Önce Moody’s ocak ayında görünümü pozitife çevirdi. Ardından Fitch ve şimdi S&P Türkiye’nin kredi notunu artırdı. Henüz yatırım yapılabilir seviyede olunmamasına rağmen gelişmeler not artışlarının devam edeceğine yönelik. TL varlıklarda ise güçlü görünüm sürüyor
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Türkiye’nin kredi notunu B’den B+’ya yükseltti, not görünümünü pozitif olarak korudu. Fitch Ratings ise martta Türkiye’nin kredi notunu B’den B+’ya yükseltirken, not görünümünü durağandan pozitife çevirmişti. Geçen ocak ayında ise Moody’s görünümü pozitife çevirerek ilk adımı atmıştı.
Yatırım için anlamı
Kredi notlarında gözlemlenen artışlar, fonların piyasalara girişi noktasında referans olarak takip ediliyor. Bu itibarla yabancı kuruluşların yatırım yaparken baktıkları önemli kriterler arasında yer alıyor. Kredi notu ülkenin ekonomik görünümüne dair genel fotoğrafın özeti
Yılın ilk dört ayının sonuna geldik. Hisse senetleri içinde yılbaşından bu yana getirileri yüzde 70’lere çıkan şirketler var. Borsa kritik sınırda. Endekste 10 bin sınırı güçlü aşılırsa, bu seviyenin üstünde kalıcı hareket olabilir
Borsada endeks 10 bin sınırına dayandı. Endeks haftayı 9.915’ten tamamlarken haftalık bazda % 2,29; aylık bazda % 12,58 ve yılbaşından bu yana % 30 yükseldi. Borsadaki bu çıkış altın, dolar ve euro getirilerini geride bıraktı. Peki borsada 10 bin üstü kalıcı bir hareket olur mu? Gözlemim ve beklentim endeksin 10 binin üzerine çıkacağı ve kalacağı yönünde. Bilançolarda enflasyon düzeltmesi oldu. Ancak hisse fiyatları hala değerleme oranlarının altında. Özellikle güçlü endeks hisselerinde bunu gözlemek mümkün. Bu nedenle önümüzdeki dönemde sıkı para politikasının devam etmesi ve yatırımcı güveninin oluşması halinde endeksin 10 binin üzerinde kalıcı bir hareket gerçekleştirdiğini görebiliriz.
Öte yandan haftalıkta % 4,35 değer kaybı yaşayan
Küresel riskler, merkez bankalarının faiz kararları, yurt içinde enflasyonla mücadele gibi yoğun akış altında piyasalar yön arıyor. Borsada hareket belirginleşiyor.
İsrail ile İran arasındaki gerilim hafta boyunca piyasaların odak noktası oldu. Petrol ve altında yükseliş yaşanırken, yatırımcılar güvenli limanlarda olmayı tercih etti. Fed Başkanı Jerome Powell ve diğer Fed yetkililerinin açıklamaları dolar kurunun hareketini belirlerken, beklentilere yönelik de kırılımlar oluşturdu. BİST100 endeksi yüzde 1,23 kayıpla 9.693 puandan haftayı tamamladı. Dolar kuru yüzde 0,48 artışla 32,51 TL’ye yükseldi. Euro kuru yüzde 0,69 yükselerek 34,66 TL’ye yükseldi. Cumhuriyet altını ise yüzde 2,09 yükselerek 17.465 TL’ye çıktı. Yatırımcılar güvenli limanlarda olmayı tercih ederken bir yandan da fırsatları göz önünde bulunduruyor.
Borsanın 2024 görüntüsü
Yılın ilk iki ayında BIST 100 Endeksi güçlü bir ivme sergilerken mart ayını dinlenerek geçirdi. Nisan ayına ise dinlenmiş olmanın verdiği enerji ile başladı. BIST 100 Endeksi
“Uzun bayram tatilinin sonrasında haftaya hafif satıcılı başlayan piyasalar, İran - İsrail geriliminin kademeli olarak söneceği sonucuna varmış olacak ki sert tepki vermedi. Dalgalanmalar ekonomik veri akışına dayalı gelişti. Türkiye’nin risk primi 300’ün altına gerilerse borsada hedef 10 bin olabilir...”
Uzun bayram tatilinin ardından Borsa İstanbul kabul edilir bir dalgalanmayla açıldı. Piyasaların açılmasıyla birlikte 9 günlük bayram tatili sürecinde yaşananları fiyat hareketlerinin içerisinde sindirildiğini gözlemledik.
Bayram öncesinde 9.849 seviyesini test eden BIST 100 Endeksi, küresel veri akışında ABD enflasyon rakamlarının beklentilerin üzerinde açıklanması ve jeopolitik gerginliklerin tırmanması gibi etkenlerle haftaya hafif satıcılı başladı. Ancak satışlar derinleşmedi. İran - İsrail geriliminin kademeli olarak söneceği beklentisi ekonomik verilere odaklanılmasına neden oldu.
Açılış öncesinde analist tahminleri satış ağırlıklı idi. 49 analistin 19’u pozitif açılış tahmininde bulunurken, 30’u negatif açılış öngördü.
Bayram sonrası, yarın piyasalar yoğun ekonomi gündemiyle hızlı açılacak. İran-İsrail gerginliği takip ediliyor. Borsada günlük dalga boyları uzarken dövizde daralıyor. Altın ve gümüş öne çıkıyor.
Piyasalarda bayram sonrası hareketli bir açılış bekleniyor. İran’ın Suriye’deki konsolosluk binasının bombalanmasına misilleme olarak İsrail’e karşılık verme ihtimali gündemin sıcak maddesi. Jeopolitik risklerin artmasıyla emtialara yönelimi arttı. Öte yandan ABD, küresel metal piyasalarını sarsma riski taşıyan bir hamle yaparak Rus alüminyum, bakır ve nikel ticaretine yeni kısıtlamalar getirdiğini duyurdu. Altın, Orta Doğu’da gerilimlerin artmasıyla başka bir rekora sıçradı. Altının onsu yüzde 1.2 artışla 2.400 dolara yükselirken, gümüş Şubat 2021’den bu yana en yüksek seviyesinde işlem gördü. Gümüş ons başına 29.23 dolara kadar yükseldi.
Geri çekilme alım fırsatı
Küresel bazda gerilimler artsa da Türkiye’de hisse senedi piyasasına yönelik para girişinin artmaya devam etmesi, hisse
Bayram öncesi borsa sürpriz yükselişle tüm zamanların rekorunu kırdı. Yüksek faizler TL’ye ilgiyi artırıyor. Risk primin daha da düşmesi yabancı yatırımların önünü açabilir
Finansal piyasalarda yaşanan para hareketliliği, yatırımda yeni bir trendin oluştuğunu gösteriyor. Bankacılık sektöründe faiz oranları ve kredi hacmi, mevcut finansal hareketlilik, TL’nin daha cazip hale geldiğini gösteriyor. Bankaların 1 ile 3 ay gibi kısa bir dönem için Türk lirası cinsinden mevduata uyguladığı faiz oranı yüzde 59,5’ten yüzde 64,3’e çıktı. Bankalar bu süre zarfında birikimini mevduat hesabında tutan mudilere daha yüksek getiri sunuyor.
Peki, böyle bir ortamda borsada reel getiri mümkün mü? Haftanın son işlem gününde BIST 100 Endeksi’nde bir günde yüzde 5,37 oranında yükseliş gözlendi. Endeks 9.618 puana yükseldi. Piyasaya yabancı para girişinin olması yüksek faize rağmen borsaya yönelimin daha da güçlenmesini mümkün kılabilecektir. 1990’lı yıllarda reel faiz
Yerel seçimlerin tamamlanması sonrasında piyasalar ilk güne olumlu başladı. Goldman Sachs, TL’nin performansında iyileşme beklerken, yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılar ekonomik politikalara odaklandı. Mevcut ekonomik programda süreklilik mesajlarıyla Türkiye’nin risk primi düştü.
Seçimlerin ardından, lirada gözlenen değer artışı, yeni bir döneme işaret ediyor. Hükümet kanadından gelen ekonomi politikalarındaki süreklilik mesajı, gelecek adına umut verici bir tablo çiziyor. Yeni dönem, ekonomide istikrarın ve dengenin korunması yönünde önemli bir adım olarak görülüyor.
Risk primi 300 puan seviyesine gerilerken piyasaların güven kazandığının da bir göstergesi oldu. Seçim öncesi haftanın son işlem gününü 9.142’den kapatan endeks seçim sonrası ilk güne 9.234’ten başladı. 9.258’e kadar yükseldi. Gün içinde 9.000 bölgesinde dengeli bir seyir izlerken kapanışa doğru yeniden 9.142’nin üzerine çıktı. Dolar/TL kuru 32,43’ten 31,97’ye geriledi ve
Yerel seçimlerin tamamlanmasıyla Türkiye’nin ekonomi politikalarına yeniden odaklanılacak bir döneme giriliyor. Önümüzdeki süreçte enflasyonla mücadele, piyasalarda yeni denge arayışları, dolar kurundaki stabilizasyon çabaları öne çıkacak
Yerel seçimlerin tamamlanmasının ardından, ekonomi politikaları yeniden odak noktası olacak. Öncelikle enflasyonla mücadeleye ağırlık verilirken, piyasalar için yeni denge arayışları başlayacak. Borsanın orta ve uzun vadede yükselişi beklenirken, dolar kurunun mevcut trendini sürdürmesi ve altın fiyatlarının güçlü kalması beklenmeli. Alınan önlemler, ekonomik istikrar ve yatırım ikliminin güçlenmesine katkıda bulunacak.
Yerel seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte, Türkiye’nin ekonomi politikalarına yeniden odaklanılacak bir döneme giriyoruz. Önümüzdeki süreçte enflasyonla mücadele, piyasalarda yeni denge arayışları, dolar kurundaki stabilizasyon çabaları öne çıkacak. Yatırımcılar ve ekonomi yönetimi için önemli