almanya'nın eski Şansölyesi Angela Merkel'in baş diplomatik danışmanı olan Christoph Heusgen, “Rusya'da yaşananlardan ve Batı'nın yardım etmesi gerektiği fikrinden nefret etti” dedi. Putin'in 2000 başkanlık kampanyası için ilk siyasi manifestosu tamamen Batı'nın, devletin gücünü serbest piyasaya aktarma çabalarını engellemekle ilgiliydi. Rus lider şu ifadeleri kullandı:
"Ruslar için güçlü bir devlet, aleyhine savaşılacak bir anormallik değildir. Aksine, düzenin kaynağı ve garantörü, herhangi bir değişimin başlatıcısı ve ana itici gücüdür.”
YENİ DÜZENİ REDDEDEN OLİGARKLAR 'SİLİNDİ'
Ancak Putin, Marksist değildi. Hem Rusya'da hem de 1985 ve 1990 yılları arasında KGB ajanı olarak görev yaptığı Doğu Almanya'da, merkezi bir planlı ekonominin yarattığı felaketi görmüştü. Yeni başkan, mutlak sadakat gösterdikleri sürece, serbest piyasa ve ahbap-çavuş kapitalizminin yarattığı oligarklarla beraber çalışacaktı. Bunu reddeden oligarklar ise silinecekti.
BİR OTORİTERİN YÜKSELİŞİ
Daha sonra Putin vites yükseltti. Bağımsız medyayı sıkıştırmaya başladı, Çeçenistan'ın başkenti Grozni'nin yerle bir edilmesini içeren acımasız bir savaş yürüttü; ve siloviki olarak bilinen güvenlik görevlilerini kendi yönetiminde öne ve merkeze yerleştirdi. Yöntemleri sorulduğunda başkan, Amerika'nın herhangi bir ahlaki konuda ahkam kesemeyeceğini öne sürerek sert bir tavır takındı:
“Rusya'da bir atasözü vardır. Yüzün eğriyse aynayı eleştiremezsin."
'ZAYIFLARIN DÖVÜLDÜĞÜNÜ' HENÜZ ERKEN YAŞLARINDA ÖĞRENDİ
1952'de o zamanlar Leningrad olarak adlandırılan şehirde dünyaya gelen Putin, Sovyetlerin Nazi Almanyası ile yaptığı ve Ruslar tarafından Büyük Vatanseverlik Savaşı olarak bilinen savaşın gölgesinde büyüdü. Babası ağır yaralandı, bir ağabeyi 872 günlük acımasız Alman kuşatması sırasında öldü ve bir büyükbabası Stalin için aşçı olarak çalıştı. Kızıl Ordu'nun Nazizm'i yenmek için yaptığı muazzam fedakarlıklar, kendi kuşağından pek çok Rus için olduğu gibi, mütevazı ailesi için de soyut değil elle tutulur şeylerdi. Putin, kendi deyimiyle 'zayıfların dövüldüğünü' genç yaşta öğrendi.
PUTİN'E GÖRE BATILILAR KEYİF DÜŞKÜNÜYDÜ
Büyükanne ve büyükbabalarının hepsi Rus olan Eltchaninoff, “Batı, ondaki Sovyet mitinin gücünü, askeri fedakarlığı ve intikam duygusunu yeterince dikkate almadı. Putin, Rus insanının bir fikir için kendini feda etmeye hazır olduğuna derinden inanıyor, oysa Batılılar başarı ve rahatlığı seviyor" ifadelerini kullandı.
'ORTA SINIF TÜRKİYE'DE TATİL YAPABİLMEYE BAŞLADI'
Putin'in başkanlığının ilk sekiz yılında ekonomi dörtnala ilerledi, ülkeye yabancı yatırımlar yağdı. Carnegie Moskova Merkezi'nin kıdemli bir üyesi olan Alexander Gabuev, “Rus tarihinde eşi benzeri olmayan bir refah ve özgürlük düzeyiyle, belki de ülkenin tarihindeki en mutlu zamandı” dedi. Ukrayna'daki savaşın başlamasından bu yana binlerce liberal Rus gibi İstanbul'a kaçan Gabuev şöyle devam etti:
“Çok fazla yolsuzluk ve servet yoğunlaşması vardı, aynı zamanda birçok sektör yükseliyordu. Ve unutmayın, 1990'larda herkes bir kilise faresi kadar fakirdi. Artık orta sınıf Türkiye'de veya Vietnam'da tatil yapabilmeye başladı."
PUTİN'İN EN BÜYÜK PİŞMANLIĞI
Putin için sorun, bir ekonomiyi çeşitlendirmek için gerekli olan hukukun üstünlüğünün önemini göz ardı etmesiydi. Petersburg Üniversitesi'nde hukuk okuyan Putin, yasal incelikleri hor görmeye başladı. Gabuev, “Petrol, gaz, diğer doğal kaynaklar ve insanları mutlu etmeye yetecek kadar zenginliğin yeniden dağıtılmasıyla ülkeyi yönetebilecekken, neden gücü paylaşsın?” dedi.
Putin'in daha sonra Batı ile yakaladığı ekonomik işbirliği ilişkisi, NATO'yla yaşanan sorunlar nedeniyle çatışmalı bir hal almaya başladı. Bir keresinde Merkel tarafından kendisine hayatının en büyük hatasının ne olduğu sorulduğunda, Rusya Devlet Başkanı “Size güvenmek" yanıtını verdi. Putin, Batı kültürüne meydan okurken şaka yapmıyordu. Bu tavrı aşırı sağ partiler arasında kendi desteğini artırmasını sağladı. Otokratik milliyetçilik, Rus liderin 2019'da “modası geçmiş” olarak nitelendirdiği demokrasiye meydan okuyarak çekiciliğini yeniden kazanmaya başladı.
'DUYGULARINI KONTROL EDEMİYOR, TERS GİDEN BİR ŞEYLER VAR'
Düşünülemez olan gerçekleşebilir. Rusya'nın Ukrayna'da tercih ettiği savaş bunun kanıtı. Fransa'nın eski Moskova büyükelçisi Sylvie Bermann, "Bir şeyler oldu. Putin artık daha önce görmediğimiz tipte bir öfke ve hiddetle konuşuyor" dedi. ABD'nin eski bakanı Rice da benzer noktalara dikkat çekti:
"Kesinlikle farklı bir durum var. Duygularını kontrol edemiyor. Yolunda gitmeyen bir şeyler var."
'PUTİN'İN SON HAMLESİ'
Peki, Ukrayna işgali neden şimdi? Putin'in çoktandır vardığı sonuca göre Batı, zayıftı, bölünmüştü, çökmüştü, özel tüketime ve keyfe teslim olmuştu. Almanya'nın yeni bir lideri, Fransa'nın da yaklaşan bir seçimi vardı. Çin ile ortaklık sağlamlaştırıldı. Zayıf istihbarat, Rus birliklerinin en azından doğu Ukrayna'nın geniş kesimlerinde kurtarıcılar olarak karşılanacağına Putin'i ikna etti. Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu eski başkanı Norbert Röttgen, "“Bence bu noktada Putin ya kazanacak, ya da tamamen bitecek, ya politik olarak ya da fiziksel olarak." dedi.