Altın, Fed faiz beklentileri ve küresel belirsizliklerin etkisiyle yükselişini sürdürüyor; ons başına 2.508 dolara çıkarak güvenli liman arayışını güçlendiriyor. Alamayanlar altın fonlarına yönelmeye başladı
Son haftalarda değerli metaller piyasasında altın, çalkantılı dönemlerin güvenli limanı olarak yükselişe geçti. Artan jeopolitik riskle birlikte yatırımcılar bir kez daha altına yöneldi. Geçtiğimiz hafta ons başına en düşük 2.370 dolardan işlem gören altın, bu hafta yüzde 2 değer kazandı. Altının onsu 2.508 dolara çıktı. İç piyasada da altın rekor düzeyi gördü. Gram altının fiyatı 2 bin 721 liraya çıkarak tüm zamanların en yükseğine çıktı. Hareketlilik, yatırımcıların güvenli liman arayışının bir yansıması olarak dikkat çekiyor.
FED faiz politikalarının etkisi
Altın fiyatlarındaki bu artışın arkasında yatan ana etkenlerden biri, ABD Merkez Bankası (Fed)’in faiz politikalarına yönelik beklentiler. Yatırımcılar, Fed’in faiz oranlarını ne kadar indireceğine dair ipuçları ararken,
Piyasalarda tansiyonun son dönemde artmasıyla birlikte yatırımcılar para piyasası fonlarına sığınıyor. Riskten kaçan yatırımcılar bu fonlara talebi patlattı. Hangi fonlar yatırımcılar için daha cazip? İşte fon rehberi…
Yatırımcıların gözü para piyasası fonlarında. Likit olmaları, risklerin arttığı ve faizlerin yüksek olduğu dönemlerde yüksek getiri sağlamaları bu fonları öne çıkarıyor.
En fazla kazandıran para piyasası fonlarının yıllık getirileri yüzde 54.57’ye kadar çıktı. Yıllık yüzde 50’nin üzerinde kazandıran bu fonlar yatırımcı tercihlerinde öne çıkıyor.
En fazla kazandıranlar
En fazla kazandıran Para Piyasası Fonları içerisinde, Nurol Portföy tarafından yönetilen PPN fonu dikkat çekiyor. Bu fon, son 1 yılda %54,47 oranında değer kazandı. Kısa vadede yatırımcısına kazandıran fonun son 1 son 1 aydaki getirisi %4,29 ve son bir haftadaki performansı da %0,97 oldu.
Rota Portföy tarafından yönetilen RPP fonu, yıllık %54,36 getiri oranıyla ikinci sırada yer aldı. Onu, NEO Portföy’ün NVB fonu %54,33 ile
Bu yaz tatsız bir ortamda seyreden uluslararası piyasalar; ABD’de durgunluk beklentilerinin artması ve Japonya’dan gelen sert dalgayla çakıldı. FED’den faiz indirimi hamlesi bekleniyor. Yatırımcılar bu ortamda sakinliği korumalı.
Küresel piyasalarda Japon borsasında başlayan yüzde 12.4’lük sert düşüş dalgası, Uzakdoğu’dan Batı ülkelerine tüm dünyaya ‘Kara Pazartesi’ yaşattı. Avrupa ve ABD borsaları düşüşlerden olumsuz etkilenirken, Türk borsası da önemli değer kaybı yaşadı. Peki bu düşüşün nedeni ne idi? Cuma günü, ABD’de tarım dışı istihdam, temmuz ayında 114 bin kişi artarak 175 binlik beklentinin altında kaldı. İşsizlik oranı da yüzde 4.3’e çıkarak 3 yılın zirvesini gördü. Resesyon (durgunluk) beklentileri arttı. Uluslararası piyasalarda ilk açılan büyük borsalardan Japonya’daki dev satış dalgası, adeta tsunamiye döndü. BIST 100 Endeksi hacimsiz ve sıkışık dar bantta gerçekleştirdiği hareketin ardından sert bir düşüş yaşadı. Japonya’dan gelen sert dalga korku
Yurt içinde sıkı para politikası sürüyor. Yurt dışında merkez bankalarının adımları piyasaların ritmini belirliyor. Ortadoğu’da ısrarla artan gerilim, yatırımcıları kaygılandırırken alternatif arayışlarına yönlendiriyor. Piyasalarda yönü belirleyen ise kurumsal yatırımcıların tercihleri oluyor.
Ortadoğu’da gerilim bir kez daha arttı. İsrail’in 30 Temmuz’da Hizbullah’ın en üst düzey komutanlarından Fuad Şükür’ü Beyrut’ta düzenlediği hava saldırısında öldürmesinin ardından, Hamas lideri İsmail Haniye’nin suikastı geldi. İsrail suikastın sorumluluğunu üstlenmezken, İran’ın nasıl bir hamle yapacağı merak edilen konu. Beklenti İran’ın kontrol ettiği güçler üzerinden karşılık vermesi. İran’ın hamlesine bağlı olarak gerilimin bir üst seviyeye çıkıp çıkmayacağı netlik kazansa da İsrail’in ısrarla İran’ı doğrudan bir savaşın içine çekmek istediği gözleniyor.
Artan gerilim ortamında sıcak para emtia ve fon cephesinde güvenli limanlara çekildi. Altının onsu bir haftada
Borsada temmuz ayının en fazla kazandıran sektörü taş ve toprak sektörü oldu. Taş ve toprağa yatırım yapanlar yüzde 15’in üzerinde kazandı. Yatırımcılar yıl genelinde zayıf kalan sektörlere yöneldi
Temmuz ayının en önemli gündemi Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu “B3”ten iki basamak birden artırarak “B1”e yükseltmesi oldu. Moddy’s kredi notu görünümünü “pozitif” olarak korudu. TCMB ise politika faizini pas geçti. Faiz yüzde 50’de sabit kaldı.
TCMB’nin bu kararı, piyasa beklentileri doğrultusunda gerçekleşti. Yüksek enflasyon ve karşısında Merkez Bankası’nın temkinli bir duruş sergileyerek faiz oranını değiştirmemesi, piyasalarda istikrarın korunmasına yönelik bir adım olarak değerlendirildi.
TCMB’nin faiz kararları, hem iç piyasalarda hem de uluslararası arenada yakından takip ediliyor.
Primi düşük sektörlere talep geldi
Temmuz ayında 2 sektör yüzde 10’un üzerinde yükseldi. BIST Taş Toprak Endeksi yüzde 15
Kredi kuruluşlarından olumlu haberler devam ediyor. Moody’s Türkiye’nin kredi notunu 2 basamak birden yükselterek “B3”ten “B1”e çıkardı. Görünümü de pozitifi olarak korudu. Kredi notlarındaki artış devam edecek. 6 Eylül’de Fitch ve 1 Kasım’da S&P’nin not kararı var. Not artışları uzun vadeli fonların Türkiye’ye yönelimini teşvik edecek
Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “B3”ten iki basamak birden artırarak “B1”e yükselti. Kredi notu görünümünü “pozitif” olarak korudu. Pozitif görünüm not artışının devam edeceğinin işareti olarak okunmalı. İki kademe not artışına rağmen Türkiye yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe gerisinde duruyor. Ancak artışlar gelişim seyrini göstermesi açısından önemli. Sıkı para politikasından taviz verilmemesi kademeli olarak not artışlarının devamını getirecektir. Bu da piyasalara olumlu yansıyacak.
Güven artıyor
Moddy’s, kredi notunun yükseltilmesinin temel nedeni olarak ekonomi yönetimindeki
Hisse senedi yatırım fonları son bir yılda yüzde 97 ve hisse senedi BES fonları yüzde 111 kazandırdı. Diğer yatırım enstrümanlarında en yüksek getiriler yüzde 74’te kaldı. Fon yatırımcı sayısı 5 milyonu aştı. Yatırımcılar fonlara ağırlık vermeye başladı
Yatırım Fonlarına ve emeklilik fonlarına bariz bir yatırımcı ilgisi var. Fon yatırımcı sayısı 5 milyonun üzerine yükseldi. 5 Temmuz verilerine göre fonlardaki yatırımı sayısı 5 milyon 75 bin 392 oldu. Fonlara yönelik bu ilginin nedeni getirilerinin yüksek olması.
Mevduat faizlerinin yıllık ortalama yüzde 51, borsanın yıllık ortalama yüzde 74 kazandırdığı bir ortamda oluşan getiriler önemli. Enflasyonu yenen kazançlar yatırımcının gözünden kaçmıyor.
Doğru seçim önemli
Hisse Yatırım Fonları ve BES Fonları kazandırdı. Bununla birlikte yatırım fonlarının ve emeklilik fonlarının ortalama getirileri yüzde 63 ve 66 oldu. Yani fonlardaki getiriler de ortalama olarak enflasyonun altında kaldı. Bu noktada fon tercihleri yatırımda getirilerini artırmada önemli bir nokta. Diğer yatırım araçlarında olduğu
Yatırım çeşitliliği içerisinde hisse temelli 3 alanda yatırımcılar reel getiri elde etti. Bunlar, hisse senedi BES fonları, hisse senedi yatırım fonları ve BIST 100 Endeksi’ne dahil hisse ortalaması. Hisse senetlerindeki yükselişe bağlı olarak BES ve hisse fonlar yükselirken bu eğilimin yıl sonuna kadar sürmesi bekleniyor
Yatırım araçları içerisinde hisse senedi BES fonları yıllık yüzde 120, yatırım fonları yüzde 105 ve hisse senetleri yıllık ortalama yüzde 77 yükselişle öne çıktı. Bu enstrümanlar, yıllık yüzde 71,60’ın üzerinde performans sağlarken yatırımcısına da reel getiri sağlama imkanı verdi.
Altın ve mevduat başa baş
Altın ve mevduatın getirisi başa baş seyretti; altın yıllık bazda yüzde 53 oranında kazandırırken, mevduatın yıllık getirisi de yüzde 50 oldu. Konut fiyatlarındaki artış yüzde 36’da kalırken, dolar ve euro yüzde 25 getiri sağladı.
Aylık getiriler
Aylık bazda mevduat borsanın getirisine ulaştı. Mevduatın aylık getirisi yüzde 4,88 olurken borsanın getirisi yüzde 4,84 oranında gerçekleşti. Aylık bazda hisse BES fonları ve