Ünlü senarist Feride Çiçekoğlu, senaryo yazmak isteyen gençler için bir kitap kaleme aldı. Kitabını, “Asıl iletişim kurmayı bildikleri alanda gençlere hikâye anlatma konusunda ufuk açabilmek için” yazdığını belirten Çiçekoğlu ile konuştuk
“Uçurtmayı Vurmasınlar”, “Umuda Yolculuk”, “Suyun Öte Yanı” gibi Türk sinemasına damga vuran filmlerin senaryolarıyla tanınan senarist ve yazar Feride Çiçekoğlu’nun, sinemaya meraklı 12 yaş üzeri gençler için yazdığı “Bir Senaryo Yazalım” kitabı, Mundi Çocuk’tan çıktı. Senaryo yazmaya hevesli gençler için film önerileriyle dolu, sohbet şeklinde yazılmış bir rehber olan kitap, “Okuyup İzliyoruz, Yazmaya Başlıyoruz ve Çekime Hazırlanıyoruz” başlıklı üç bölümden oluşuyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Çiçekoğlu, teknoloji çağında gençlere bildikleri iletişim yollarını kullanarak, bir dakikalık filmler çektirmeyi önemli bulduğunu söylüyor.
Gençler pek kitap okumuyor. Böyle bir kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?
Tam da gençler önceki kuşakların alıştığı biçimde okumadığı için bu kitabı yazmaya karar verdim. “Gençler artık pek okumuyor” şeklindeki şikâyete katılmıyorum. Onlar farklı biçimde okuyorlar. Hepimizin algıları değişti. 2000 ve sonrası doğan gençler için dijital teknoloji, görsel-işitsel algı ve ifade tanıdıkları asıl ve hatta tek iletişim biçimi. Bu nedenle onları eleştirmek yerine anlamaya ve biz onlara uyum sağlamaya çalışmalıyız. “Bir Senaryo Yazalım” tam da bu amaçla yazıldı, asıl iletişim kurmayı bildikleri alanda gençlere hikâye anlatma konusunda ufuk açabilmek için.
Çocuklar ve gençler ellerinde telefonlarla ve sosyal medyada her an görünür olmak ve beğenilip onaylanmak istiyor. Bir dakikaya sığdırılan videolar çağındaki gençleri nasıl tanımlarsınız?
Her genç kuşak gibi onaylanmak istiyorlar. Bunun tarzı kuşaktan kuşağa değişiyor ama temel dürtü değişmiyor. O nedenle bir dakikalık videoları seviyorum, önemli buluyorum ve bu kitapta bir dakikalık videolardan çokça örnek veriyorum. Kitabın referanslarından çoğu bir dakikalık filmler sitesi Filminute’den. 2005’te kurulan ve 2006’dan itibaren bütün dünyadan katılıma açık olan bu site her yıl 25 finalist ilan ediyor ve sonra seyirci oylarıyla bunlar arasından en beğenilenler seçiliyor. Bu sitede sosyal medya bağımlılığını eleştiren, hikâye anlatmayı ve çevremize bakmayı öneren ama bunu didaktik bir üslupla değil mizahla yapan pek çok örnek var.
Dikkat ve odaklanma çok kısaldı. Gençler YouTube videolarını bile kısaltarak izliyor. Bu gidişatın sinemaya etkisini nasıl görüyorsunuz?
Ben de bu yöndeki değişimi sezdiğim için son 10 yıldır öğrencilerime bir dakikalık senaryolar yazdırıyorum ve bir dakikalık filmler çekmelerini öneriyorum. Bu konuda başarılı olan dilerse daha uzun filmler de yapabilir ama başlarken en kısada anlatabilmek ustalaşmanın ilk adımı olabilir. 2015-2016 ders yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi ikinci sınıf senaryo öğrencilerimin yazıp çektiği bir dakikalık filmlerden üçü sözünü ettiğim Filminute platformunda finale kaldı. Sonraki yıllarda Şeyhmus Altun, Ekin Sensev, Emre Cef Kamhi gibi başka öğrencilerim de aynı sitede finalist oldular ve oradan açtıkları yolda ilerleyip kısa ve uzun yeni filmler çektiler. Ekip olarak çalışanlar yapımcı, görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni gibi çeşitli alanlarda sinemada profesyonelleştiler. Son dönemde adını sıkça duyduğumuz Burak Çevik, Selman Nacar, Barış Aygen, Cansu Menlikli ve daha pek çokları hep o süreçten geçtiler. Ben de bu tecrübeleri henüz yolun başındaki gençlerle paylaşmak istedim.
Gençler yaratıcı ve dünyaya açık
Aileler çocuklarını bu alanda nasıl destekleyebilir?
Aileler kendi dönemlerine ait değer yargılarını gençlere zorla kabul ettirmeye çalışmayarak destek olabilirler. Görsel yeteneği olan, film ya da oyun tasarımı alanında hevesli bir gence “avukat ol, mühendis ol, doktor ol” diye ısrar etmek çok yanlış. Yüksek puan tutturup ailelerinin zoruyla bu alanları seçen, sonra diplomayı aileye hediye edip sinemacı olan öğrencilerim var. Gençliklerinin en güzel yıllarını, en üretken olabilecekleri zamanları hiç sevmedikleri ve asla yapmayacakları bir mesleğin çileli eğitiminden geçerek tüketiyorlar. Evet, işte bu kitabı en çok onlar için ve yeni gençler onlara benzemesin, onlarla aynı kaderi paylaşmasınlar diye yazdım.
Genç sinemacıları nasıl buluyorsunuz? Yeni nesil daha mı ilgili sinema dünyasına?
Gençleri yaratıcı ve dünyaya açık buluyorum. Dünya sinemasının yeni örnekleri de ufuk açıcı, düşündürücü, eğlendirici. Henüz sona eren 44. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde bu saydığım özelliklere sahip çok sayıda film izledim ve mutlu oldum. Türkiye’den örnekler özellikle kadın sinemacıların katılımıyla zenginleşiyor.