Ankaralılar frekanslar arasında ‘Aşk’ı yakaladı!

15 Ağustos 2009

İç Anadolu Bölgesi’nin, özellikle Ankara’nın en çok dinlenen radyolarından biri olan Aşk FM’den adı gibi ‘aşk’ şarkıları yükseliyor. 14 Şubat Sevgililer Günü’nde dinleyicilerine merhaba diyen Aşk FM, yıllardır Ankaralının tercih ettiği gözde radyolardan biri...Radyo ağırlıklı olarak Arabesk ve Fantezi tarzındaki şarkılara yer veriyor. Arabesk’in altın örnekleriyle Fantezi müziğin hitlerinin yanında, özellikle dinleyicilerin radyoyu açtıklarında hep bir ağızdan eşlik edecekleri şarkıları sunuyor. Radyo, yer yer oyun havaları ile hem kentsel alanlara, hem de kırsal kesime hitap etmeyi hedefliyor. Hazırladıkları eski ve yeni türkülerle de yayın akışını renklendiriyor. Sekiz senedir Radyonun Genel Yayın Yönetmenliği’ni yapan İsmail Alçıkaya ile Ankara’da Aşk FM’i konuştuk. Alçıkaya, radyonun yayın ilkesini özetledi: Seste, müzikte kalite ve düzgün Türkçe... Ankara’da 102.1 frekansından yayın yapan Aşk FM’i www.askfm.com.tr adresinden de dinleyebilirsiniz.

ANKARA’NIN EN ÇOK DİNLENEN RADYOLARINDAN BİRİ OLAN AŞK FM, ARABESK VE FANTEZİ TARZIYLA RADYO DİNLEYİCİSİNİN TERCİHLERİ ARASINDA...


Programcılarının da yer aldığı, 14 Şubat’taki Aşk FM’in doğum gününden bir kare.

Aşk FM’den neler

Yazının Devamı

LOUNGE FM VE RADYO OXIGEN EVLENDİ!

8 Ağustos 2009

LOUNGE 102 VE RADYO OXIGEN BİRLEŞTİ VE YEPYENİ BİR RADYO “LOUNGE o2” ORTAYA ÇIKTI. RADYO YÖNETİMİ BU BİRLEŞMEYİ DİNLEYİCİLERİNE ‘EVLİLİK DAVETİYESİ’ GÖNDEREREK İLAN ETTİRadyo dünyasında farklı bir ‘evlilik’ yaşandı. Türkiye’nin ilk “Downtempo” radyosu olan Lounge 102 ile Radyo Oxigen, “Lounge o2” adıyla yeni bir radyoda birleşti. Her iki radyonun ruhunu yansıtmayı ve dinleyicilerin de sadece müziğe odaklanmasını sağlamayı hedefleyen “Lounge o2”, rafine müzikseverlerin yeni adresi... Yayın akışında konuşmaya yer verilmeyen radyoda ağırlıklı olarak caz, Funk, Soul, Ambient, Chill-out, Dub, Trip Hop, House, Bossa Nova ve diğer Latin türevleri, Space Age ile Exotica dinleyicileriyle buluşacak. ”Lounge o2” ayrıca dünyanın en büyük radyo istasyonlarında yayınlanmakta olan, seçkin şovlar ve Türkiye’nin en iyi DJ’lerinin hazırladığı sürpriz programlar ile fark yaratmayı hedefliyor. Radyo dünyasında ‘yeni bir soluk’ olarak yorumlanan radyonun doğuşu ile ilgili detayları radyonun kurucuları Birol Giray ve Can Tanca’dan öğrendik. Yeni radyo “Lounge o2”, yeni yayın akışıyla 96.0 frekansından dinleyicilerine sesleniyor.



Radyo sahipliğine kadar uzanan süreçten bahseder misiniz?
Pow

Yazının Devamı

Radyodan yemek kokuları geliyor!

1 Ağustos 2009

Radyodan müzik duyduk, haber duyduk, şov programlarıyla eğlendik, kültür programlarıyla öğrendik. Sıra geldi en keyifli zamanların geçirildiği mutfakta radyonun sesini sonuna kadar açmaya... TRT Ankara Radyosu’nda Banu Atabay’ın hazırlayıp sunduğu ‘Mütevazı Lezzetler’ adlı yemek programı radyolarda alışık olmadığımız bir formatta hazırlanıyor. Banu Atabay radyo programında hayal gücünü kullanıyor, hayali tencerelerde çorbalar kaynatıyor, yemekler yapıyor, malzemeleriyle, ölçüleriyle dinleyicilerine yemek tarifi veriyor.  Yemek yapma telaşına düşen ev hanımları programı iple çekiyor. Program özellikle ev hanımları tarafından dinleniyor. Banu Atabay’ın mutfakla tanışması, radyocuların mikrofonla tanışmasından biraz farklı, onun oyuncakları tencereler, tavalar olmuş. 6 yaşında erik kompostosu yaparak mutfağa adım atmış, o gün bugündür yemek kitapları okuyor, dünyadaki yemek kültürlerini araştırıyor. Bu alanda kitaplar yazıyor. Farklı mesleklerdeki kişileri de programına konuk eden Atabay, “Konu yemek olunca herkesin

Yazının Devamı

RadyON’da her şey var!

25 Temmuz 2009

İstanbul radyolar cenneti. Ulusal radyoların vatanı ve birçok yerel radyoya da ev sahipliği yapan bir şehir. İstanbul’daki birçok radyoyu dinleyicileriyle tanıştırdığımız radyo sayfamız bu kez başkent Ankara’daki radyolara uzandı... Ankara’nın ilk özel radyolarından biri olan, 15 yıldır dinleyicilerine tarzında farklılık yapmadan seslenen Radyo On, Ankara’nın gözde radyolarından biri... Ankara’daki seyahatimizde bindiğimiz araçlarda yaptığımız minik anket, bize gösteriyor ki, Ankara dinleyicisi Ankara merkezli radyolara daha fazla ilgi duyuyor ve sahipleniyor. Elbette İstanbul merkezli ulusal radyolara da denk geldik, ama Ankaralı, kendi ilinin radyolarını ‘10 numara’ buluyor! Biz de başkent Ankara’da en çok dinlenen radyolardan biri, Radyo On’un Genel Müdürü ve programcısı olan 15 yıldır  sesini duyuran, Gülay Kankalp’la görüştük. Radyo On’u, Ankara radyolarını ve radyoculuğu konuştuk. Ankara’da 100.5 frekansından yayın yapan Radyo On’u www.radyoon.com.tr adresinden de dinleyebilirsiniz...


ANKARA’NIN EN

Yazının Devamı

‘Türkçenin en doğru kullanıldığı program bizimki’

18 Temmuz 2009

Nur Banu Molla’nın programı ‘Hayatın Ta Kendisi’, Best FM’de dinleyicileriyle buluşuyor. Nur Banu Molla, Arkeolog ve Gazeteci. Samsun’da başladığı radyo mecarasına birçok radyoda devam etti. Spikerlik ve seslendirmeler yaptı. Bir dönem ara verdiği mesleğine, Boğaz’da bir teknede balık ekmek sattıktan sonra yeniden döndü. Kendisini Best FM’de, yine haberin merkezinde buldu. Ardından ‘Hayatın Ta Kendisi’yle tanıştı... Molla’nın programına, birçok gazetede yayın yönetmenliği yapmış, eski gazetecilerden Ergun Kaftancı da eşlik ediyor, güldürürken eğlendiriyor, eğlendirirken bilgilendiriyor. Molla programını şöyle özetliyor: “Bazı konularda, fikirlerimiz taban tabana zıt. Ama, yine de karşılıklı konuşabiliyoruz. Bir gün bir uyku uzmanı ile karabasanı konuşuyor, bir gün de dalgıç konuk edip İstanbul Boğazı’nın dibinde neler olduğunu sorguluyoruz. Arkeolog çağırıp Indiana Jones oluyoruz, bir başka gün, ağır ceza mahkemelerinde yetişkinler gibi yargılanan küçücük çocukların haklarını arayabiliyoruz!

Yazının Devamı

TRT’nin yeni sesleri

11 Temmuz 2009

TRT, radyo alanındaki yeniliklerine devam ediyor. Dört  yeni radyo ile dinleyicilerin karşısına çıkıyor. Bunlardan biri 6 Mayıs’ta yayın hayatına başlayan Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya ve Mersin’de dinleyicilerine seslenen, internet üzerinden de 24 saat kesintisiz Türk Sanat Müziği yayını yapan Ankara’da 107.8 frekansındaki TRT Nağme Radyosu... TRT’nin dev arşivinden yararlanarak dinleyicilerine özel eserler ve yeni kayıtlar sunan radyonun asıl amacı büyük şehirlerdeki Türk Sanat Müziği boşluğunu doldurmak. TRT’nin çiçeği burnundaki diğer radyosu ise sadece Ankara’ya seslenen, kent radyosu anlayışıyla kurulan 105.6 frekanslı  Ankara Radyosu. Bu radyo da kültür sanat, yaşam, müzik, magazin, tarih, ekonomi ve sporla kente ilişkin her türlü bilgiyi dinleyicilere sunuyor. Ankara’nın hava ve trafik durumuyla, su ve enerji bilgileri de güncellenerek dinleyicilere aktarılıyor. Sohbete dinleyiciyi katan ve her düşünceye açık olan radyo, 17 saat yayın yapıyor. Bu iki yeni radyonun heyecanını TRT Radyo Dairesi Başkanı Şenol

Yazının Devamı

‘Radyoda ne para ne hatır geçer’

4 Temmuz 2009

Radyolarda transfer mevsimi başladı. Dün farklı bir frekansta dinlediğiniz isimler, bugün bir başka frekansta karşınıza çıkabiliyor. Kimisi sakin, sessiz adres değiştiriyor, kimisi de gürültülü patırtılı “bomba” gibi transfer oluyor. Michael Kuyucu da, pimi çeken radyoculardan biri...
Birçok özel radyonun Genel Yayın Yönetmenliği’ni yapan, yıllardır “Asıl işim” dediği müziğin nabzını tutan Michael Kuyucu, ‘Ünlülerin Radyosu’ konseptini uyguladığı, ünlülerin programlarına yer verdiği Radyo Mega’dan şaşırtan bir kararla ayrıldı. Ayrılığı “Benim için çok ilginç bir tecrübe oldu”  cümlesiyle özetleyen Kuyucu, Radyo Klas’ın Genel Yayın Yönetmenliği görevine başladı. Kuyucu’nun yeni radyosuna geçiş dönemi biraz sancılı ve sarsıntılı oldu. Kuyucu, o dönemde radyo sektörüne kırıldı ve yıllardır işin mutfağında biriktirdiği kırgınlığını “Türkiye’de radyo veya medya yöneticisi olmak ciddi bir angarya, parası az, maneviyatı az,

Yazının Devamı

“Sanatçılar radyolara küsüyor!”

27 Haziran 2009

Birçok radyonun klasiğidir, ünlülerin konuk olduğu programlara yer vermek... Bunlardan biri de Pal FM’de Yasemin Şefik ve Esin Görür’ün hazırladığı ama asla ‘klasik bir program’ etiketini kabul etmedikleri “3’ü 1 Arada” isimli program... Sevilen sanatçıların, ünlü isimlerin bilinmeyen yönlerini ele alan, klasik konuklu radyo programlarının dışında ‘farklı’ olmayı hedefleyen, özellikle albüm promosyon dönemindeki “Kimlerle çalıştınız?” “Kaç şarkınız var?” gibi klişe sorulara sırt dönen bir program... Programa katılan konuğu evlerinde ağırlar gibi rahat olmalarını sağlıyor ve bilinmeyen yönlerini dinleyicilerin kulağına fısıldıyorlar.  Herkesin yanıtlarına kolay ulaşabilecekleri soruları sormuyorlar.  Programda kahkahalar havada uçuşuyor, soruları tutana da aşk olsun! Onlar birbirleriyle arada bir çekişir gibi görünse de, aslında çok iyi arkadaşlar. Ego savaşıyla zaman harcamayıp “İki kişilik programlar böyle yapılır”ı özellikle vurguluyorlar.

Yazının Devamı